Sahi, Sami’nin sesi neden Hazin’di!

24 Aðustos 2013 09:49 / 1020 kez okundu!

 


Dîyarbekirliydi, Ermeniydi ve Hazin Sesli biriydi Daþçý Zýfqar ile Enna’nýn oðlu Sami Baba. O mukallit ve neþeli, þiþe gibi parlak ve hep kýpýrdak gözlerin ardýnda hüzünkâr bir bakýþ býrakarak göçtü öte yakaya. Ölüm yýldönümünde ruhu þad olsun.


"Bir Gül gibi kývraktýr
Bülbül gibi þakraktýr
Aþk bana ýzdýraptýr
Yeter aðlatma beni"

2002 yýlýnda ölümünden hemen sonra yazdýðým yazýnýn son paragrafýnda demiþtim ki; “Diyarbekirliydi, Ermeniydi, hazin sesliydi ve Samoydu. Belki de ardýndan söylenecek þarkýsýný yýllar evvel mezar taþýna kendisi kazýmýþtý.

"Duyan aðlar, gören aðlar, böyle bahtý karalýya.”

Eski Dîyarbekir’in Pîran (Dicle) Ýlçesinin Herêdan (Kýrkpýnar) köyündendir ve Gâvur Mahallesinin yazarý Mýgýrdiç Margosyan’ýn da köylüsüdür, baba Mýgýrdiç ve ana Enna’nýn oðlu Samuel Uluçyan (Sami Hazinses - (d. 1925 - ö. 23 Aðustos 2002). 1915 Soykýrýmýndan sonra kurtulan Mýgýrdiç, Dîyarbekirlilerin tabiriyle ‘Maraþal’ namý diðer ‘Daþçý Zifqar’ýn oðludur Samo.

Film artisti olmadan önce de 1927 yýlýnda Pîran’dan sökün edip Dîyarbekir’in Xançepek Mahallesine yerleþtikten sonra çocukluk ve gençlik yýllarýnda mukallitliði, espri yeteneði, þakacýlýðý ile arkadaþ ve mahalleli çevresinde ünlenmiþ biridir.

1940’lý yýllarýn sonuna doðru bir yandan Diyarbakýr’ýn musiki ekolu Celal Güzelses’in Baþkanlýðýný yaptýðý Diyarbakýr Musiki Cemiyeti’nin icra heyetindedir Sami Hazinses. Diðer yandan da þehrin eski ve usta Ermeni sanatkârlarý gibi puþicilik sanatýný sürdürmektedir.

Evleri; þehrin Ermeni tebaasýnýn katliamdan sonra sýðýndýðý Surp Giragos Ermeni Kilisesinin bulunduðu Hasýrlý Mahallesi, namý diðer Xançepek, namý en bakî Gâvur Mahallesi’ndedir.

Akþam saatlerinde ya da günün fýrsat bulduðu saatlerinde mahallenin bir sokaðýna birilerinden gizlenerek kaçamak yapmaktadýr Sami.

Ýþte yine görünmüþtür sokaðýn baþýnda Sami! Dayamýþ aðzýný ahþap kapýnýn þakþakosunun altýndaki Miteloðlu Anahtarý ile açýlan kilidinin derin oyuðuna, kendisinin ve sevdiðinin duyacaðý kýsýk sesle ve ismiyle çaðýrmaktadýr sevgilisini: “Güüül, Güül, Gül…” diye.

Sese, örtülü kapýnýn avlu yakasýndan yanýt gelmiþtir. “Efendim”, diye.

“Nefesini, sesini, soluðunu üfle Gül. Ciðerlerim Bayram etsin. Bak aðzýmý dayamýþým kilidin deliðine, hadi” demektedir Sami. Sevdiðinin, Gül’ünün nefesini doyunca ciðerine çeken Sami kýsa ve dingin sohbetten sonra o günkü gýdasýný almýþ vaziyette ayrýlýr sevdiðinin evinin olduðu sokaktan.

Bilenler derler ki; sesinin týlsýmýndan ve yanýklýðýndan bir de halkýnýn çektiði acýlardan almýþtýr Hazinses soyadýný. Ve þehrini, Dîyarbekir’i, öyle sanýldýðý gibi “iþ gailesi” ile deðil! “Bir Sevgili Gül” için terki diyar etmiþtir. Olmayacak bir aþkýn duasýna âmin demenin zor olacaðýnýn farkýndadýr Sami.

“Bir Gül için terk ettim
Ben Dîyarbekir’i
Yeter bu cilve, naz
Yeter aðlatma beni” diyerek.

Sadece bir þarký sözüyle mi yetinmiþtir Sami. Deðil elbet.

Dîyarbekirliler kenti çepeçevre kuþatan þehrin binler yýllýk kadim surlarýna “Beden” derler.

Kutsal kitaplarda yer alan ve kutsiyetine bütün dinlerin biat ettiði nehirleri Dicle’ye de “Çay” derler.

Çayönüne gidelim, Çay Karpuzu yetiþtirelim sözleri bu manadadýr. Yine kendine has bir kulaç atma tekniði olan “Çay Yüzgeci” denilen bir yüzme tarzý da “çay” vurgusunun bir baþka göstergesidir.

Ýþte bu baptan hareketle Sami’nin yine hazin ve hüzünkâr sesiyle yazýp bestelediði “Çaya Ýner Aðlarým” þarkýsýnýn sözleri Gül’e, Gül’üne olan sevdasýnýn çarpýcý örneðidir.

Mesela þimdilerde adeta unutulan ve kentin sevdalý ihtiyarlarýnýn belleðinde olan þarkýnýn her dörtlüðünde Gül’ünün adýnýn vurgulandýðý unutulmuþ dizeleri þöyledir.

“Çaya iner aðlarým
Gülü deste baðlarým
Yârimi sýtma tutmuþ
Gül’üm için yanarým.

Çaya iner aðlarým
Gülü deste baðlarým
Biri öz kendim için
Biri’n Gül’e yollarým

Çaya indim susuzum
Kaç gündür uykusuzum
Gitsem Gül’ün yanýna
Elim durmaz huysuzum

Çaya indim Gül için
Bilmem bu aþk ne için
Gül’ümü koparmýþlar
Aðlarým Gül’üm için…”

Bu sebeple yazýnýn giriþinde bir dörtlüðünü paylaþtýðým ve ömrünün son demine kadar “Gül”ünün aþkýyla yazdýðý þarký sözlerinin bugüne kalanýdýr belki de Sami’nin ve ona Hazinses soyadýný koydurtmaya vesile olan katliamdan kurtulmuþ bir Ermeni’nin mümkünatý olmayan sonuçsuz aþkýnýn hikâyesi!

"Bir gün kalýrsam sensiz
Ömrüm geçer neþesiz
Sen de yaþama bensiz
Yeter aðlatma beni"

Dîyarbekirliydi, Ermeniydi ve Hazin Sesli biriydi Daþçý Zýfqar ile Enna’nýn oðlu Sami Baba. Ölünceye kadar gözlerinin feri, hep parlaklýðýný korudu. O mukallit ve neþeli, þiþe gibi parlak ve hep kýpýrdak gözlerin ardýnda hüzünkâr bir bakýþ býrakarak göçtü öte yakaya. Þarkýlarý, sözleri, besteleri hâla belleklerde. Ölüm yýldönümünde ruhu þad olsun…

* Kendi sesi ve görüntüsüyle þarkýsý: Yeter Aðlatma Beni


Þeyhmus DÝKEN

23.08.2013, Dîyarbekir


 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.