'Devletin Dansý'nýn cazibesi

28 Eylül 2013 12:39 / 958 kez okundu!

 


Ritmik ve partnerli bir dans, mesela Tango gibi, partnerlerin karþýlýklý uyumu þart. Kürt siyaseti ve Türkiye Cumhuriyetinin kurumlarý bu dansý karþýlýklý reveranslarla götürmek istiyorlar. Mümkündür. Ama bir þartla...


30 Eylül günü Baþbakan Sayýn Recep Tayyip Erdoðan tarafýndan günlerdir “Büyük sürprizi bekleyin” duyurularýyla hayli sesi çýkarýlan “Demokratikleþme Paketi” üzerine Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Koordinasyonu’nun Diyarbakýr Sümer Park’taki Gazeteciler Cemiyeti Lokali Bahçesinde Basýn Toplantýsý vardý. (27 eylül 2013 Cuma günü) Koordinasyonun bileþenlerinden DTK (Demokratik Toplum Kongresi) Daimi Meclis Üyesi kimliðimle basýn toplantýsýna katýlým saðladým.

Hazýrlanan basýn metni okundu. Kürdistan’da uzun yýllardýr uygulanan ret ve inkâr politikalarýnýn yerini artýk eþit yurttaþlýk haklarýna býrakmasý gereðine özetle iþaret edilerek bütün yasal düzenlemelerin de bu çerçevede gerçekleþtirilmesi talebi bir kez daha iki dilli olarak; önce Kürtçe sonra da Türkçe dile getirildi. Basýnýn ilgisi hayli fazlaydý.

Basýn toplantýsýndan sonra Güney Kürdistan medya kuruluþlarýndan Rudaw’ýn Amed temsilcisi Maþalllah Deqaq ve Hürriyet’ten, Gazeteciler Cemiyeti eski Baþkaný Faruk Balýkçý ile bir ticari taksiye bindik. Bizlerin basýn toplantýsýndan çýktýðýmýzý ve konunun da Baþbakan’ýn açýklayacaðý “Demokratikleþme Paketi” olduðunu öðrenen taksi þoförü; 1980’li yýllarýn sonunda daha altý-yedi yaþlarýnda çocukken baþýndan geçen bir olayý anlattý.

Diyarbakýr’ýn Hani ilçesinden olduklarýný köylerinin devlet görevlileri tarafýndan yakýlmasý nedeniyle Diyarbakýr’a göç ettiklerini ve seksenli yýllarda babasýnýn inþaatlarda inþaat iþçisi olarak çalýþtýðýný, kendisinin de zaman zaman babasýnýn yanýnda inþaatta yattýðýný anlatý.

Devamla dedi ki; “Geceleri inþaatýn sývasýz dört duvar odalarýndan birinde, þehrin Baðlar semtinde ve karanlýkta küçücük teybimizde Kürtçe Ayþe Þan’ýn parçalarýný dinliyorduk. Bir gece vakti aniden polis baskýnýyla karþýlaþtýk. ‘Neden Kürtçe vatan hainlerinin kasetlerini dinliyorsunuz’ sorusuyla birlikte küfrün bini bir para vaziyette hakarete ve kaba dayaða maruz kaldýk. Ardýndan da içindeki kasetle birlikte teybi yere vurup parçaladýlar sonra da inþaatýn odasýndan sokaða fýrlattýlar. Tabi sesimizi çýkaramadýk. Çýkarsak; faili meçhul cinayetler, ne zaman býrakýlacaðýmýz bilinmeden alýp götürülmeler korkusu vardý. Þimdi yaþým kýrka dayandý. O günleri düþünüyorum da! Bunun hesabýný kim verecek. Demokratikleþirken o kýrýlan, parçalanan kaset ve teybimizin bedelini de ödeyecekler mi?”

Þimdi tabi otuz küsur yýldýr Kürt halký topyekün toplumsal, siyasal, kültürel haklarý için ayakta. Adeta bir yeniden varoluþ mücadelesi içinde. Þarkýnýn sözündeki “bir gül için bülbül giymiþ kareler, bu dert beni iflah etmez yareler” misali Kürt dilinin kullanýmýna dair sýradan, masumane ve gelecek kuþaklar incelediðinde belki de çok basit talepler olarak deðerlendirilebilecek iþler için halk ayakta ve beklemede!

Hükümet ve hükümetin de içinde yer aldýðý devlet, artýk Kürdü örgütlü olarak muhatap alýyor. Almak zorunda. Diyalogun, muhataplýðýn bir üst evresi olan Müzakere’ye evirilmenin hesabý kitabý yapýlýyor.

Bu süreç uzun erimli ve çok su kaldýracak bir süreç. Bunu herkes biliyor. Ritmik ve partnerli bir dans, mesela Tango gibi, partnerlerin karþýlýklý uyumu þart.

Kürt siyaseti ve Türkiye Cumhuriyetinin kurumlarý bu dansý karþýlýklý reveranslarla götürmek istiyorlar. Mümkündür. Zamana yayýlarak da bu iliþki geliþtirilebilir. Ama devletin oyalamamak ve samimi olmasý þartýyla.

Devlet temsiliyetinin gereðinden fazla iþi “sulandýrarak gevþettiði”, hatta Kürdün umudunu yitirmesine ramak kaldýðý anlar da yaþanýyor.

Unutmamak gerek maddi kayýplarýn bedeli, mesela taksicinin kýrýlan kasetçalarýnýn telafisi mümkün olabilir, olur da! Ama dili, kültürü, kimliði, varoluþu uzun yýllar boyunca yok sayýlmýþ bir halkýn, onuru ayaklar altýna alýnmaya ve basit gündelik fiili verili duruma yasal kýlýf örtülerek yetinmeye zorlanýrsa “Onur da aðlar” benden söylemesi.

Onur aðlamasýn, onur dimdik ayakta kalsýn diyedir bunca kelam…


* Þeyhmus Diken, 27. Eylül.2013 Dîyarbekir


Þeyhmus DÝKEN

28.09.2013


 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.