Parasevicilerin saltanatýnýn sonu!
16 Mayýs 2015 23:51 / 1106 kez okundu!
Dünyanýn bütün egemen iktidarlarý güçlerini devletin askerine, polisine dayandýrýrlar. Asker, polis bile iktidara vereceði oyu tartýþýyorsa muktedirin iþi hayli zor!
Yakýn günlerde iþi nedeniyle bir ayaðý sýkça Ankara’da olan iþinsaný bir dostumun tespitleri gündelik hayatta kýsmen basýna yansýyanlarý doðrular nitelikteydi. Kamuoyuna çokça yansýmayan korkunç bir “kapalý devre” hayatlardan söz ediyordu kendilerine övünerek “muhafazakâr” camia diye tarif edenler arasýnda.
Hani (ak)sarayýn altýn varaklý ve her bir tanesi bin lira deðerinde olduðu vurgulanan su bardaklarý vardý ya! Aynen onun gibi iþte!
Üzerine altýn tozu serpilerek hazýrlanmýþ yiyecekler mi, altýn yapraðý þekliyle süslenmiþ özel tasarým pastalar mý? Adeta “ibadet eder” gibi kendi içlerinde eðlenen kapalý devre þaþaalý bir cemaat yaþantýsý, diye tarif etmiþti.
Doðrusu bu durum, CumhurBaþkanýnýn sözlerini doðruluyordu. Daha, önceki günkü (14 Mayýs) Van mitinginde diyordu ki; “Diyanet Ýþleri Baþkaný ile Arnavutluk’a ziyaret yaptýk. Sordum Sayýn Mehmet Görmez’e Mercedes vakasýný. ‘Abarttýklarý gibi deðil, 330 bin lira’ dedi. Yahu soruyorum size koca Diyanet Ýþleri Baþkanýna 330 bin liralýk Mercedes ne ki! Eleþtirenlerin hangisinin altýnda o Mercedes’lerden yok ki!” diye onaylamalarý için Vanlýlara soruyordu. Aslýnda bu onay bekleyen soru’nun içinde kendi harcamalarýna da zýmni bir onay beklentisi vardý sanki!
Ýktidar cephesinde sýký bir çöküþ var. Bu çöküþün en büyük göstergesi artýk anlatacak, vaat edecek hiçbir þeyi kalmamýþ bir zorba devlet erkinin dine, inanca, kutsal kitaba sarýlarak, kendi dininden olup da kendi siyasetinden olmayanlarý dahi “ötekileþtirerek” dindýþý saymasýnýn tükenmiþliði yaþanýyor bu tuhaf ülkede. Kürtler, Ezidiler, Ermeniler, Aleviler dinleri, inançlarý, etnik kimlikleri üzerinden sýrf siyasal tercihleri nedeniyle adeta tehdit ediliyorlar.
Yedi Haziran’a bir aydan az bir zaman kala AKP iktidarýnýn canhýraþ ve kulaklarý týrmalayan çýðlýklarý meydanlarý doldururken; muktedire aklýselimle muhalefet eden HDP’nin yükseliþi doðrusu göz dolduruyor. HDP EþGenelBaþkaný Selahattin Demirtaþ akýlcý ve kendi üzerinden bir seçim politikasý yürüterek bugüne kadar HDP siyasal çizgisini tercih etmemiþ seçmenlerin kalplerine doðrudan hitap ederek ciddi bir rüzgâr estiriyor.
Siyasal Ýktidar Cephesinde AKP ile somutlaþan ciddi bir erozyon, erime, tükeniþ ve bunlarýn yanýnda çýlgýnca bir saldýrganlýk var. Öte yanda ise iktidara cepheden muhalefetin sakin, kararlý, mütedeyyin, hýrçýnlaþmayan ama öfkesini sahici bir kararlýlýkla örgütleyen ve HDP þahsýnda simgeleþen bir siyasal eda var.
Öngörülerim beni yanýltmaz ise bu iþ çok büyük bir “yol kazasý”na uðramaz ise “tamamýna erecek”.
Görünen o ki 7 Haziran seçimlerinde; HDP aday listelerindeki yetersizliklerine raðmen benim tahminim yüzde 13 gibi bir oy oranýný yakalayacak. CHP yüzde 28, MHP yüzde 18, AKP de yüzde 41 dolayýnda oy alacak. Bu sonuçlar AKP’yi tatmin etmeyecek. Seçimlerden sonra tek baþýna, ya da dýþarýdan destekli bir hükümetle AKP yeniden iktidar olsa bile saðlýklý ve uzun ömürlü bir geleceði olmayacak. AKP’nin ipi çekildi / çekilmiþ gibi. Hýzla gümbürdeyerek gidecek. Dünyanýn bütün egemen iktidarlarý güçlerini devletin askerine, polisine dayandýrýrlar. Asker, polis bile iktidara vereceði oyu tartýþýyorsa muktedirin iþi hayli zor!
Peki, bütün bunlarýn alternatifi ne diye akla gelebilir…
Büyük bir kehanet deðil benimkisi! Ama þimdiden söyleyeyim. Türkiye orta vadede AKP’nin siyasal arenadan zayýflayarak silineceði ve CHP’nin eski hastalýklarýndan kurtularak demokratikleþeceði ve HDP ile ittifak kurarak birçok seçmenin gönlündekini hayata geçirecekleri günlere doðru gidiyor gibi…
Ama bunlarýn hayatiyet bulmasý için;
AKP’nin saltanatla, dini ve kutsal deðerleri malzeme yaparak ýsrarýnýn kendi sonunu getirmesi gerek…
CHP’nin içindeki safralarý temizleyerek sahici bir perspektifle Kürt Sorununun Demokratik Çözümüne dair demokrat bir politikayla donanmasý ve olasý müttefiklik hesaplarýný yeniden masaya yatýrýp gözden geçirmesi gerek…
Ve elbette HDP, bu ülkede geleceði olan ve vitrindeki tek parti olarak bir “proje” partisi olmaktan kalýcý bir siyasal parti olma moduna hýzla evirilmesi gerek. Bunun yanýnda aslýnda Türkiye’nin siyasal demokrasisine de sahici bir katký sunacak rol modelle var olacaðýný göstermesi gerek…
Bunlar tabii ki, hayli erken öngörüler. Böyle bir siyasal konumlanmaya henüz çok zaman var. Bekleyecek göreceðiz…
Þeyhmus DÝKEN
16.05.2015, Diyarbekir
