Tarih senaryo yazmaz

10 Aralýk 2012 23:37 / 1276 kez okundu!

 


Selçuk ilçesine getirilen “Çanakkale Savaþ Malzemeleri Özel Müzesi” sergisini gezer iken sanki o anýn acýlarýný, dramlarýný, çaresizliklerini, yokluklarýný, ölümü, esareti, gözyaþýný, kaný, soðuðu, açlýðý, susuzluðu yaþar gibi savaþýn soðuk, vahþi, acýmasýz yüzünü hissettim.

Bu anlamsýz savaþta, 250 binin üzerinde askerimiz þehit olmuþ bir o kadar da savaþtýðýmýz itilaf kuvveti askeri ölmüþ. Binlerce askerimiz de esir alýnarak esir kamplarýna götürülmüþtür. Þehit olan 250 bin askerimizin 100 binden fazlasý, öðretmen, mülkiyeli, týbbiyeli, teknik eleman.

Her ne kadar Çanakkale’de düþmana geçit verilmese de bu acýmasýz savaþýn sonuçlarýný, her alanda yitirilen yetiþmiþ yüz binlerce insanýmýzýn eksikliðini son yýllara kadar hissettiðimizdir... Burada vurgulamak istediðim baþka bir konu var. Savaþýn yapýldýðý tarihten itibaren bu savaþýn halka anti-emperyalist ve kurtuluþ savaþý niteliðinde bir savaþ algýsý yaratýldýðýdýr. Bazý politikacýlar açýkça aðýzlarýný doldura doldura bu savaþý “emperyalizme” karþý yapýlan savaþ olarak ilan etmekte bazýlarý da dolaylý yoldan halka bu algýyý vermektedirler.

Gerçekten bu savaþ ne savaþýydý? Bir kere savaþýn baþladýðý dönemde savaþýn tarafý olan Osmanlý zayýflasa da, bazý savaþlarda yenik düþse de kendisi imparatorluktu. Savaþa girme niyeti de, ýrkçý, þoven duygularla hareket eden, Enver, Talat, Cemal gibi ittihatçý paþalarýn 1. Dünya savaþý nimetlerinden faydalanmak için Almanlarla iþbirliði temelinde bugünkü ifade ile “bölge hakimiyeti, oyun kuruculuðuna” giriþmelerinden baþka bir þey deðildir. Ýspatý basit; savaþa girmenin bedeli olarak, Çanakkale savaþýnda “Ýngiliz emperyalizmine karþý durmak”, “Alman emperyalizmi ile iþbirliði yapmak” nasýl oluyor da emperyalizme karþý savaþ oluyor? Daha da önemlisi, “Çanakkale geçilmez” savunmasý ile binlerce genç insanýmýz þehit düþmüþ, ama ayný düþmanlara bir tek karþý kurþun atýlmadan bir- iki sene sonra ellerini kollarýný sallaya sallaya Ýstanbul’a girmeleri nasýl açýklanacak?

Bu yazýyý yazmama vesile olan ve tüylerimi diken diken eden bir baþka olay da TRT’nin Belgesel kanalýnda yayýnlanan bir program neden oldu. Kore savaþýnda teðmen rütbesi ile savaþan bir askerimiz, orada karþýlaþtýðý zorluklarý anlatarak, çok disiplinli ve çabuk öðrenen askerlerimizi göklere çýkararak anlattýktan sonra “iþte biz zaferi böyle kazandýk” diye ballandýra ballandýra anlatýyor. “Kore nire Türkiye nire” 1950’lerde sen Amerikan emperyalistlerinin peþine takýl, 751 askerini Kore topraklarýnda býrak, sonra “biz bu zaferi böyle kazandýk” diye övün. Neyin zaferini kazandýk? Kimin adýna savaþýldý, zaferi kim kazandý? O dönemde teðmen olan þimdi 80 yaþlarýna merdiven dayamýþ askerin zihniyetine bakýn.

Sanki þu an durum deðiþti mi? Halkýn çok büyük çoðunluðu demokratik reformlarýn yapýlmasý ve demokratik ortamýn yaratýlmasý için iktidarlara destek veriyorken, iktidarlar bunu kendi ideolojik, dini, etnik anlayýþlarýna göre yorumlayýp ayný ittihatçýlarýn yaptýðý gibi, “oyun kuruculuðuna, güç gösterimi” havalarýna giriyorlar. Azýcýk destek, ortam bulsalar boþ bulduklarý Orta Doðuda’ki yerlere giriverecekler gibi sanki.

Tüm bu olaylarý ve geliþimi analiz ettiðimizde Osmanlýdan beri, zihniyetimizin deðiþmediði, ittihatçýlýk damarlarýmýzýn zaman zaman kabardýðý, iktidarlarýn, bürokratlarýn ve muktedirlerin hemen hemen büyük çoðunluðu halktan gerçekleri saklayarak, resmi tarih senaryolarý yazarak bu gerçek dýþý tarihi halka empoze etmekte olduklarý görülüyor. Ecdadýmýz dediðimiz Osmanlý ve sonrasý bugüne dek yazýlan resmi tarihlerin birçok yeri manipüle edilmiþ tarihtir. Oysa “tarih senaryo yazmaz gerçekleri söyler, ders verir”. Ders alamazsak, alana kadar baþýmýz kazadan beladan kurtulmaz.

Hangi yaþta olursa olsun çocuklarýmýzýn o temiz, o masum, o günahsýz yüzlerine uyurken bile bakmaya kýyamýyoruz deðil mi? O temiz, o masum, o günahsýz çocuklarýmýzýn bu anlamsýz savaþlarda parçalanarak ölmesini istemeyiz deðil mi? O zaman, savaþ yanlýsý politikacýlarýn, ittihatçý geleneðinden gelen darbecilerin, ýrkçýlarýn, þovenlerin, silah tekelcilerinin, mezhep savaþçýlarýnýn yazdýðý resmi tarih senaryolarýnýn arkasýndaki gerçekleri öðrenerek demokrasi ve insanlýk temelinde kendi gerçek tarihimizi eþitlik, özgürlük, adalet ilkelerini ölçüt alarak yeniden yazalým, bunlardan ders çýkararak çocuklarýmýza yaþanasý savaþsýz bir dünya býrakalým ne dersiniz?


Sabahattin ÝZCÝOÐLU

10.12.2012

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.