Sevgili anne

26 Ekim 2015 13:19 / 1235 kez okundu!

 

 

Bu kez uzattım, biliyorum annem. Nasılsın diye soramıyorum, olanı biteni sen de izliyorsun.
Kütülüklerin hayatı adeta teslim aldığı bir yaşam sürecinde iyi olmak zor anne.
Bir türlü- iyi olamıyoruz. İyi değiliz be anne.

Son haberleşmemizden bu yana, ülke daha bir cehennemleşti. Yetişkin, çocuk, kadın yüzlerce insanımızı kaybettik. Daha dün tarihimizin en büyük katliamlarından biri yaşandı. BARIŞ ve DEMOKRASİ mitingine yapılan insanlık dışı saldırı sonrasında, 102 kayıp, onlarca yaralı var. Kim mi yaptı? Tüm vatandaşlarımızın, farklılıklarımızla birlikte, eşit ve özgür yaşadığı, adaletli ve demokratik bir yaşam yerine gerici ve baskıcı bir düzen kurmak isteyenler tabi ki.

Sokaktaki insanımız, üzgün, korkuyor, endişeli, güvensiz, ve mutsuz. Ölen insanlarımıza üzülüyor, içi acı dolu, ''Nasıl bu hale geldik'' diye soruyor. Sokağa çıkmaktan, kalabalık yerlere gitmekten, otobüse binmekten korkuyor. Endişeli ve güvensiz,

Boşlukta yaşama hali hakim anne.

Katliamda hayat arkadaşını kaybeden bir anne nin sertlik, isyan ve güzelliğin harmanlandığı bir bakışla haykıran, iyiliğin haksızlığa isyanını yansıtan yüzünde seni gördüm anne.

Eşini ve çocuğunu kaybeden annenin feryadında seni gördüm anne.

Ve o anne için, annelerimiz için, çocuklarımız için gözlerim doldu.

O anneye, annelerimize ağladım..Kaybettiğimiz çocuklarımıza ağladım. Tüm kayıplarımıza ağladım.

Her şeyini paylaştığı eşini kaybeden kadının isyanını, hayat arkadaşını ve çocuğunu yitiren annenin feryadını hayatlarımıza yazdım.

Onlar sadece BARIŞ istiyorlardı.

Acı, hüzün, çaresizlik, umutsuzluk, öfke ve isyan yüreklerimizin merkezine oturdu anne.

Daha şimdi sana bu satırları yazarken, 20'ye yakın umut yolcusunun botlarının battığı ve boğuldukları haberi vardı.

Siz oralardan nasıl, ne görüyorsunuz bilmiyorum ama ülkemiz, çevremiz ve insanlarımız, bizler iyi değiliz be anne.

12 Mart askeri darbesini yaşamıştın. Hatırlarsan ‘’Hayra alamet değil oğlum’’ demiştin. Bugün senin de yaşadığın, baskı, şiddet ve sömürünün bir başka türlüsü yaşanıyor.

Sen ne dersin bilmem ama, Yeşildere deki gecekondulu yaşamlar basitti. Yoksulduk, kimi zaman açtık ama, devleti ve baskısını bu denli hissetmezdik galiba.

İnsan olabilmek zorlaştı be anne.

Son 13 yıldır devleti yönetenler ülkeyi öylesi bir yere getirdiler ki,

Söz bitti.

Anne 100'ü aşkın insan hayatını kaybediyor. Uzatmak seni fazla üzmek istemiyorum. Yönetenler ayrıştırmaya, kamplaştırmaya, aynı toprakların insanlarını kırdırmaya devam etmek isteyen bir dille konuşmaya devam ediyorlar. 

Tamam annem, kızgın, öfkeli ve üzgünüm. Umudum, umutlarımız yara almıyor, hırpalanmıyor değil. Ama sen çocuklarını bilirsin, merakta kalma ''Umut biterse hayat biter'' sözünü senin çocukların unutmaz.

Göreceksin 1 Kasım'da herşeye rağmen canilere, barbarlara, dikta hefeslerine, faşizmin yardakçılarına dur diğeceğiz...

Kayıplarımızı unutmayacağız, unutturmayacağız...

 

Sedat ÖZGÜVEN

18.10.2015

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.