'Heyecan'sýz seçim!

31 Mayýs 2015 01:16 / 1259 kez okundu!

 

 

Salt liderler üzerinden ve liderlerin birbirlerine “laf yetiþtirmesi” üzerinden ve tam da bu ülkeye yakýþan bir üslupla seçimlerin son haftasýna giriyoruz.

Uzaktaki dostlar nabzý ölçmek düþüncesiyle sýkça soruyorlar. “Sizin oralarda seçimler nasýl gidiyor” diye. Hemen her sorana benzer cevaplarý verip duruyorum. Hiçbir heyecaný yok. Sahiden de öyle.

Epey bir süredir, gerek seçmen kimliðimle oy kullanarak, gerekse seçimlere kenarýndan köþesinden bir þekilde müdahil olarak izleyip gözlemleyebildiðim kadarýyla son otuz yýlýn bölge açýsýndan en “heyecansýz” seçimi diyebilirim. Hatta bölge açýsýndan yetmez Türkiye ve Kürdistan açýsýndan da öyle…

Seçimlere iddia sahibi olarak katýlan ve adaletsiz, hakkaniyetsiz seçim barajý nedeniyle temsil þansýný yakalayabileceði varsayýlan dört parti var orta yerde. Bunlardan biri 13 yýldýr iktidarda. Diðer üçü ise muhalif. Ýktidardaki “zulmet” ile abat. En hafifinden halk tabiriyle “yiyor, ama çalýþýyor”. Yediði ayan beyan da! Nasýl çalýþtýðý ise tartýþmalý.

Ýktidar, iki koldan cumhurbaþkaný ve baþbakan makamlarý ve þahsiyetleri üzerinden ikili salvo hareketi ile seçim çalýþmalarýný yürütüyor. Bütün muhalefetin kendi iktidarlarýna karþý “yekvücut” olduklarýndan dem vuruyor her mitingte, her fýrsatta. Muhalefette dili döndüðünce çok haklý olarak iktidarý-muktediri eleþtiriyor. Halk, büyük çoðunluk, yani mazlum ve maðdur olan “büyük insanlýk” çaresiz…

Seçmen mevcut iktidarla yürünemeyeceðinin, yürünmemesi gerektiðinin farkýnda. Ýktidarý bir daha iktidar yapmamak için dünden, bugüne hazýr. Hazýr ama çaresiz! Ýktidarýn yerine koyacaðý iktidar alternatifleri konusunda çaresizliðinin yanýnda yetersizlikler var.

Cumhuriyet Halk Partisi, ne programýyla ne de “büyük düþünebilme” zaafiyetiyle uzun yýllarýn muhalif partisi olarak iktidara alternatif olup onun yerini alabilecek olgunlukta deðil. Büyük Ýnsanlýða, kitlelere yeterince güven ver(e)miyor. Çünkü kendisi bile mevcut iktidarýn yerine iktidar olabileceðine inanmýyor. “Oy oranýmýz yüzde 35’i iþaret ediyor” diyor. Aslýnda yüzde otuzlar bandýný zor yakalayabileceðini kendisi de biliyor. Ýþin ilginç tarafý gönlü CHP’den yana meyledenler de bu CHP ile olmayacaðýný / olamayacaðýný biliyorlar. Bildikleri halde Kürdün kelamýnca “Zewacê bê dil” oy veriyorlar.

Milliyetçi Hareket Partisi kýsýr döngü içinde. Her daim gerginlikten, gerilimden beslenerek Milliyetçi oylara talip olan parti, silahlarýnýn bir bölümünü mevcut iktidara kaptýrdýðýndan ve yeni argümanlar da üretemediðinden “orta karar” bir muhalif parti olarak siyasi hayatýný sürdürebildiði kadar sürdürmek, “kendisine yeter” modunda.

Geriye kalan parti en genci, en temiz ve yýpranmamýþ olaný, Halklarýn Demokratik Partisi… HDP, Ýktidar olmaya aday söylemleri ve projeleri olmakla birlikte, “Türkiyelilik” perspektifi ekseninde gönüllerdeki iktidarý almasý ve bu ülkede sahiden iktidar olmasý mümkünken; kendi dýþýndakilerin yarattýðý kaos ekseninde maalesef hâla seçim barajý meselesiyle boðuþuyor. Ve seçmen tabaný kitlelere, barajýn aþýlýp iktidarýn despotluðunun kýrýlabileceði bir söyleme “büyük insanlýðý” ikna etmeye çabalýyor.

Hâlbuki batýda; Yunanistan’da, Ýspanya’da sýký bir sol demokrat rüzgâr esiyor. Bu rüzgârýn Türkiye’yi de kanatlarý altýna almasý mümkün… Ve bu mümkünatýn güçlü sacayaklarý var. Ýlki HDP, çok büyük ve dinamik bir örgütlülüðe sahip, ayný zamanda sürekli geliþen ve büyüyen bir profili ve altyapýsý var. Bir diðeri CHP, tek partili yýllardaki geçmiþindeki bütün o “kara delikler”e raðmen hâla “solcu”luða meyletmesi mümkün! Þimdilik çok zor görünese de; yeterki hem programatik, hem de örgütlülük açýsýndan içindeki “safralarý” temizleyip cesur ve kararlý adýmlarla “yeni bir sayfa” açsýn. Ve bu tuhaf ülkede her daim geçmiþi olan parlamento dýþý muhalefet anlamýnda “Gezi”li, “Haziran”lý sokaðýn, meydanlarýn, parklarýn büyük gücü…   

Bütün bu yansýyan görüntüler üzerinden baktýðýmýzda seçmen bakýþý açýsýndan önceki diðer bütün seçimlere göre heyecan dozu hayli düþük bir seçim yaþanýyor “Türkiye Sathý mailinde”. Seçimler üzerine yazdýðým diðer yazýlarda da dillendirdiðim gibi programatik manada deðil, salt liderler üzerinden ve liderlerin birbirlerine “laf yetiþtirmesi” üzerinden ve tam da bu ülkeye yakýþan bir üslupla seçimlerin son haftasýna giriyoruz. Madem tercih böyle! O halde muktedire kendi anladýðý dille cevap verecek bir sonuç çýkacaðýný bekleyerek HDP EþGenelBaþkaný Selahattin Demirtaþ’ýn vurgusu ekseninde muktedirin “Baþkan”lýðý rüyasýnda göreceði sonucun “hayýrlara vesile olmasý”ný dileyerek nokta diyorum…

Not: Bugün, 30 Mayýs Cumartesi saat 14.00’de Ankara Mülkiyeliler Birliðinde Mülkiyeli Yazarlar olarak kitaplarýmýzý imzalayacaðýz. Dostlarýn haberi olsun…

 

Þeyhmus DÝKEN

30.05.2015, Diyarbekir

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.