Dil'in zeka ile ilintisi

22 Þubat 2014 20:00 / 998 kez okundu!

 

 

Dili üzerinden hak talepkârlýðýný yok saymak, ötelemek, anadili dýþýnda bir baþka dilin öðrenilmesini ýsrarla, devlet zoruyla dayatmak, hele zekâ testiyle ölçümleyerek aþaðýlamak nefret suçuna kadar giden bir felaket.

Diyarbakýr’ýn Baðlar ilçesinin Milli Eðitim Müdürü açýklama yapmýþ. Hem de “Dünya Anadili günü”nden bir gün önce!

Demiþ ki müdür; ”Sekizinci sýnýfta okuyan öðrenciler de dâhil, 523 çocuk okuma yazma bilmiyor. 1104 öðrenci de okuma güçlüðü çekiyor.”

Bu sözlerin akabinde bu durumun gerekçesini de açýklamýþ müdür“Mevsimlik tarým iþçiliði yapan ailelerin hafif zekâ geriliði olan çocuklarý bunlar” demiþ.

Doðrusu haberi okuyunca þaþýrdým. Þaþkýnlýðým geçince de Ýlçe Milli Eðitim Müdürünün bu sözleri etmiþ olacaðýna kanaat getirdim. Çünkü deneyimlerimden ve yaþananlardan biliyordum ki; Anadili Türkçe olmayan, Türkçeyi ilkokul birinci sýnýftan itibaren devlet zoru ve devletin öðretmeninin tokadý ile öðrenmek durumunda kalan Kürt, ya da baþka etnisitilerden çocuklar sadece Türkçeyi konuþmanýn güçlüðünü deðil ayný zamanda “özürlü” muamelesi görmenin çocuksu travmasýný bir hayat boyu üzerlerinden atamýyorlardý.

Haberin devamýnda üçüncü sýnýftan sekizinci sýnýfa kadar her sýnýftan kaç öðrencinin belirlenen “hafif zekâ geriliði” imlenmesi ile damgalandýðýnýn vurgusu da yazýlmýþ.

Ýnsan ister istemez düþüneduruyor.

Kürt siyasetinin bunca siyasal talepkârlýðýnýn içinde Kürt çocuklarý için Anadilinde eðitim ve öðretim istemesi demek ki boþuna deðilmiþ!

Anadilinde eðitimle kazanýlanýn sadece konuþulan ve eðitimi yapýlan bir dil okumasý olmadýðýný, ayný zamanda özgürleþtirici ve kiþisel geliþimin önünü açan bir yanýnýn da olduðunu bu vesileyle gözardý etmemek gerektiði kanýsýndayým.

Bütün bir cumhuriyet reel politiði Kürde ve diline düþman olmak, hatta yok saymak üzerine bina edildi. Anlaþýlan Baðlar Ýlçe Milli Eðitim Müdürü bu ayýbýn hâla sürmesinden yana ýsrarcý. Israrcý ki; anadilinde eðitimden hiç söz etmiyor.

Hiç söz etmiyor, çünkü sözlerinin devamýnda diyor ki “yýl sonuna kadar bu çocuklarýn tümüne Türkçeyi öðreteceðiz.”

Öðreteceksiniz de ne olacak. Baþýnýza taç mý konacak! Çocuklarý “geri zekâlýlýktan” üstün zekâlýlýða mý terfi ettireceksiniz. Türkçe öðrenmek zekâ sahibi olmakla eþdeðer mi?

Doksan yýllýk tekçi, Türkçü, inkârcý resmi tezlere dayalý devlet politikasý artýk iflas etti, farkýnda mýsýn ey müdür?

Ýstiyorsan o “hafif geri zekâlý” dediðin Kürt çocuklarýna Türkçeyi bir iyice öðret okusun yazsýnlar Türkçe dilinde müdür. Ama o çocuklar kendi anadilleri Kürtçede de eðitim ve öðretimlerini serbestçe görsünler. Bir de bu gerçekliði dillendir!

Çünkü anadilinde eðitim, dünyanýn her yerinde haktýr. En temel hak talebidir. Olmazsa olmazdýr. Yok saymak ise, en sýradan haliyle hak ihlalidir.

Dili üzerinden hak talepkârlýðýný yok saymak, ötelemek, anadili dýþýnda bir baþka dilin öðrenilmesini ýsrarla, devlet zoruyla dayatmak, hele zekâ testiyle ölçümleyerek aþaðýlamak nefret suçuna kadar giden bir felakettir. 

 

Þeyhmus DÝKEN

22.02.2014

 

Son Güncelleme Tarihi: 26 Þubat 2014 23:52

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.