Nereliyiz?
21 Þubat 2012 23:12 / 1406 kez okundu!
Programýn son anýna yetiþebildim. Sabahleyin bir T.V. programýný açtýðýmda, Malezyalý bir astronot konuþuyordu. ‘’Uzaydan, Dünya o kadar küçük görünüyordu ki, bu manzarayý gördüðünüz an bakýþ açýnýz deðiþiyor. Bazý þeyleri hiç önemsemiyor, daha çok bu gezegenin korunmasý, açlýk, yoksulluk çocuklarýn ölmesi, çevrecilik bunun gibi toplumsal ve sosyal konular daha çok ilginizi çekiyor’’ gibi þeyler söylüyordu.
Belli ki Malezyalý astronot bir þekilde uzaya yolculuk yapmýþ. Daha öncede bir yazýmda bahsettiðim gibi, görünen o ki bir karýnca, dünyada ne kadar yer kaplar ve bu karýncanýn büyüklüðü ne kadarsa, evrende de Dünya, aklýmýzýn hayalimizin alamayacaðý kadar yýldýz ve gezegenin arasýnda, karýnca kadar gözüküyor. Mutlaka ve mutlaka bu kadar gezegen ve yýldýzýn arasýnda canlýlarýn yaþayabileceði veya yaþatýlabileceði olaný vardýr. Eninde sonunda da insanlýk, bu gezegene ulaþacak. Peki, o zaman ne olacak. Ya gezegenler arasý savaþ çýkacak veya ortak yaþam oluþturulacak.
Böyle bir dönem de doðmuþ olan torunlarýmýz veya torunlarýmýzýn torunlarý, biz dedeleri, ninelerini olarak bir karýþ toprak, bir þiþe petrol için ve de insanlarýn farklý dil, din, renk, ýrklarý nedeni ile yüzyýllardýr birbirimizi katlettiðini öðrenince çok þaþýracaklar. Sonra da ‘’dedelerimiz, ninelerimiz ne kadar saf, çýkarcý, dar görüþlü hatta daha da ileri giderek ne kadar insanlýk dýþý yaratýklarmýþ’’ diyecekleri kesin. Çünkü o dönem "dünyalýlýk" ve "dünyanýn korunmasý" öne çýkacak. Gerçi büyük sermaye gruplarý, bankalar dünyalý olmayý pratikte yaþama geçirdiler. Cebimizde ki kartlarýn hangi ülkenin, hangi bankasýnýn olduðunu dahi bilmiyoruz. Karþýlýklý çýkar iliþkisine dayanan bir yöntemle kartý çekip, ya kredi alýyoruz ya da alýþ veriþi yapýyoruz. Ödemediðimiz zaman da dünya ticaret hukuku tepemize biniyor. Ýletiþim de evrenselleþmiþ. Gizlilik diye hiçbir þey kalmamýþ sadece bizim gibi ülkelerin halkýndan bazý þeyler saklanýyor, aslýnda bütün ülkeler birbirleri hakkýnda olaðanüstü bilgilere sahipler. Sadece kendi halklarýndan gizliyorlar. Çýkar ve para söz konusu olduðunda ne dil, ne din, ne ýrk söz konusu oluyor. Sermaye biraz sýkýþtý mý da bir kriz çýkarýyor, tüm dünya insanlýðý ekonomik ve de sosyal bunalýma giriyor. Yani söz konusu para, sermaye, sömürü olunca; vatan, millet teferruat oluyor.
Oysa insanlýk, karýnca kadar küçücük dünyanýn enerjisini, hem kendi insaný hem de evrende ki geleceði için hazýrlýk yapmak amacýyla kullanmasý gerekmez mi? Bu da ancak insanlýðýn, bulduðu teknolojiyi, bilimi, sanatý, kültürü, evreni keþfetmeye, evrendeki enerjiyi insanlýk ve evrendeki tüm canlýlar için dönüþtürmesiyle gerçekleþebilir. Bu da yeni bir dünya sistemine, daha açýkçasý yeni bir dünya düzenine gereksinim olduðunu gösteriyor. Bazý okuyucularýmýz haklý olarak, "sen ne diyorsun hoca geçen hafta bizim parlamentoda 'insan haklarý araþtýrma komisyonu kurulmasý' önergesi bile reddedildi, sen dünya vatandaþlýðýndan bahsediyorsun." diyebilir. Doðrudur, ama biz de öðrendiðimiz gerçekleri söylemekle yükümlüyüz. Bizden öncekiler yüzyýllarca evvel ileriyi görenleri takdir ederek günümüze kadar örnek almýþlar ise bizler de yazýp denize atalým, artýk yazýlanlar da nasýlsa uzayda kayda giriyor. Yüzyýllar sonra torunlarýmýz, evet en azýndan dünyada geleceði sezebilen aklýevvellerin veya sivri akýllýlarýn da olduðunu bilsinler.
Geçtiðimiz hafta T.B.M.M den insan haklarý araþtýrma komisyonu kurulmasý önerisi, kabul edilmese de ümit verici bir geliþme olacak. Mecliste grubu bulunan dört parti, hayvan haklarýný korumak için yasa çýkarmada anlaþtýlar. Darýsý, insan haklarýný korumada, sonra da dünya insanlýðýný korumak için tüm dünya ülkelerinde barýþ, adalet, demokrasi mücadelesi vermede...
Sabahattin ÝZCÝOÐLU
