Çanakkale ne yana düþer len!

23 Haziran 2014 20:43 / 1140 kez okundu!

 

 

Çanakkale’den dönerken “Gemiyi kaçýrcez, len!” deyiverdi þoförümüz. Eski belediye baþkaný arkadaþýmýz bize dönerek, sizin “lo” gibi bir vurgu iþte bizim “len”imiz, diye anlattý durumu.

Sahi, insan, bir þehirden ayrýlýrken ne kalýr ki geriye! Bazen damak tadý, bazen dostluklar, gezip gördükleri, çoðu kez de bunlarýn tümünün harmanlanmýþ hâli. Çanakkale’den Avrupa yakasýna Kilitbahire arabalý vapurla geçerken dönüþ yolunda þoförün bilet giþesindeki görevliye sarf ettiði cümlesindeki son vurguyu duyunca gülümsedim. “Gemiyi kaçýrcez, len!” deyivermiþti þoförümüz!

Çanakkale’nin dört dönemdir belediye baþkanlýðýný yapan baþarýlý baþkan Ülgür Gökhan beyi ziyaretimiz sonrasýnda bizlere eþlik ederek Çanakkale’nin nitelikli gazetesi Olay’ýn cevval sahibi-her þeyi Aynur Ganiler’in odasýnda kahvelerimizi yudumlarken Ülgür Baþkan bize dönerek sizin “lo” gibi bir vurgu iþte bizim “len”imiz demiþti. Gündelik hayatta çok kullanýyorlar ve yakýþýyor aðýzlarýna.

Diyarbakýr Sur Belediyesi eski baþkaný dostum Abdullah Demirbaþ ve Mýgýrdiç Margosyan aðabeyim ile birlikte Çanakkale’de “Ebru Söyleþileri” baþlýðý altýnda gazeteci dost Ragýp Duran’ýn moderatörlüðünde Çanakkale Ýnsan Haklarý Derneði ve Belediyenin evsahipliðinde konuþmacýydýk. Ýlgili, sonuna kadar ilgisini aksatmayan belediyeye ait etkinlik salonunda kalabalýk bir kitleye konuþtuk. Ebru dediðimiz yoruma açýk mevzunun Türkiye ve Kürdistan toplumuna / topluluklarýna deðen yüzünü güncel geliþmeler ve Barýþ Süreci üzerinden konuþup tartýþtýk.

Bunca yýlýn gezginiyim, Çanakkale’ye ilk kez gitmiþ oldum. Hani “Milli Tarih” dedikleri devlet dersinde daha ilkokuldan baþlayarak bir resmi algý oluþur ya insan zihninde. Benimki de öyle, paylaþtým salondakilerle. Militer, askercil ve milliyetçi bir zihinsel algýya Çanakkale gibi kimi þehirler tekabül eder. Onu anlattým ve sonra dedim ki, yanýlmýþým. Yýllar evvel Ýtalya’daki bir þehri ve muadillerini anlatan bir yazýda deniyordu ki; “Hýzla büyüyen yavaþ þehirler”. Ýþte o,  kendi ayaklarý üzerinde büyüyen, belki de kent sevdalýlarýnýn ve sakinlerinin telaffuz ettiði gibi pek de büyümesi de istenmeyen o “yavaþ þehirler”den biri Çanakkale. Güzel, insani ve insani olduðu veçheyle insan tekini kendine çeken bir tarafý var Çanakkale’nin.

Bizim diyarlarýn Kürtleri, hem de mesleklerinde baþarýlý Kürtlerini de sinesine çekmiþ, barýndýrmýþ olmasýndan da görüntü veriyor. Diyarbekirli, Yozgatlý, Kayserili, Aðrýlý, Siirtli, Bulgar göçmeni ve daha bir dolu beni adem birkaç yýllýðýna gelmiþ ve Çanakkaleli olmuþlar. Yani Ece Ayhan’ýn hemþerileri onlar…

Orta yerde þehre simge olmuþ bir at duruyor, Troya efsanesinden bildiðiniz tahta atý. Çanakkaleliler adres tarif ederken o civarlarda iseler at’a göre yön belirliyor ve tek kelime ile “at” diyorlar. At da at yani kuyruðunu da yüzünü de þehre dönmüþ, denize, boðaza yan bakýyor. Fýtratý böyle demek ki! Ýyi resim veriyor at hakkýný teslim etmeli at’ýn…

Davetli olduðumuz kurum ÝHD, Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Rumca dillerinden müsemma tabelalarýný astýklarýný gururla dillendiriyorlar Serpil ve Hayrettin, haklý bir gurur. Nüfusuna göre kültüre, kültürel etkinlikler, festivaller, bienallere ev sahipliði yapýyor. Haziran ayý içinde Çanakkale Bienali, Aðustos’ta Çanakkale Festivali var(mýþ). Kim bilir ne güzel oluyordur.

Denizden efil efil esen,  insanýn içini ferahlatan bir serin yaný insanýn içini okþuyor þehrin. Ýnsanlar günün her saati olanca rahatlýklarý ile sokaktalar. Hani þehirler tarif edilirken varsa eðer þehrin ruhundan söz edilir ya! Sanýrým Çanakkale bu ruh hakkaniyetini ziyadesiyle hak eden þehirlerden.

Alyo’nun Aynalý Çarþýsý, farklý bir tat peynir tatlýsý, hala levhasý durduðuna göre çoktan unuttuðumuz arzuhalcisi, adlarý sanlarý þehrin sicilinden düþürüldüðünden mekanlarý Çanakkale 18 Mart Üniversitesince Tasavvuf-Mevlevi Topluluðuna tahsis edilmiþ Çanakkale Ermenilerinin Surp Kevork Ermeni Kilisesi ve karþý kaldýrýmýnda yan gelmiþ Çingeneler Zamaný filminden fýrlamýþ gibi tablo resmi veren Çanakkale Romanlarý.

Yine þehrin sicilinden sýyrýlýp gitmiþ bir baþka etnik kimlik Musevi tacirlerin palamut depolarýndan dönüþtürülmüþ “Mahal”leri, eski þehirlerin altý matbaa, üstü idarehane iþlevselliðindeki “olay”gazete bürosu. Ve þehrin dýþýndaki mekânlar: Assos’ta tepede kýr kahvesinin taþtan masalarý ve sürprizi Diyarbekirli Tekin Mungan iþletmecisi. Aristo’nun Midilliye karþý þagýrtleriyle oluþturduðu felsefe okulu, Ýda Daðý’nýn orman ve su buðusu içinde HDP’nin emekçileri dostlarýn organizasyonunda alabalýk, Bozcaada’nýn gururlu hemþehrisi Vahyettin’in rehberliðinde ada’nýn Rum mahallesi ve dost Ferai Týnç’ýn bað evinde el emeði ile yaptýðý kýrmýzý beyaz þaraplarý, börekleri, çörekleri…

Arabalý vapurla Avrupa yakasýndan Anadolu yakasýna geçerken boðazýn dalgalý sularýna baktýðýmda Pers Kralý Darius’u düþündüm. “Çanakkale Geçilmez” diyorlar ya! Darius haþin dalgalarla baþ edemeyip geçemeyince daðlardan kestirdiði sedir aðaçlarýyla dövdürmüþ askerlerine boðazýn hýrçýn sularýný dalgalarýný. Darius gibi bir koca krala yakýþan bu.

Þimdiyse artýk Çanakkale geçiliyor. Hem de rahatlýkla. Siz, siz olun, Çanakkale’ye gidin ve görün. Orada bir duvar boyunda “Düzayak, çivit badanalý bir kent nasýl kurulur abiler?” diyen Ece Ayhan yýlsonunda açýlmasý tasarlanan Ece Ayhan Kültür Evinden kentin konuklarýna sesleniyor olacak. Benden söylemesi…

 

Þeyhmus DÝKEN

21.06.2014

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.