Hizmet insanının 24 saati
01 Ekim 2014 19:29 / 1207 kez okundu!
Dünyanın 170 (esasen şimdilerde 200’ü buldu) ülkesine gittiler. Tek başlarına bir derviş gibi gidebilirken ailelerinide alıp gittiler. Onlarıda o sevaptan mahrum etmediler. Ailecek bu tarz hicret İslâm tarihinde sahabeden sonra gösterilmesi mümkün olamayan bir olgu.
Ailecek gittiler ve içlerinden birisi vefat ederse oracığa defnedip yollarına devam ettiler.
Aylık maaş derdine düşmediler. Ev kiralarını yatırdılarmı onların bayramı oldu. Dıştan bakıldığında dünyalık gibi gözüken gezme dolaşma ve uğraşları hep ulvi bir dava ile muhtaç gönülleri buluşturma gayesi etrafında oldu.
Bir zaman geldi asya steplerinde koşturdular. Bir zaman geldi Afrika’ya at sürdüler. Deli desen değil akıllı desen hiç değil bir hareketleri vardı.
Günlük hizmetleri gece teheccüdle başlıyor ve sabah namazının ardından çocuklarını okullarına gönderdikleri gibi çok farklı ülke ve çok farklı tarzda hizmet şekilleriyle koşturmaya başlıyorlardı.
Hizmet insanının bir dava adamı olduğunu yıllık plânlarından anlarsınız. Her hizmet insanı her yaz sonrası yıllık plân yapar ve sene içinde o programa göre faaliyetlerini sürdürür.
Günlük 5 vakit namazlarına teheccüd-evvabin ve duha namazları ekler. Teheccüde kalkamayacak kadar yorgun ise ve eve geç gelmişse yatmadan Hacet namazı kılar ve öyle yatar. Uzun ve kısa tesbihatları vardır. Cevşenini eksik bırakmaz. Virdleri vardır. Görenler onları ehl-i tarik zanneder.
Hizmet insanının ev içinde eşine yardımı,çocuklarıyla ilgilenmesi ve ailesinde geçirdiği kısacık zaman dilimi bile sünnet yörüngeli ve hizmet endeksli güzel dinimizin yaşanması istikametindedir.
Küçük bir çantası ve not defteri olur. Yapması gerekli işleri unutmamak için.mutlaka az çok yazar ve not alır. Yüzünden tebessüm eksik olmaz. Hizmet insanı çok renklidir. Herkesle uyum sağlayabilir.
Bir solcu onunla konuştuğunda rahatlar. Gerçek dindarın bu şekil olması gerektiğini düşünür. Hangi konu açılırsa açılsın az çok muhabbete dahil olur ve mutlaka işi dönüp dolaştırıp hizmete getirerek insanları hayra yönlendirir.
Hizmet insanını herkes rehberliğiyle bilir. Rehberlik danışmanlık okumadan ilgili alanda eğitim görmeden insanlara kaldırabilecekleri ayarda eğilir. Sevgisini belli eder. Çocukların ve ebeveynlerin gözdesidir hizmet insanı.
Aileler çocukları hizmetten birisiyle tanıştığında çocuklarının kurtulmuş olduklarına inanır ve derin bir nefes alırlar. Zira 9 yaşına kadar inen uyuşturucu tehlikesi ve hertürlü fuhşiyat vesaire onları korkutmakta ve çocuklarıyla hakettikleri ölçüde ilgilenememenin ızdırabını yaşamaktadırlar. Hizmet bu alanda bir doktor gibidir. Hızır gibidir.
Hizmet dairesinde yetişmiş bir bayan evine ve kocasına sadıktır. Sempatiktir. İlme ve bilgiye açtır. Gözü yaşlıdır. Fedakardır. Cömerttir.
Hizmet insanı bir modeldir. Normal eğitim sistemlerinin meyvesi olan materyalist ve maddeci ve ufuksuz çürük nesilleri hizmet insanları ile tedavi edilir. Her nekadar birileri istemesede güneş balçıkla sıvanamamaktadır. – yakinen biliyoruz ki istemiyor gözükenlerin çocukları bile şu an hizmete emanet durmaktadır.-
Hizmet insanı KUR’ÂN ŞELALESİ’NİN altında o sudan kana kana içen bir alperendir. Belki hafızlığı yoktur. Belki sorsanız ilmihalde eksik bilgisi olanra bulunabilir. Belki şöyle bi baksanız daha bıyıkları yeni terlemiştir ve körpeciktir. Ama mangal gibi yüreği vardır. Bakışlarında nice manalar gizlidir. Tertemizdir. Vicdanı pasparlak bir yiğittir.
Hizmet insanı Allah karşısında aczini bilmek ve fakirliğini ilan ve sifir olma yolunu seçmiştir. İnananlar karşısında ise mütevazi ve mülayimdir. Zalimler karşısında susmak bilmez bir kişidir. Kafirler karşısında ayetin işaretiyle şiddetlidir. Şiddet ve nefreti insana değil sıfatlaradır. Düşmanlığa düşmandır. Dostluğun dostudur.
Hizmet insanı aldatmaz ama aldanabilir. Aldandığı yerden onu tekrar vurmak zordur. Çünkü hizmet insanı her işini istişare ile yapar.
Hizmet insanı bırakın şunu bunu sigara bile içmez. Sigaraya haram der. Sigara, hizmet insanının dünyasında tedirici intihar ile aynı derekededir.
Hizmet insanı ilahi bir VÜDD (sevgi) sağanağı altında koştururken HAMD ile iki büklüm ‘bana bu lütf ile ihsan nedendir?’ der ve öylece koşturur.
Hizmet insanı aç kalır. Hizmet insanı gariptir. Hizmet insanı sever ve sevilir. Hizmet insanı ifitira atmaz. Hizmet insanı sıradan insanların çözemediği delier (veliler) topluluğudur.
Hizmet insanı, -40 dereceden tayini afrika çöllerine çıkınca gidip orada bir nebze ısınan akıncı beyidir.
Hizmet insanı, bazı sahabelerin birkaç ayet ve birkaç sure dinleyipte soluğu bir daha dönmemecesine orta asya steplerinde, ve Çin diyarında alması gibi ”KARDEŞLERİM” hitabına mazhardır.
Hizmet insanının 24 saati hizmettir. Niyeti hizmettir. Bakışı hizmettir. Duruşu hizmettir. Uykusu hem ibadet hem de hizmettir. Yemek yerken bile yanında birilerini çağırması ve birilerini araması hepsi hizmettir. Gün biter gece olurda işlerini bitiremez ve yetiştiremez ise ”25. saat olaydı da şu işi bitireydim” der.
Allah, sahabelerden sonra başka kimseye ve hiçbir kavme ve millete bu deliler (veliler) topluluğu gibi bir gönüllüler topluluğu lutfetmemişti. Asr-ı saadet güneşi ahir zamana yansıyor gibi hissediliyor. Ne kadar şükretsek ve hamdetsek hatta sabahlara kadar ömrümüz boyunca secdede teşekkür etsek karşılığı olamaz bu nimetin.
Bu güzide topluluğu Allah’tan isteyen ve dileyen Bediüzzaman Hazretleri ve Fethullah Gülen Hocaefendi, bu topluluğun içerisinde bulunmayı cennetlerden artık sayar. Bu topluluk , bu büyük zatların rehberliğine medyun ve müteşekkir, onlar da bu topluluğa hasret ve vurgun biçimde ahirzamanda kaderî fonksiyonlarını ifa etmektedirler.
Allah azze ve celle’ye ezelden ebede kadar yarattıklarının ve ilm-i ilahisindekiler (sonsuz) sayısınca hamd olsun. Resul-i kibriya efendimize hesapsız sayısız salât ve selam olsun.
Salih G. SEVGİCAN
29.09.2014
