UEFA duruma el koyabilir

11 Temmuz 2011 04:01 / 3601 kez okundu!

 


Mehmet Ali Aydınlar ne yapacak?
Herkes şu an bu soruyu soruyor... Bir yönüyle bakarsanız şu an her şey Aydınlar'ın elinde ama başka yandan da bakarsanız Aydınlar'ın şu an elinde olan tek şey federasyon başkanlığındaki KENDİ GELECEĞİ...
Çünkü, eğer Aydınlar idare-i maslahat yaparsa, halk tabiriyle eyyam yaparsa, aman herkesi tatmin edeyim, durumu idare edeyim derse çok açıkça yazıyorum UEFA DURUMA EL KOYABİLİR...

TFF ne karar verirse versin son tahlilde enternasyonal karar verici UEFA'dır... Ve şu an UEFA yetkilileri doğrudan Türk emniyet ve adliye yetkilileriyle temas içinde. Temiz Kramponlar soruşturma dosyalarını UEFA yetkilileri de inceliyor... "Şikeye dair % 1 bile kanıt varsa o takım küme düşürülmelidir" açıklaması UEFA tarafından boşuna yapılmadı... Bu açıklamanın muhatabı da asla sadece Fenerbahçe değil, % 1 kanıt hangi kulüp için varsa o kulüp için de aynısı olacak ve olmalıdır...
Mehmet Ali Aydınlar, daha yeni TFF Başkanı oldu...
Aydınlar'ın vereceği karar kendi "Başkanlık" kariyerini de belirleyecek... Aydınlar da bunun farkında...
TFF'nin kararı sonrası UEFA duruma el koyarsa bu Mehmet Ali Aydınlar'ın TFF Başkanlığının da sonu olur... Eyyam değil cesaret zamanı...

TEMİZ KRAMPONLAR OPERASYONU
Temiz Kramponlar Operasyonu'nu bir Fenerbahçe Operasyonu'ymuş gibi sunamayacaksınız...
Bu Fenerbahçe'ye değil Türk futbolundaki tüm kirli ve illegal ilişkilere yönelen bir soruşturmadır... Diğer kulüplerden "Fenerbahçe yamuluyor" diye sevinenlere de her an uğrayabilecek bir operasyon bu...
Temiz Kramponlar Soruşturması, kirle dolu bir denize atılmış bir büyük ağdır... Bu ağa diğer büyük kulüplerin içindeki kirli balıklar da her an takılabilir ve muhtemelen de yeni dalgalarla birlikte bu olacak...
Eski Türkiye'yi temsil eden bazı çevreler Türk futbolu için hayati önem taşıyan bu soruşturmayı sulandırmak istiyorlar. Fenerbahçe taraftarlığıyla Aziz Yıldırım taraftarlığını karıştıran bazı sevdiğimiz dostlarımız da son dönemde zırvalıyor...
Yeni Türkiye'de artık Eski Polis/Eski Adliye yok... Eski Türkiye'de olsak kimi sermaye baronları "Neymiş bu dosya getirin şunu bakayım" der, Emniyet ve Adliye koridorlarına destursuz salar, emniyetçilere, savcılara ve hakimlere buyurgan bir üslupla "gerekeni söyler" ve sonunda da bu soruşturma kapanırdı... Şimdi bu numaraları artık yemezler...
Eski Türkiye'nin baronları şimdi Beşiktaş Adliyesi'nin etrafındaki kafeteryalarda "N'olacak acaba?" diye kara kara düşünüyorlar... Emniyet ve Adliye de soruşturulanın kim olduğuna bakmadan görevini yapıyor... Şu an eski baronların yaptıkları tek şey, işini yapmaktan başka suçu olmayan polis/adliye muhabirlerini tehdit ettirmek...
Kontrol ettikleri gazetelere manşet attırıp, kimi muhabir kardeşlerimizi hedef gösteriyorlar, karaborsa piyasasından nasiplendirdikleri gerçek Fenerbahçe taraftarı olmayan köpeklerini bu gazetecilerini üstüne salıyorlar... Emniyet acil olarak isim verilerek hedef gösterilen bu polis/adliye muhabirlerine acilen yakın koruma vermelidir bence, işini yapan bu insanları korumalıdır...

AZİZ YILDIRIM'I KİMLER SATIYOR?
Aziz Yıldırım cephesi bir açıdan çok haklı... Daha düne kadar Yıldırım'a her türlü yalakalık edenler dahi bugün Yıldırım'ın üzerinden silindirle geçme çabası içinde... Bu açık bir kalleşlik ve ahlaksızlık... Ama bunlar bunu hep yaparlar, Yıldırım'ın şaşırmaması lazım...
Eski Türkiye medyası Aziz Yıldırım'la ilgili şu stratejiyi güdüyor... "Eyvallah, Yıldırım kirli ilişkilere girmiştir, ama bu diğer FB yöneticilerini ve Fenerbahçe "elit" camiasını ilgilendirmez. Yıldırım gider ve yola "tertemiz" bir isimle devam edilir"... Yani şunu demek istiyorlar... "Tamam, Aziz'i size veririz, alın Aziz'i ne yaparsanız yapın, yıllarca hapiste yatırın ama buradaki düzenimize dokunmayın. Biz Fenerbahçe'yi ve Türk futbolunu bildiğimiz gibi yönetmeye devam ederiz." Aziz Yıldırım da buna karşılık "Benim üstümü çizmişler, ama ben konuşursam hepsi yanar" diye Emniyet ve hastane koridorlarından özellikle mesaj yolluyor...
Bunlar üzerine de önce hastaneye sonra adliyeye sonra yeniden hastaneye gibi başka bir soruşturmadan da hatırlayacağımız yöntemlerle "sihirli bir el"in değmesini bekliyor kimileri... Al takke, ver külah ilişkiler sürdürülmek isteniyor... "Ah, keşke 90'lı yıllara ve 2000'lerin başındaki döneme dönebilseydik" diye çok söyleniyor kimileri koridorlarda...

İBRAHİM SETEN'E GÖRE AZİZ YILDIRIM
"Dün Rüştü'yü dövdürürken, milleti tehdit ederken, 10 yıl boyunca spor dünyasında terör estirirken, F.Bahçe'yi arkasına alıp internet sitesinden milleti kılıçtan geçirirken, Aziz Yıldırım'a korkudan "gık" sesi bile çıkarmayanların, yalaklık yapanların ya da bu duruma kayıtsız kalanların yere düştükten sonra adamın ve F.Bahçe'nin üstünde tepinmeleri..."
Bu satırlar Vatan gazetesinin başarılı spor müdürü İbrahim Seten'e ait...
İbrahim, bu soruşturmanın dışında ayrı bir dosyada ele alınması gereken inanılmaz suç eylemlerini açık açık beyan ediyor... İddia olarak değil herkesin bildiği açık ve net gerçekler olarak... Yani İbrahim diyor ki...

1. Aziz Yıldırım, Rüştü'yü arabası içinde ağzı burnu dağılıncaya kadar dövdürten kişidir.
2. Aziz Yıldırım, 10 yıl boyunca spor dünyasında terör estiren kişidir.
3. Aziz Yıldırım, daha düne kadar istediği spor yazarını kılıçtan geçirtebilen, o yüzden spor camiasında kimsenin "gık" diyemediği bir kişidir.
İbrahim'in vurguladığı üç nokta da dehşet verici... Eğer doğruysa üçü de suç... Üçü de detaylı soruşturulması gereken kriminal dosyalar... Şike konusunda şüpheci bir yazı yazan, Yıldırım'a haksızlık edildiğini söyleyen İbrahim söylüyor üstelik bunları...


Takvim

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.