Türkler daða, Kürtler nereye?

16 Þubat 2013 00:43 / 1072 kez okundu!

 


Türk aydýnlarý, sanatçýlarý gerillaya "Bu iþi bitirin artýk ey kardeþler, çocuklar" demek için daða gitmeye yelteniyorsa Kürt aydýnlarý, sanatçýlarý da karakollara, siyasal karar vericilerin kapýlarýna artýk kan dökülmesin demek üzere gitmeli, gidebilmeli.


Son yirmi yýldýr deðiþik imlemelerle ama aslýnda her daim gündemde, en çok da yarasý sürekli kanamalý Kürtlerin diline pelesenk olan barýþ söylemi dillendikçe toplumun deðiþik kesimleri siyasal sürecin meþrebine göre tavýr alýr oldular.

Yine öyle oldu. 15 Þubat 1999'dan bu yana tam ondört yýldýr müebbetlik olduðunu bilip halkýnýn özgürlüðünü düþünerek Ýmralý mahpusunda vakar ve dinginlikle yatan Abdullah Öcalan'la Kürt vekillerin görüþmesinden sonra barýþýn sesi yeniden dillenmeye baþlandý.

Baþta baþbakan olmak üzere hükümet cephesinden siyasal aktörler "Kaybedeceðimizi bilsek dahi, bu iþi çözeceðiz" demeye baþladýlar. Ve destek istemeyi de yüksek sesle dile getirdiler. Meselenin taraflarýndan Barýþ ve Demokrasi Partisi ile Demokratik Toplum Kongresi'nin ise barýþ sürekli gündemlerinde olduðundan bu çaðrýya somut icraat beklediklerini beyan ederek ilgisiz kalmadýlar.

Siyasal cepheden barýþa yoðun ilginin olmasý alýþýldýk ve olmasý gereken. Ýfade edeyim ki sonuca gitmedikçe bu türden ilgilere kamuoyu pek de itibar etmiyor artýk. Çünkü biliyor ki, siyaset erbaplarý bir türlü "samimiyet" testinden geçemiyor. Barýþ derken dahi, dillerini barýþa göre yenileyemiyorlar.

Savaþýn ve þiddetin dili bilinçaltlarýna nüfuz etmiþ, siyasetçileri adeta esir almýþ gibi. Hâla terörist diyorlar. Hâla terörü bitireceðiz diyorlar. Hâla otuz yýldýr elli bin insanýn ölümüyle, yaþananlar ve yaþatýlanlarla hemhal olmuþ halleri yok gibi.

Sanki dünyanýn bir baþka coðrafyasýnda yaþanan bir "mesele" üzerinden ahkâm kesen ruh hallerine tekabül ediyor muktedirin dili.

Oysa barýþýn dili yapýcý olmalý, kýrýcý ve ötekileþtirici olmamalý. Bunu en iyi epey bir zamandýr savaþ haliyle yaþayan; yüreði, evi barký yanan, en yakýnýndakileri kaybedenler bilir / biliyor.

Bu sebeple meselenin ruhu; barýþý dillendirecek olan sanat, kültür, entelektüel, aydýn camianýn böylesine hassas dönemlerde sesini yükseltmesi ile ilintili.

Ýþte önce sinema ve tiyatro sanatçýsý Ayþen Gruda'nýn gür sesini duyduk. "Daða giderim" dedi.

"Daðdaki çocuklar beni dinlerler. Onlar benim filmlerimle büyüdüler, güldüler, aðladýlar hüzünlendiler. Beni mutlaka dinlerler. Yeter ki devlet kanadýndan böyle bir istek gelsin" dedi.

Sonra diðerleri konuþtular. Hülya Koçyiðit, Kadir Ýnanýr ve diðerleri. Kadir Ýnanýr daha üst perdeden dedi ki; "Ben siyasetçi deðil sanatçýyým, daha da önemlisi insaným... Bu ülkede artýk Türk veya Kürt hassasiyetinden daha önemli bir þey var. Barýþ hasreti var. Kimse artýk kavga istemiyor."

Gözönünde olan, paparazzilerce bütün özel yaþamlarý deþilen, görsel medyada evlilikleri, gece hayatlarý, aþklarý ile her daim gündem tutan kesimdir Türkiye'de sinema, sanat dünyasýnýn sanatçýlarý.

Adý geçen sanatçýlar bugüne kadar konu ile ilgili tek kelam etmemiþ ve hiçbir davranýþ gösterisinde bulunmamýþ da olabilirler. Oysa bilinir ki; bütün diðer insanlar gibi onlarýn da kendilerine ait hayatlarý var. Ülkede yaþanan drama, bir þekilde insani ve vicdani ruh halleriyle taraftýrlar.

Aslolan vicdan sesinin böylesine diðer bütün seslere kalben müdahil olacaðý zor zamanlarda ses olmaktýr mesele. Sanatçýlar tam da bunu yapýyorlar. Daða, gerillaya gideriz, konuþuruz, biz sanatçýyýz, siyasetçi deðiliz bizi dinlerler, dinleyeceklerine inanýyoruz diyorlar.

Onlarýn gitme niyetine siyasetçi yol açar mý, açar / açmalý. Çünkü dünyada sanatçý kimlikleriyle zor zamanlarda rol üstlenip ülkelerinin tarihine not düþen epeyce örnek var. Neden olmasýn.

Meselenin elbette bir baþka boyutu da var. Türk aydýný, entelektüeli, sanatçýsý daða, gerillaya giderse "ricacý" olarak; Kürt aydýný, entelektüeli nereye gider? Bir yerlere gitmeli mi? Zamaný mý? Sorular bu gitme niyetinin diðer yakadan okumasý...

Elbette Kürt aydýný da gitmeli. Geçmiþte de gidenler oldu. Otuz senedir daðý taþý, yabaný, ormaný bombalanan sýnýrlara, diyarlara gittiler, "canlý kalkan" olmak niyetiyle gittiler. Ama zaman uygun deðildi. Sýnýr ötesi veya sýnýr içi; havadan ve karadan operasyonlar vardý. Fiili savaþ hali vardý, sesleri yeterince duyulmadý...

Ama þimdi barýþýn gür sesinin toplumun her kesimince dillendirilme þansýnýn hayli yüksek olduðu dönem. Daha dün Ýzmir'den konuþtuðum bir arkadaþým diyordu ki; "Çok farklý bir rüzgâr esiyor. Hiç ummadýðýmýz insanlar, örgütlü kesimler diyorlar ki bütün Ýzmir'i beyaz bayraklarla donatalým."

Unutulmasýn ki, daha birkaç yýl önce elinde taþla Kürt siyasetçilerin araç konvoyunu taþlayanlar, þimdi barýþýn beyaz bayraðýný dillendirmek niyetinde. Bu ruh halini 19 Ocak 2013'te Ýzmir'de son kitabým üzerine yaptýðým söyleþide de hissettim. Zaten bu satýrlarý yazmama biraz da o gün yaþadýklarým / yaþattýklarý ve sonraki sürecin iþleyiþi sebep oldu...

Bu güzel bir rüzgârdýr. En etkili çýkýþlar toplumsal dinamiklerin önyargýsýz, hesapsýz, kitapsýz çýkýþlarýyla olanlardýr. Burada esas mesele kendisi de Boþnak olup bir zamanlar ötekileþtirilmiþ bir halktan olan kaba ve üslupsuz siyasetçi Birgül Ayman Güler'in hegemonik, küçümseyen, ötekileþtiren dili deðil. Ona oy vermekle birlikte yüreði acýyla yanan ve "artýk yeter, ne olur barýþ olsun" diyen halkýn dilidir. Beyaz bayrak diyorsa halk, halka kulak vermek gerek.

Ýþte bu sebeple diyorum ki; Türk aydýnlarý, sanatçýlarý; gerillaya "Bu iþi bitirin artýk ey kardeþler, çocuklar" demek için daða gitmeye yelteniyorsa Kürt aydýnlarý, sanatçýlarý da karakollara, siyasal karar vericilerin kapýlarýna artýk kan dökülmesin demek üzere gitmeli, gidebilmeli.

Ýki halkýn, Türkün ve Kürdün entelektüelleri, sanatçýlarý, yazarlarý cesaretle, kararlýlýkla ve bütün siyasal hesaplardan azade barýþ istediklerini gösterebilme cesaret ve kararlýlýðýnda olurlarsa; çözüme bir adým daha ve sahiden yaklaþmýþýz demektir. Kürt halkýnýn tarihinde Öcalan'ýn Kenya'dan getirildiði kara tarih olarak kayýt altýna alýnan bir 15 Þubat günü bir kez daha barýþ demek için içimden geçenler bunlar.


Þeyhmus DÝKEN

16.02.2013

Son Güncelleme Tarihi: 18 Þubat 2013 15:20

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.