Benden söylemesi (1-2)

17 Nisan 2012 12:18 / 2079 kez okundu!

 


Benden Söylemesi (1)

6 Nisan 2012 tarihinde Selçuk CHP ilçe örgütünün olaðan kongresinde sade bir üye sýfatýyla yaptýðým konuþma üzerinde durmak istiyorum. Kongrede yapacaðým bu konuþma üzerinde bir hafta çalýþtým. Söylediklerimin bir kýsmýnda son yýllarda ülkemiz üzerine yazýlan yorum ve tahlillerden alýntýlar var. Konuþmamda, zaman içinde tuttuðum bu alýntýlarý ve yorum notlarýmý kimden aldýðýmý belirtmeye gerek duymadým.

Konuþmam diðer konuþmacýlara göre ses ve ajitasyon olarak daha sönüktü. Düþüncem, hamasi nutuklardan, slogan düzeyinde mesajlardan ziyade, genele yönelik, süreç içinde daha akýlda kalýcý ve gerçekçi mesajlar vermekti. Bir de serde hamlýk var. Yýllardýr, seksen öncesi gibi politik olarak kitleler önünde bu tür konuþmalardan uzaklýk bu hamlýðýn da nedeni oldu. Bir konuda da açýklýk getirmek istiyorum. Konuþmamýn bazý yerlerini notlarýma bakarak, aralarýný da sözlü olarak ifade ettim. Bu yazýda, kongredeki konuþmayla tam olarak örtüþmeyebilir ama sonuçta söylemek istediklerim mealen burada yazdýklarým anlamýnda algýlanmalýdýr:

Sayýn divan, sayýn konuklar ve delegeler, hepinize selam ve saygýlarýmla...

Ülkemizin iyi eðitilmiþ, donatýlmýþ ve birikimine sahip % 20-25‘i CHP'de. Ama bu gücün demokrasiyi tam anlamý ile halka yansýtmakta yetersiz kaldýðý gibi, yýllardýr iktidarda söz ve karar sahibi olamýyor. Bu kadar büyük bir kitle demokrasi mücadelesine sokulursa bu gücün karþýsýnda kimse duramaz. Ben bu durumu þu örnekle açýklamak istiyorum. Ýstasyonda, ulaþacaðýmýz yere gitmek için tren kompartýmanýnda beklerken, yandaki diðer tren hareket ettiðinde, sanki içinde bulunduðumuz tren hareket ediyor zannederiz. Oysa hareket eden yandaki tren, bizde de politik olarak öyle oluyor.

Hareket ediyoruz zannediyoruz ama bir türlü istenilen yere ulaþamýyoruz. Halkýmýzla da aramýzda bir kýrýlma var, darýlma var. Bunun kökenleri tarihsel. Daðýlan, biten, yýkýlan Osmanlý'nýn küllerinden bir devlet oluþturulmuþ. Bir ulus yaratýlmýþ, baþarýlý da olunmuþ. Bu dönemde, ister istemez bir sistem oturtulmak istenmiþ, bunu bir yere kadar doðal kabul edebiliriz. Herkesin her isteðini yerine getirilebileceði, býrakýnýz yapsýnlar denilemediði bir dönemde bir takým eksikliklerin olabileceði kabul edilebilir. Tabii ki reddi miras yapmayacaðýz. Ama hala ayný þeyleri söyleyip sürgit ayný yöntemlerin uygulanmasý dönemi de bitmiþtir. Ýþte bu noktada halkýmýzla aramýzda bir kýrýlma var. Bizim devamlý, içini doldurmadan, sadece slogan biçiminde, biraz da yukarýdan baðýrarak Cumhuriyeti biz kurduk havasýna karþýlýk, halkýmýzýn yoksul da kalsak, iþsiz de kalsak sizi desteklemeyeceðiz diye bir kararý var, küskünlüðü var. Bu küskünlüðü kaldýrýp, halkla aramýzda barýþ köprüleri kurmamýz gerekli. Bunun yolu da çok büyük travmalar yaþamýþ, darbeler yaþamýþ, katliamlara uðramýþ, faili meçhul cinayetler olmuþ bu ülke halkýnýn tüm kesimlerinin tarihle yüzleþmelerinin yolu açýlmalýdýr. Tarihle yüzleþmek, içindeki birikmiþ maðduriyeti ezilmiþliði açýða çýkararak özgürleþmeyi saðlayacaktýr. Halk ne kadar özgürleþirse o kadar demokrasi kitleselleþecektir. Bu yüzleþmede yapýlan hatalar için özür dilenmelidir. Özür dilemek kimseye bir þey kaybettirmez aksine çok þey kazandýrýr. Örnek; Atatürk 24 Nisan 1920'deki Meclis konuþmasýnda 1915 Ermeni olaylarý için "FAZAHAT" diyor yani "Ayýp olay" utanýlacak bir olay, bir eylem diye tanýmlýyor. Bizler de bu olaya "Utanýlacak bir eylem" diyebiliriz. (Tarihçi Taner Akçam’dan) Bu utanýlacak eylem için kaçak çalýþan Ermeni vatandaþlara yasal çalýþma gibi, gümrüklerin açýlmasý gibi anlaþmalarla yaklaþým saðlanabilinir.

Bir baþka sorun da halký eðitmeye, deðiþtirmeye, biçimlendirmeye çalýþmak, halkýmýzýn tepki verdiði konulardýr. Halk kendi doðallýðý içinde deðiþir. Ýklimler gibi hiçbir güç halký deðiþtiremez, eðitemez, biçimlendiremez. Halkýn bu doðal deðiþme sürecinde taleplerini yakalayýp, maðdurlarýn, ezilenlerin sesi olmak durumundayýz. AKP sistemini kendi maðduriyetleri üzerine kurdu. Oysa yýllardýr bizler maðdur olduk. Sivas, Çorum, Maraþ olaylarý, 1 Mayýs katliamlarý, iþkenceler, tutuklamalar, köy boþaltmalar, sürgünler, açýða almalar, siyasi cinayetler, idamlar v.b. Tüm bunlarý yaþayanlarýn, maðdurlarýn, ezilenlerin sesi olamýyorsak bu bizim eksikliðimizdir. Bunun yöntemi de popülizm yapmadan kahvehanelere gitmek, pazar yerlerine gitmek, sokaða gidip halký yanýmýza almaktýr.


Sabahattin ÝZCÝOÐLU

***

Benden söylemesi (2)

(Cumhuriyet Halk Partisi Selçuk Ýlçe Kongresi'nde yaptýðým konuþmanýn devamý)

Bugüne dek tüm iktidarlar devleti korudu, hala da öyle, en son mecliste "sen devletin valisine böyle diyemezsin" diye ortalýðý ayaða kaldýrdýlar. Hala geleneksel devlet anlayýþý hâkim. Bu anlayýþ artýk deðiþmeli, þimdi ise devletin halký koruma zamanýdýr.

DYP, MHP v.b gibi partilerle ayný þeyleri söylemek siyaset üretememektir. En son MHP'nin 4+4+4 konusunda Meclis görüþmelerindeki tavrýný gördük. Partimiz 4+4+4 konusunda da hazýrlýksýz yakalandý. Ne oluyor deyip! Parti içinde, eðitim þurasý toplantýsý yapýlasýya kadar Meclis alt komisyonunda bir iki madde geçmiþti. Bu konuda, halka karþý olmazlarla baþlanan görüþmelerde, Parti, T.B.M.M'nin eðitim alt komisyon çalýþmalarýnda birçok maddenin deðiþmesini saðlayýp katký koymasýna raðmen önerilen bu deðiþiklikler kamuoyuna mal olamadý. Toplumda direk karþý olma izlenimi verildi. Þu andaki sistemi de savunamayýz, yaratýcýlýk yok sorup sorgulamak yok ezberci bir sistem. 40 matematik sorusundan Türkiye ortalamasý 7, fen ortalamasý 5, sosyal ortalamasý 12-13. Oysa çok daha önceleri eðitim konusunda hazýrlýklar yapýlýp meclise önerge olarak sunulmalýydý. Sadece eðitim konusunda deðil, saðlýk, konut v.b gibi ülkenin tüm ana sorunlarýný ayrýntýlý olarak hazýrlayarak Meclis gündemine almasýný saðlanmalýdýr.

AKP Ýktidarý Avrupa Birliði sürecine katýlmada gerilemektedir. Þimdi bizim bu konuda öne çýkma zamanýdýr. Avrupa Birliði sürecini desteklemek, Avrupa Birliði'nin karakaþýna, kara gözüne deðil, Sosyal Demokrat Enternasyonal hareket için bað olmasý ve demokrasinin evrenselleþmesinin de aracý olmasý açýsýndan önemlidir.

Kongredeki tüm konuþmacýlar AKP'nin yaptýklarý üzerine konuþtular. Oysa konuþmalar kendi yapacaklarýmýz üzerine olmalýydý. Seçimlerde % 50 oy alan parti bu oyu halktan zorlamý aldý? hadi diyelim görmediðimiz % 5 i baský ile olsun % 10 baský ile olsun, oy verenlerin kalan % 40-45 nasýl oy verdi, Selçuk’ta AKP'ye oy veren bir kiþi çýksýn da AKP benden baský ile oy aldýlar diye bir serzeniþ, þikayet duydunuz mu? Elimizi vicdanýmýza koyalým. Halktan oy alamýyorsak sorun bizde.

Devrimci olduk, ihtilalci olduk, sosyalist olduk ama maalesef demokrat olamadýk Demokratikleþme bireysel temelde yapýlmalý. Sýðýnmasý gereken yer demokrasidir. Demokrasi dýþýnda kalanlar bu ülke için en büyük tehlikedir.

Tüm bunlarý sandýða býrakmadan, her dönemde uyguladýðýmýzda büyük bir devrim büyük bir siyasi patlama yaparýz. Yoksa uzun bir dönem daha iktidar bizden çok uzak kalacaktýr. HAYAT GEÇ KALANI CEZALANDIRIR.

Yalnýz bir cümle daha söylemek istiyorum. Bizim halkýmýz askerini çok sever, ama askeri yönetimi istemez. Yorumu size býrakýyorum. Ýyi günler.

(Hatýrladýðým kadarýyla Divan Baþkaný Ýzmir Milletvekili Musa Çam’ýn zaman yokluðu uyarýsý ile bu yazacaklarýmý söyleyemedim. Özerklik, federasyon gibi önermeler ülkeyi kan gölüne çevirir. Bu tür önerilerin veya bu tür konularýn dile getirmenin yanlýþlýðý ve sonuçlarý direk olarak tek muhatap Kürt halký alýnarak, en demokratik, yöntemlerle ikna edilerek, samimi içten duygularla anlatýlmalýdýr. Bu ülke de sadece Kürtler deðil Türklerde ezilmiþ, sömürülmüþ halklardýr. Kaderleri ortaktýr. Çözüm, kardeþlik, barýþ, eþitlik ve özgürlük ilkelerinin hayata geçirilmesi ile olacaktýr.)


Sabahattin ÝZCÝOÐLU

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.