Mezopotamya Vakfý Üniversitesinin Ýntiharý

01 Haziran 2019 13:40 / 943 kez okundu!

 

 

Mezopotamya Vakýf Üniversitesi’nin yeni bir süreç için yeni bir anlayýþa, yeni bir yol haritasýna ihtiyacý var.

 

****

 

Mezopotamya Vakfý Üniversitesinin Ýntiharý

 

Mezopotamya Vakfý Üniversitesi istenci 2013 yýlý baþýnda varlýk buldu. Tabii hazýrlýk süreci epey öncesinden baþladý da! Tüzük hazýrlýðý, Kurucular Kurulu, Vakýf Senedinin kabulü, Mütevelli Heyet Oluþumu, Yönetim filan derken resmiyet 2013 yýlýnýn ilk yarýsýnda zuhur etti.

Hayli güçlü bir sesle o yýllarda kamuoyunda yer aldýðýný vurgulamalýyým. Dünyanýn birçok ülkesinde yaþayan bilimsel onurunu kanýtlamýþ birçok þahsiyete çaðrý yapýlýp davet edilerek vakfýn kurucu üyeleri olmalarý saðlanarak vakýf kuruldu.

Ana gaye vakýf tüzüðünde þöyle belirlenmiþti;

“Vakfýn temel amacý; "Mezopotamya halklarýnýn kendi anadillerinde eðitim yapabilecekleri çok dilli bir üniversite kurmak." Vakfýn senedinde de belirtildiði üzere;

Eðitim, bilim, sanat, saðlýk ve kültürün her dalýnda kendisini geliþtirmeye, yeteneklerini sergilemeye istekli gençlerimizin, özgürlükçü, çaðdaþ, yenilikçi bilim ve sanat anlayýþýna, inceleme ve araþtýrma yeteneklerine sahip; evrensel düþünebilen, düþünce ve ifade özgürlüðü yanýnda, coðrafyamýzýn çok dilli ve çok kültürlü yapýsýný esas alan; etnik, dil, din, cinsiyet, kültür ayrýmcýlýðý baþta olmak üzere her türlü ayrýmcýlýðý reddeden; bilimsel bilgiye dayanan, aydýn bireyler olarak yetiþtirilmelerine katký sunmak,

Ekonomik ve sosyal politikalar ile diðer tüm politika ve uygulamalarýn toplumsal etkilerini ölçmeye yönelik araþtýrma ve çalýþmalar yapmak, toplum saðlýðý ve huzuru ile refahýný hedef alan olumsuz sonuçlara yönelik çözüm üretilebilecek yetenekleri, özellikle genç beyinleri yönlendirmek ve teþvik etmek,

Gençlerimizin, geliþmiþ sistemlerin eðitim araç ve bilgi teknolojilerini kullanarak alacaklarý eðitim-öðretimle eleþtirel düþünebilen, özgür düþünceyi esas alarak bilgi ve çözüm üretebilen, giriþimci özelliklere sahip ve insanýn mutluluðunu hedef alan bireyleolarak yetiþmelerine imkân ve zemin hazýrlamak amacýyla 16.05.2013 tarihinde kurulmuþtur.”

Doðal olarak bu denli demokratik ve özgürlükçü bir manifestoyla, üstelik Diyarbakýr gibi bir marka þehirden, üstelik AMAÇ düsturuyla dünyaya seslenmek çok heyecan verici olmuþ, bu sese de birçok ismi olan þahsiyet kurucu üye ya da deðil destek olacaðý taahhüdünde bulunmuþtu. Tabii dönem olarak da barýþ ve çözüm sürecinin umutvar çýkýþlarla yürüdüðü bir dönem olmasý bu heyecaný bir kat daha arttýrmýþtý.

O denli ki; Kayapýnar Belediyesi Cigerxwin Kültür Sanat Merkezi salonunda sanýrým 2015 yýlýnda yapýlan bir genel kurulda meclise vekil olarak seçilen kuruculardan biri sahneye çýkýp; “þu an mecliste on vekili ile grubu olan tek vakýf üniversitesiyiz” deyip gururunu salonla paylaþmýþtý.

Hikâye herkeslerin malumu! 2015’in sonbaharýndan sonra izleri bugünlere kadar süregelen bir felaketi yaþadý coðrafya! Bu felaket döneminden kiþiler kadar kurumlar da hayli etkilenerek payýna düþeni aldý. Yerinden yurdundan olanlar, öte yakaya göçüp aramýzdan ayrýlanlar, iþinden gücünden olanlar, akademik kariyerlerinden mahrum býrakýlanlar, uzak diyarlara göçmek zorunda kalanlar…

Mezopotamya Vakfý Üniversitesi de kurumsal kimliðini korumakla birlikte ayakta durmaya çalýþtý. Yaklaþýk iki yýl kadar önce sessiz sedasýz “þerit deðiþtirip” daha mütevazý iþlerle varlýðýný sürdürmeye karar verdi. Kütüphane oluþturmaya, Kürt dili, grameri, kültürü üzerinden yeni bir alan açmak üzerinden bir çabaya soyundu. Bunun ilk örneðini de yakýn zamanda ilgili kamuoyuna bir resepsiyonla duyurdu. “Rêbera Rastnivisînê” baþlýðýyla Kürtçe doðru yazým kýlavuzu hazýrlatýp yayýnladý. Ve bir de “folklorame” ismiyle bir dergi yayýnladý. Bu yayýnlarýn yanýnda dil, folklor ve hukuk baþlýklarý altýnda sivil toplum kuruluþlarýnýn yaptýðý türden kimi etkinlikler de zaman içinde yapýldý.

Bütün bu yapýlanlar tabii ki kurumsal olarak güzel iþler. Ancak mesele kimi güzel iþler yapmaktan öte!

Hafta içinde vakýf mütevellisinden kurucular kurulu ve vakýf üyesi olanlarýn elektronik posta adreslerine / adreslerimize kýsa bir mektup düþtü. Aynen þöyle;

“Kurucular Kurulu Üyelerine

3. Kongreyi toplama arifesinde bazý konularý siz deðerli üyelerle paylaþma gereði oluþmuþtur.

Vakfýn en temel organý konumundaki genel kurulu toplamak, çoðunluk saðlamak sorun haline gelmiþtir. Bu nedenle vakýfla iletiþimde sorunlar yaþayan, vakfýn toplantýlarýna gelip gitmede problemle karþýlaþan veya  gelmek istemeyen üyelerimiz vakýftan istifa edebilirse üye sayýsýný belli bir düzeye getirebilme ve organize olma þansý yakalanabilir... Bizle çalýþmakta ve gelip gitmekte sorunlar yaþayan veya gelmek istemeyen arkadaþlarýn istifalarýný (mail yoluyla olabilir) bize en kýsa sürede iletmelerini talep ediyoruz…”

Ýstifaya davet eden çaðrýyý okuyunca iki gün düþündüm. Sonra kendime sordum, sonra karar verip kamuya açýk olarak bu yazýyý yazma gereðini duydum. Vakfýn ilk kuruluþ yýlýnda Diyarbakýr Büyükþehir Belediyesinin toplantý salonunda çeþitli üniversitelerin kuruluþunda aktif rol almýþ pek kýymetli Davut Ökütçü aðabey bir konuþma yapmýþ ve “Vakýf üniversiteleri evet inançla, kararla kurulur. Ama vücut bulmasý parayla ve büyük para ödeyecek baðýþçýlarla olur. Bunun için belli bir rakamýn üzerinde baðýþ yapacak olanlardan beþ kiþiye mütevelli heyet üyesi olma ilkesini de koyalým” demiþti. Anýnda, “Bizim para problemimiz yok. Para iþi bizim için en son konuþulacak meseledir” denmiþti. Bu konuþmalarýn üzerinden iki yýl geçmeden en büyük sorunun para ve yer sorunu olduðu ortaya çýkmýþtý.

Yine hafýzam beni yanýltmýyorsa vakýf tüzüðünün onayý ve kuruluþ prosedürünün resmileþmesi için beþ kiþilik bir heyetle dönemin TBMM Baþkaný Bülent Arýnç’a gidilmiþti. Bülent Arýnç kurucular kurulundaki “akredite” kiþilerin güvencesiyle vakýf tüzüðünün onaylanacaðýný söylemiþti. O gün bir toplantým için gidiþ ve dönüþte ayný uçakta birlikte yolculuk yaptýðým ve o görüþmeye katýlan arkadaþlar bunlarý dile getirmiþti. Yani demem o ki bu iþin arkasýnda bugün görünen aktörlerin dýþýnda hayli emekler, deneyim paylaþýmlarý, akýlcý öneriler ve ciddi katkýlar var.

Bu kadar büyük ve ulvi ideallerle yola çýkýp, bugün herhangi bir sivil toplum kuruluþunun ya da bir belediyenin yapabileceði bir iþle yol yürümeye indirgenen bir politika için mi kurucu üyeler istifaya davet ediliyor. Doðrusu bunca yýllýk sivil toplumculuðuma ve entelektüel varoluþ kaygýlarýma baþvuruyor ve þaþýrdýðýmý dile getirmem gerektiðini söylüyorum.

Koca ve etkili bir kuruluþ resepsiyonuyla açýlýþýný duyuran bir üniversite kurma istenciyle kurulan vakýf, neden artýk daha küçük ölçekli bir iþle yol yürüyeceði niyetini açýk olarak kurucu üyeleriyle tartýþmadý. Ayrýca þu, þu, þu gerekçelerle “biz üniversite kurma niyetimizi ileriki bir tarihe erteledik. Bu tarih olgunlaþýncaya kadar dil, kültür, kimlik üzerinden bir kütüphane, yayýn ve hafýza merkezi inþa edeceðiz…” düþüncesini neden bir basýn toplantýsýyla ilgili kamuoyuna deklare etmedi.

Ýþin açýkçasý üyelik de üyelikten ayrýlma da bu tür kurumlarda tüzük hükmünde yazýlýdýr. Böyle bir yöntem üye iradesine müdahaledir ve çok yanlýþtýr. Hem bu bir ihtiyaç ise bunun yolu ve yöntemi de bu deðildir. Vakfýn bundan sonraki süreçte yürüyüþü ile ilgili tek maddelik bir toplantý önerilir. Katýlamayan üyeler düþüncelerini mektupla, elektronik posta ile paylaþýr. Ve vakýf genel kurulu olarak karar verilir. Yöntem bu olmalýdýr.

Özetin özeti þudur: Vakýf Kurucular Kurulu Üyelerinin dünyanýn dört bucaðýnda yaþadýðý bilinerek ve kimileri rica ile bu iþin içinde yer almalarý istenmiþ ve üye edilmiþlerdi.  Elbette bu arkadaþlarýn birçoðunun Diyarbakýr’a gelip gitmede sorun yaþayacaðý biliniyordu. Buna raðmen üye olmalarý istendi. Þimdi bu arkadaþlar dâhil “katký sunamayanlarýn, gelip gidemeyenlerin, birlikte çalýþmak istemeyenlerin” istifaya davet edilmesi etik olarak doðru olmamýþtýr.

Mezopotamya Vakýf Üniversitesi’nin yeni bir süreç için yeni bir anlayýþa, yeni bir yol haritasýna ihtiyacý var. Bugün gelinen noktada yaptýðý iþin onayý dahil! Ve bunu alenen bir arama konferansý ile uygun olan bütün üyelerin katýlýmý ile yapmaya ihtiyacý var. Daha küçülmek, daha az sayýda üye ile yola revan olmak dâhil. Ýstifaya davet edilecek ise; mütevelli heyetin üyeleri deðil, yönetim kurulunu istifaya davet etmesi gerekir diye düþünüyorum…

 

Þeyhmus DÝKEN

01.06.2019, Diyarbekir

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.