TESTİ Mİ, KÜP MÜ?

08 Ocak 2010 19:51 / 2081 kez okundu!

 


Orada bir oda var. Uzakta değil, şurada. Burada sır saklıyorlar.
Sır, testinin ‘sır’ıdır. Bu kelimenin Türkçesi. O odada testiler saklanmadığına göre, o zaman bu bir “sırr”; yani işin Arapçası. Sırr; gizli söz, gizli iş. Varlığı veya kolları açığa vurulmak istenmeyen şeyler. Tekinsiz işler.

Yıllanmış “sır küpü”; eski evlerde adam boyu küplere bir şeyler mi saklanıyordu çocuklar görmesin diye?! Devletin manevi şahsiyetine düşkün olanlar, bu milleti çocuk yerine koymakla ne suçu işlemiş oluyorlar? Devlet baba, sever de, döver de, saklar da… mı?
Sırlar milli, sırlar “kutsal”! Sırlara muhtaç olanlar aynı zamanda yalanlara muhtaç. İç düşmanlı yalanlar…

Sırların kutsal olduğu bir koca yalan. Millet bihaber, ama sırlar milli!
Sırlar yalanları, yalanlar tuzakları, şantajı ve rüşveti doğurur.
Her sırrın ardında bir hırsızlık gizlenir. Sır sahipleri o yüzden hesap vermeyi sevmezler.

Sırlar kuklaların ipleridir. Rüşvet, tuzak ve şantaj sır olur, koca koca kuklalar sırlarla oynatılır.

Yalan ve tuzaklardan iktidar kaleleri yükselir. Birisi kalelere, odalara ve odalarda sırlara muhtaçsa, bu korkusundandır.
Korku şiddet üretir. Korku cinayet işletir. Kale kahramanı tekinsiz işler yaparken korkudan ıslık çalar.

Korkak kahramanların, kahramanlığını sürdürmek için hainlere ihtiyacı vardır. Bu kadar korku, bu kadar hain ve bu kadar çok kahraman ancak eğitimle olur. Eğitim: Talim, terbiye ve ezber.

Ezberletilmiş hainlerle bolca kahramanlar yaratılır. Biri çoğaldıkça öteki de çoğalır.

Korkak kahramanlar en çok sırlarından korkarlar! Çünkü faş olan her sır bin yalan öldürür. Yalanlar kalenin temel taşlarıdır.
Yalanlar ölür, kale yıkılır, sırlar ortalığa saçılır ve görülür ki;
Hiçbir meslek ve hiçbir meslek erbabı kutsal ve kahraman değilmiş!
Hiçbir meslek erbabı diğerlerinden vatanperver değilmiş!
Kaleler mukavvadan, kale kahramanları kağıttanmış! Odalarda saklanan sırların ve yalanların yazıldığı kağıttan.

Saklanmış sırların hiçbiri kutsal değilmiş! Onu kutsayan modern tapınak şovalyelerinin demir zırhlarının içi boşmuş!

Lütfen ezberletilmiş hainlerinizi unutun. Hainlerinize, temel hak ve hürriyetler merceğinden yeniden ve yeniden bakın.

İzmir Suikasti’na bakın, Menemen Vakası’na bakın, Kürt isyanlarına bakın; Nazım’a, Said Nursi’ye, Menderes’e, Deniz Gezmiş’e ve nicelerine yeniden bakın…

Yakına gelin: Fethullah Gülen’e ve Abdullah Öcalan’a bakın!

Sırlardan, yalanlardan, vesvese ve korkulardan arınıp bir daha, bir daha bakın ... Şimdi ne görüyorsunuz?
Tarihin ayaklandığını, ayıklandığını ve aydınlandığını, milletin huzur bulduğunu göreceksiniz.
Emin olun, huzur sırda değil, aydınlıkta!


Talat Ulusoy
08.01.2010

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.