Tanpınar ve 1960 darbesi - Alaattin Karaca

01 Ağustos 2016 14:50  

 

Tanpınar ve 1960 darbesi - Alaattin Karaca

1960 darbesindeki tavrıyla edebiyatseverleri hayal kırıklığına uğratan en önemli isim, A. Hamdi Tanpınar’dır herhâlde. O Tanpınar ki, Beş Şehir, Huzur, Mahur Beste ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü gibi eserlerinde sosyal meselelerimize dair isabetli tespitler yapmış; ama maalesef siyasete, 1960 darbesine, Adnan Menderes’e dair yazdıklarında aynı seviyeyi koruyamamıştı. İnci Enginün ve Zeynep Kerman’ınGünlüklerin Işığında adlı eserde belirttikleri gibi Tanpınar, “İnönü’ye taparcasına bağlı[ydı]”, CHP’liydi ve “DP’lilerin hepsinden nefret eder[di].” Bunlar politik tercihtir olabilir; ama onun gibi maziye hürmetle yaklaşan, geleneği iyi bilen ve maziden kopmadan ilerleme fikrini savunan bir aydının, mazi/gelenek karşıtı; hatta maziye ait ne varsa ret ve yıkma politikasını benimseyen bir zihniyeti destekleyen yazılar yazması şaşırtıcı!.. Çünkü edebî/ilmî eserlerindeki fikirleriyle, özellikle İnönü, CHP, Adnan Menderes, DP ve 60 darbesine dair yazıları arasında hem seviye hem de görüş bakımından büyük bir uçurum ve çelişkiler var. 

***

Tanpınar’ın bu tür siyasî değerlendirmelerine “Suçüstü”, “Yakın Tarihimiz Üzerinde Dikkatler”, “İçtimaî Cürüm ve İnsan Adaleti”, “Hatıra ve Düşünceler” başlıklı yazıları ile günlüklerindeki bazı ifadeleri örnek verilebilir… Hem uslûp hem de düşünce itibariyle problemli olan bu yazılarda Tanpınar, DP ve Adnan Menderes’e şiddetle saldırmış ve 1960 darbesini alkışlamıştı. Örneğin Ulus gazetesinde 60 darbesinden hemen sonra yayımlanan bir yazısında “DP idaresi (…) on senemizi ve bu kadar imkânı yık[mış], kül et[miştir].” diyerek on yıllık DP devrini bir kalemde silmişti! Ona göre; “Adnan Menderes’in Çakıcı Efe’den, Abdülhamid’e ve Hitler’e kadar bir yığın örnekleri bulunduğu muhakkaktı.” Şair, DP ve Menderes’i şiddetle eleştirirken, İnönü ve CHP’yi övmüş, meselâ, CHP’yi, bu milleti “Adnan Bey’den, bütün bir çeteden kurtarmış” bir parti olarak görmüştü. Evet evet Menderes ve arkadaşları; yani DP bir “çete”ydi ona göre; ama milletin büyük çoğunluğunun oylarıyla iktidar olan bir partiyi darbeyle yıkıp antidemokratik usûllerle iktidarı ele geçirmeye çalışan CHP ise ülkeyi bu ‘çete’den kurtaran partiydi!.. Ne tahlil ne tespit, değil mi? Bunlarla da kalmıyor! Bir başka yazısında DP iktidarının yıkılmasından dolayı CHP ve orduya minnettarlığını; “Bu adamlara minnettarım. Demokrat Parti ejderhasından bizi kurtardılar. Vatan temizlendi.” cümlesiyle ilân ediyor, darbe sonrasında İnönü’nün sahne almasını ise “İhtiyar arslan gayet zekice kükrüyor. Hiç de haksız değil.” sözleriyle alkışlıyordu. İhtiyar arslan evet ihtiyar arslan İnönü, bir arenada önüne silahsız olarak atılmış Menderes ve arkadaşlarını yemeye hazır, tüyleri dökülmüş ‘ihtiyar arslan” İnönü kükrüyor (!) ve Tanpınar da arenadaki bu vahşi ve adaletsiz manzarayı alkışlıyordu! Coşmuştur tabiri caizse! “Milli Birlik Komitesi bu Sardanapal taklitlerini çuvala tıkarak Yassıada’ya gönder[di]” ve “Yassıada fazla devam etti. Yetti artık. Fatiha okunacak yerde hatme başladık.” diyecek kadar, idam cezalarını “adaletin haklı tecellisi” şeklinde görecek kadar coşmuş!  Ne yaman çelişkidir bu!.. 

***

Görüyor musunuz nasıl düşüyor seviye!.. Ayrıca edebî ve ilmî eserlerindeki fikir ve tahlillerle bu yazılar arasında büyük çelişkiler var!.. Ve maalesef bu tür ‘siyasal’ yargılar, yazarın edebî ve ilmî çalışmalarına gölge düşürmüştür.

Hasılı, aydınlar, toplumun beynidir. Onlardan beklenen böyle fırtınalı, çalkantılı günlerde, savrulmadan, sağlam, sağlıklı, seviyeli ilmî tahlil ve tenkitler yapmalarıdır. Ama bunun için evvelâ hepimizin bir “Düşünce Hamamı”na ihtiyacı var!

Karar

 

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0