Sarnisli Awedîs

11 Aðustos 2012 13:03 / 3230 kez okundu!

 


Sarnisli dört Ermeni genç ayrý yerlerde, Kürt ailelerce ahýrda, samanlýkta, gizli kuytularda büyük riskler göze alýnarak korunup saklanmýþlardý. Uzun yýllar sonra o dört Sarnisli Ermeni ailenin fertleri yaþadýklarý o günleri birbirlerine sadece kendilerinin duyabileceði ve anlayabileceði kelimelerle paylaþmýþlardý.


Bir Dîyarbekir þarkýsýndan: "Geldi geçti ömrüm yalana benzer..."

Adýna Þikok dedikleri, yabani dað armudu, inciri, narý, cevizi, en çok da üzümü meþhur, yeþillikler içinde bir köydü. Baðlardaki üzüm asmalarýný yerden yüksekte tutmaya yarayan bað, asma çubuklarýna "Sarnis" dediklerinden, köye de ad olmuþtu Sarnis*.

Dîyarbekir'in doðu yakaya, daðlara doðru meyleden ilçesi Lice'ye yakýn sayýlýr, Lice'nin bir arka mahallesi gibiydi Sarnis. Hepi topu Lice'ye 4-5 kilometre, baðýrsan Sarnis'in baðlarýndan duyulacak yakýnlýklaydý Lice.

Köyde aile sayýsý, bölgede Kürtlerin "Misas" dedikleri tarým aleti ile ölçülüyordu. Baþka yerlerde de öyle miydi? Ama Sarnis'da usul buydu. Elli misas vardý ve elli aileydiler. Hepsi de Ermeni'ydi. Rençperlik, toprak, tarýmdý iþleri. Þükür ki doða da olanca nimetini vermiþti Sarnis köylülerine.

Bir anda yaþanmýþtý yüz yýl evvelki "Büyük Felaket". O kahrolasý ebedi yokoluþ günlerinde kadýn, çocuk, genç yaþlý demeden diðer yerleþim yerlerindeki Ermenilerle birlikte Sarnis sakinlerini de "qefle"ye** dâhil etmiþlerdi. Emir büyük yerdendi. "Fermana Fillan"*** çýkmýþtý. Sarnis Ermenilerinin qeflesi Lice çarþýsýndan geçerken elli ailenin dördünün dört yeni yetme erkek gencini, yaþýtlarý ve arkadaþlarý dört Kürt ailesinin gözü kara fertleri fýrsatýný yaratýp kurtarmýþlardý. Diðerleri sonu bilinen sürgünlük ve ölüme doðru götürülmüþlerdi.

Sarnisli dört Ermeni genç ayrý yerlerde, Kürt ailelerce ahýrda, samanlýkta, gizli kuytularda büyük riskler göze alýnarak korunup saklanmýþlardý. Uzun yýllar sonra o dört Sarnisli Ermeni ailenin fertleri yaþadýklarý o günleri birbirlerine sadece kendilerinin duyabileceði ve anlayabileceði kelimelerle paylaþmýþlardý.

Ortalýk biraz sakinleþip gençlerin yaþý kemale erince onlarý kurtaran Kürt ailelerin destekleriyle köylerine dönme ve hayatý yeniden kurma isteði zuhur etmiþti.

Tumes, kendi gibi bir kýlýç artýðý Rihan'la zor koþullarda birbirlerini bulup evlenmiþlerdi. Lice'de, hayata söküldüðü yerden teðel atarken becerebildikleri kadarýyla fermanla yok edilen soylarýnýn, ata dede topraklarýný yeniden iþlemeye çalýþýyorlardý. Bir ayaklarý hep köydeydi. Bað zamaný, meyve sebze zamaný ve diðer tüm yaratýlmýþ zamanlarda.

Rihan, doðum sancýlarý çekerken, Lice'nin ebe anasý Aðacan'larýn kýzý Ermeni Saadet Haným zayýf ama dipdiri bedeniyle beyaz atý Koloz'un üzerinde yetiþmiþti Rihan'la Tumes'in imdadýna. Doðum zor olmuþtu ama bir erkek evlat vermiþti çiftin kucaðýna Lice'nin Ebe Anasý. Tumes ve Rihan çiftinin yeni neþesi çocuklarýnýn adýný Awedis koydular.

Hayat sürüyordu! Ama topraklarý yalnýzca ölü atalarýnýn deðil, herkesin çýplak gözleriyle gördüðü ama nedense suskun kaldýðý hakikatlerin de üzerinin örtüldüðü bir hâle bürünmüþtü sanki. Gizli bir güç geçmiþe dair yaþanmýþ bütün hikâyelerin konuþulmasýný ilânihaye yasak etmiþti. Oysa aslolan yaþanmýþlýklardý, hikâyelerdi. Hikâyesi olmayan ve paylaþýlmayan dam altlarýnýn ocaðý ne zamana kadar tüterdi ki! Soykýrýmlarýn, büyük katliamlarýn, tarihe kaydedilen zulümlerin sorumlularýnýn zihniyetler olduðunu biliyor ve o zihniyetlerle hesaplaþýlmadýðýndan bu durum Tumes'i bir kez daha yaralýyordu.

Hikâyeleri olan ve ancak hikâyeleri paylaþýlanlarýn var olabilecekleri bir büyük anlatý kuþaðýndan geliyordu Baba Tumes. Çocukluktan yeni yetme gençliðe adým attýðý çaðýnda çýplak gözleri önünde yaþamýþtý olanca felaket. Kendi aralarýnda her daim acýlarýný taze tutmak ve unutmamak için kýsýk sesle paylaþýyorlardý yaþadýklarýný.

Bütün bu anlatýlanlar ve hikâyelerin birikimiyle büyüdü Awedis.

Giderek yalnýzlaþan ve kuþatýlan hayat içinde, bir de zamanla Ýstanbul, Fransa ve Amerika'da ortaya çýkýp haber yollayan "kurtulanlarýn" çaðrýsý üzerine çareyi Ýstanbul'a gitmekte buldular.

Tumes ve Rihan o yaban ellerdeki uzak ve yalnýz yeni hayata pek alýþamayýp vakti zamaný geldiðinde öte yakaya göçtüler.

Awedis evlenmiþ çoluk çocuða karýþmýþ, hatta torun sahibi olmuþtu.

Ama çocukluk günlerindeki Sarnis, yaþlýlýk günlerinde baþka bir özleme dönüþmüþtü. Bütün kazandýklarýna raðmen Ýstanbul'a alýþamamýþtý. Hem nesini sevecekti ki bu garip memleketin! Ne yazý yaz'dý, ne kýþý kýþ. "Þeytan tütün ekip dibine iþemiþ. Sonra da görüp göreceðiniz rahmet bu kadardýr" demiþti sanki! Böyle bir þehirdi iþte! Ne hayrý vardý, ne bereketi. Ne dost kýymeti vardý, ne ahbaplýk kadri...

Dönüp durup Kürtçe klamlar söylüyordu sadece kendisinin duyabileceði seslerle. Bazen sesini yükselttiði de oluyordu nadir durumlarda. "Yine bizimki daldý baba dede topraklarýna" diye tebessüm ediyordu ev halký.

Bawê Seyro, Çemê Çetelê, Yadê Rebenê peþpeþe akýyordu.

En çok Bawê Þukrî" klamý Awedis'i sarýyordu.

Kurtulan dört "Ba fille"**** aileden birinin yaþýtý arkadaþý ile zaman zaman görüþüyordu Awedis. Memleket topraðýnýn havasý, suyu çekiyordu iþte bir þekilde, hem sýkça rüyalarýna da giriyordu Awedis'in Sarnis Çeþmesi.

"Axxx. Tasê kî ava Sarnisê hebuna. Xwezî min tasê kî ava Sarnisê vexarima, u dawîye bimirama..."*****

Diðer bütün Lice Ermenileri gibi Kürtçeyi konuþabilecek kadar iyi biliyordu Awedis.

Hâla Dîyarbekir'de yaþayan ve görüþtüðü "kurtarýlan" dört aileden birinin yaþýtý arkadaþý yetiþtirdi Awedis'e bir kap içindeki Sarnis suyunu.

Yataðýnda gönül rahatlýðý içinde suyunu içip ruhunu yaban ellerde teslim etti Sarnisli Awedis.

Öldüðünde baþucunda sayfasýnýn kývrýmýndan bir bölümü okunduðu anlaþýlan kalýnca bir kitap duruyordu: "Kalbimi Vatanýma Gömün..."


Þeyhmus DÝKEN

11.08.2012


Fotoðraf: "Eski Diyarbakýr'da Kültürel Çeþitlilik" sergisindeki 20. yüzyýl baþýna ait fotoðrafta Diyarbakýr'daki Ermeni ilkokul öðrencileri görülüyor.

* Sarnis: S'nin yanýndaki a harfini e ile a arasý bir sesle, s'den önceki i harfini de Türkçedeki ý gibi okumak gerek.
** Qefle: Kafile, Ermenilerin toplu olarak sürgünü.
*** Fermana Fillan: Ermeniler için Osmanlýnýn çýkardýðý Ferman.
**** Ba fille: Baba tarafýndan Ermeni.
*****Ah, keþke bir tas Sarnis suyu olaydý. Keþke bir tas Sarnis suyu içeydim ve sonra öleydim...


Son Güncelleme Tarihi: 11 Aðustos 2012 13:07

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.