Duyulur Dünyanýn Þakasý

15 Temmuz 2019 07:26 / 893 kez okundu!

 

 

“Bilmeyenler için söylüyorum, bir tek en masum olan duyacak dünyanýn þakasýný” diyen Feride Çetin’in kitabýný benim gibi geç farkýna varsanýz da okuyun, seveceksiniz.

 

****

 

Duyulur Dünyanýn Þakasý

 

Duyulur Dünyanýn Þakasý, epeydir dizilerde oyuncu kimliði ile izlenen Feride Çetin’in tümüyle tesadüfen fark ettiðim ilk ve tek kitabý. Ýnsanýn bazen görünür (kýsmen popüler) kimliði öne çýkýp baskýn olunca, sanýrým asli kimliði geride kalabiliyor.

Temmuz sýcaðýnda Diyarbakýr’da bir sinema filmi çekiliyor, adý; Sabýrsýzlýk Zamaný. Set arasý Suriçi’nin hatýrlý mekânlarýndan birinde hayli uzun sohbetimizde Feride’nin yazar kimliðinden, dört yýl önce yayýnlanmýþ kitabýndan, sonbaharda çýkacak olan öykü kitabýndan haberdar oldum.

Sonra kitabýný okudum. 2015 yýlýnda Ýletiþim Yayýnlarý’nda çýkmýþ deneme ile öykünün iç içe geçtiði birinden birinin zaman zaman diðerinin önüne çýktýðý dilin çok ustaca kullanýldýðý bir edebiyat ”Duyulur Dünyanýn Þakasý”.

Kitabý üç parçada okudum. Ýlk bölümü okurken geceydi. Balkonun loþluðunu sol yanýmdaki mutfak lambasýnýn yarý yansýyan ýþýðý kýrmýþtý. Dalmýþtým kitaba; “Evin ruhunu ferahlatmak için eþyalarýn yerini deðiþtirmeyi çok severiz...” cümlesini henüz okumuþ ve nokta demiþken, birden dýþarda ritmik aralýklarla bir cayýrtýdýr koptu. Þehir balosuna yetiþmeye çabalayan dekoltesi aþýrý þaþaalý son yýllarda sayýlarý pýtýrak gibi sürekli artan dýþtan giydirilmiþ halde karþýda duran ýþýl ýþýl bir kaç binanýn arasýndan havai fiþekler belli bir yüksekliðe kadar uçuþup saçýlýp fýrlatýldýðý yere inerken kendime geldim. Sonra kapadým kitabý.

Gecenin sabahýnda belediye otobüsüyle þehre (þehir derken kasýt Suriçidir, ötesi çakmadýr) yollanýrken kaldýðým yerden sürdürdüm okumayý.

Bir baþka öyküde; “Çocuklarýn masum yaratýklar olduðunu düþünenler, onlardaki gaddarlýðýn ve görmezden gelme kabiliyetinin farkýnda olmayan ahmaklardýr” cümlesini henüz bitirmiþtim ki! Yolcusu olduðum sarý otobüsün zýnk diye durduðunu ve sürücüsünün saniyesinde yarý beline kadar solundaki kapý üstü camdan dýþarýya sarkmýþ vaziyette yine soldaki özel taksi sürücüsüne en bas sesiyle baðýrdýðýný fark ettim. Neyse ki yolcular baðýrýp çaðýrýp “etme, uyma, iþimiz gücümüz var” deyince sürücü yola devam etti. Cümleye baktým, masum çocukluk hallerinden canavarlaþan yetiþkin bireye dönüþmeyi ayniyle vaki olarak bir kez daha düþünerek kapadým kitabý.

Son bölümü eski bir bazalt taþ evden kafeye dönüþmüþ mekânda okudum. Yaþý kemale ermiþ bir eski yazarýn mevzu edildiði “Zamanýnda dergilerin ‘kusursuz sözcük ustasý’ saydýðý türden burada iþi ne idi?” cümlesini henüz bitirmiþken bir çocuk sesine baþýmý kitaptan kaldýrdým. Konuþan erkek çocuktu, on yaþlarýnda, yanýnda yaþýtý bir de kýz çocuðu. “siz, yazar mýsýnýz?” diye sordu. Bir an önce kitaptaki yazarýn akýbetini okumak için “yok” dedim. Dönüp gittiler, ilerdeki bir masada iki kadýn bir erkeðin duvar dibinde oturduðu masaya iliþtiler. Döndüm kitaba, ama bir yandan da ‘biraz konuþsa mýydým’ çocuklarla diye düþündüm. Hele þu öykü, kitapla birlikte noktalansýn, sonrasýnda ben merhaba derim dedim kendime.

Kitap bittiðinde oturup yazayým dedim o ruh haliyle... Sonra baþladým yazmaya! Yazý bittiðinde çocuklarýn oturduðu masa boþtu.

Hayatýn, gah kurbanlardan, gah kahramanlardan dinlendiði ve insan kýsmýnýn buna göre kendi safýný belirlediði tuhaf zamanlarda(n) sesleniyor Feride. 

Kahraman ya da kurban; birinin yýlan zehiri dili, öbürünün ise dili döndükçe ve dahi karþýlýk buldukça bilge(ce) seslendiði, ünlemeye gayret ettiði bir dil. Bilge diden, nefesten hikâyeyi kurmaya çabalamýþ yazar.

Edebiyatýn usta öðreticisinin hayatýn bizatihi kendisi olduðu gerçekliðinden güç alarak. Ve dahi gündelik hayatýn içinde birbirini tanýyan / tanýþan insanlarýn birbirinde anlýk olarak iz býraktýklarýný ama bu iz býrakýþlýðýn izlerinin / izleðinin kimi kez zamana yenik düþtüðünü! Kimi kez de zamanýn imbiðinden süzülüp, zamanýn sýnavýndan geçerek hafýzaya düþtüðünü anlatýyor, yazýyor kitabýnda Feride Çetin.

“Aðýr günde/ günlerde saðlam dur”mayý kendi bedeninin imtihanýndan geçirerek dik durmayý öðütleyen yaþ almýþ kadýn(larýn) bilge sesiyle çýtayý iyice yükseltiyor “yýllarýn kapýsýnda duran fil” öykü-denemesinde. 

“Gezgin Yýldýz” ve “Cadý Aðacýndaki Köstebek” öykülerinde ise bu damar bir önceki öyküdeki çapta güçlenerek; insan denen eþref-i mahlukatýn zamana yenik düþerek eski bir azýnlýk evi misali köhne ve metruk hâline adeta gönderme yapýyor.

Size bir öneri; evinizin baþköþesine izzet û ikballe kuruluveren beyaz camýn cazibesine kapýlýp izlediðiniz dizi kahramanlarýndan biri (mesela Hatýrla Sevgili’nin Güzide’si) ruhunuzla özdeþleþse de, vazgeçin! Kitabýn sayfalarý arasýna dalýp “bilmeyenler için söylüyorum, bir tek en masum olan duyacak dünyanýn þakasýný” diyen Feride Çetin’in kitabýný benim gibi geç farkýna varsanýz da okuyun, seveceksiniz.

*Feride Çetin, Duyulur Dünyanýn Þakasý. Ýletiþim yayýnlarý 2015 Ýstanbul

 

Þeyhmus DÝKEN

13.07.2019, Diyarbekir

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.