Sýfýr düþünce, sýfýr özgürlük, sýfýr yönetim

11 Eylül 2014 15:19 / 1094 kez okundu!

 

 

Pamucak’a arada, sýrada sadece güneþin batýþýný seyretmek için gitmenin dýþýnda Ýki yýl sonra ilk defa pazar günü sýcak kumda yürümek için sahile indim. Her zamanki gibi sahil pek iç açýcý gözükmüyordu. 

 

Traktörle baðýrarak bir þeyler satmaya çalýþan satýcýlar, denize elbiseleri ile giren kadýnlar, çocuklarýn baðrýþlarý, kadýnlý erkekli gruplarýn deniz içinde þakalaþmalarý, baðrýþlarý, erkeklerin güreþ tutup boðuþmalarý, arabalarýn yanlarýna yaptýklarý bezden gölgelikler, sahil kenarýna getirdikleri kilimler, oraya buraya konulmuþ eþyalar, küçük tüpler üzerinde çaydanlýklar, tencereler, kumda yatanlar, kuma gömülenler, velhasýl rengârenk, gürültülü patýrtýlý ortam. Bunun yanýnda yine sahil boyunca, naylon poþetler, pet þiþeleri, kâðýtlar, meyve, çiðdem kabuklarý, sigara izmaritleri, boþ bira þiþeleri yani her zaman görmeye alýþtýðýmýz atýklar. Sanki bu durum insanlarla eþyalarý bütünleþtirip pazýlýn tamamlanmasýný saðlýyor. Dikkatimi çeken, elliden fazla araç ve bu araçlarla gelen yüzlerce insan içinde büfeleri iþletenlerin dýþýnda bir Selçuklu'ya rastlayamayýþým oldu.

 

Yaklaþýk bir saat yürürken ve de daha sonra akþama kadar, dünyanýn sayýlý sahillerinden olan Pamucak’ýn fiziki görünümü, durumu böyle mi þöyle mi olmalý derken, hadi yerel yönetimler, yýllardýr bunu gerçekleþtirmedi, Cumhuriyetin yetiþtirdiði "modern" insanýn davranýþý böyle mi olmalý, diye düþünürken insan ve algý üzerine genellemeler de kaçýnýlmaz oluyor.

 

Öncelikle yereli bir kenara býrakýp bu iþ sadece yerel yönetimin tek baþýna yapacaðý bir iþ olmayacaðý düþüncesi kafamda þekillendi, þöyle ki, her insanýn yanýna çöp kovasý koysanýz, hatta bir adam dikseniz insanoðlu yapacaðýný yapýyor. Yoncaköy'de adam karpuzu yemiþ, bir metre ötesinde bulunan çöp tenekesine kabuklarý atmadan gidiyor. Bu iþ okumuþ, okumamýþ cahillik iþi de deðil. Yine Yoncaköy'ün Kayýlýklar bölgesinde, kelli felli adam, belli ki okumuþ, site sakini, yüzme yerinde insanlarýn yüzüne baka baka olta atýyor, kimi, ayný yerde zýpkýnla balýk avlýyor, kimi denizin içinde yanýnda yüzerken burnunu sümkürüyor, tükürüyor. Bir örnek de, Kuþadasý'ndan vereyim; ada giriþinde bulunan Gazi Beðendi Cafe özellikle günün her saati týklým týklým, ortalama her statüden, gruptan, sýnýftan  250-300 kadar insan saatlerce burada oturuyor.  Burada oturan mübarek insanlar olarak iki satýr magazin gazetesi bile okumuyoruz, hemen hemen hepimiz yüksek sesle konuþuyor, birbirimizi gözlüyor, birbirimizin konuþmalarýna kulak kabartýyoruz, aile içi bütün sorunlarý, mahremiyetlerimizi öðreniyoruz, sadece en görünen eylem olarak arada çocuklarý yanlarýmýza alýp Mustafa Kemal heykeliyle resim çektiriyoruz, günlük yaþamýmýzýn her alanýnda bunun gibi yüzlerce örnek bulabiliriz, yalnýz bu örnekleri verirken hiçbir kiþiyi, grubu kast etmek istemiyorum hepimiz þu veya bu þekilde hayatýn bir yerinde bu tür davranýþlarý yapýyoruz.  

 

Peki, bu durum nasýl açýklanýr. Bu durumu açýklamak çok karmaþýk, çok kompleks ve zor bir iþ, ama öncelikle bir algýyý iyi ayýrt etmemiz gerek. ‘’Bireycilik baþka, özgür birey olmak baþka’’, biz eðitimde, aile içi iliþkilerde, toplumsal iliþkilerde, hatta ideolojilerde bireyciliðe karþý, özgür bireyi deðil, toplumculuðu koyduk. Toplumculuðu da "Vatan, Millet Sakarya" edebiyatý ile çok genel ve nasihat olarak anlattýk ve kutsadýk. Etrafa çöp atan, yüksek sesle baðýran, oynaþan kiþilere sorsanýz hepsi milliyetçidir, sözde vatan için ölmeye de hazýrdýr. Ama gel gelelim vatan için ölmeye hazýr bu insanlar, Ýstanbul'da bir anlýk mangal keyfi için Belgrat ormanlarýnda aðacýn gövdesinde ateþ yakýlamayacaðýný düþünemiyor, arabanýn camýndan sigara izmaritini, çöpünü atmamayý, kendisinin dýþýndaki insanlarýn da yaþama hakký, kendisini ifade etme hakký olduðunu düþünemiyor demek. Özgür birey olarak, analitik düþünüp sentezler yapabilen, soran, sorgulayan, araþtýran, irdeleyen, neden sonuç iliþkisini kuran, gelecekle ilgili tasarýmlar sunan, özgürlüðün sýnýrlarýný bilen, kendi hakký kadar diðer insanlarýn da hakkýný hukukunu gözeten insanlar olsa ayný sorunlarý yaþar mýydýk acaba? ‘’Yüce toplumsal amaçlar için!’’ yetiþtirdiðimiz insanýmýz, bakýyor Vatan, Millet, Sakarya hikaye, ‘’gemiyi kurtaran kaptan’’, iktidar olan iþi götürüyor anlayýþý ile, günlük yaþam telaþý içinde küçük kurnazlýklar, kýsa yoldan köþe dönme mantýðý, aný yaþama, sýrtýný kamuya dayayýp buradan týrtýklama istekleri olan birey, özgür birey olabilir mi? Her þeyden önce eðitimin ideolojilerden arýndýrýlmýþ olarak özgürce verilmediði ve de eðitim sürecinde bireyi yetiþtirecek özgür eðitimcilerin cezalandýrýldýðý, sürüldüðü, açýða alýndýðý, iþlerin liyakata göre deðil iktidar yandaþlýðýna göre yürüdüðü, hayatýn her alanýnda lumpen kültürün hakim olduðu, seçme seçilme hakký özgür olmayan bir toplumda özgür bireyler yetiþir mi? Özgür birey olmadan toplumcu olunur mu? Býrakýn birey olmayý daha insan olamamýþ bizler demokrat olabilir miyiz?

 

Sabahattin ÝZCÝOÐLU

27.08.2014

 

Son Güncelleme Tarihi: 12 Eylül 2014 15:17

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.