Cemil Ýpekçi, Emine Þenlikoðlu ve ahlak zemini

08 Þubat 2008 14:10 / 2791 kez okundu!

 

Geçtiðimiz haftaiçi Kadir Çelik’in “Objektif” programýnda bence çok önemli birþey yaþandý. Cemil Ýpekçi canlý yayýndayken yazar Emine Þenlikoðlu yayýna baðlandý. Eþcinsellik ve Ýslam baðlamýnda konuþtu Þenlikoðlu, Cemil Ýpekçi’nin

Ýþte tehlike burada baþlýyor. Her þeyden evvel þunu belirtmek gerekir. Eþcinsellik ve Ýslam baðlantýlý konular hem Ýslam teolojisi açýsýndan hem Ýslam toplumlarý tarihi açýsýndan entelektüel bir meseledir. Ancak akademik bir ciddiyetle konuþulur, tartýþýlýr. O ayrý bir mevzu, ki belirteyim buradan özellikle tarih baðlamýnda hem islami kesimin hemde kendine modern-laik diyen kesimin düþündüklerine tamamen ters sonuçlar da çýkabilir bu tartýþmalardan. O konuyu bir yana býrakalým, biz þu an bu ülkede haklar, özgürlükler ve hepimizin barýþ içinde birarada yaþayabilmesini mümkün kýlacak ahlak ve vicdan zemini arayýþýndayýz.



Eþcinsellerin haklarý noktasýnda Emine Þenlikoðlu gibi benzer handikaplara sahip çok sayýda insan var Ýslami kesimden. Öncelikle bilinmesi gereken þey, bu ülkede hakim devlet zihniyeti baþörtülü yurttaþlarýna nasýl bakýyorsa eþcinsel yurttaþlarýna da öyle bakmaktadýr. Her iki tipte yurttaþ da hakim devlet zihniyeti açýsýndan makbul vatandaþ deðildir. Bu cumhuriyetin öz evlatlarýndan görülmez ne türbanlý kadýnlar nede eþcinseller. Bu ülkenin devlet kurumlarýnda özellikle askeri yapýlanma içinde nasýl dindar kimliði olan, bunu yaþam tarzýna yansýtan biri barýnamazsa ayný þekilde yaradýlýþý gereði eþcinsel olan, bunu kimliðine yansýtan biri de barýnamaz. Týpký Alevi kimliðini hayat tarzýna yansýtan yada Kürt kimliðine sahip ve bunu da kültürel olarak ifade eden yurttaþlarýmýz gibi. Ya da ayný þekilde Gayrýmüslim olarak doðan, o inanca sahip yurttaþlarýmýz gibi. Bu ülkede kendi elinde olmayan sebeplerle bir kimliðe sahip olup, o kimlikten ötürü ikinci sýnýf yurttaþ sayýlan, özellikle belli devlet kurumlarýna bu sebepten alýnmayan tüm insanlarýn kaderi ortaktýr. Tüm bu farklý kimliklerdeki insanlarýn hakký çiðnenmektedir. Bu insanlara karþý hakim devlet zihniyeti haksýz, adaletsiz davranmaktadýr. O insanlarýn temel yurttaþlýk haklarýný ihlal etmektedir. Bu “ben insaným” diyen her kiþinin karþý çýkmasý gereken gayri-ahlaki ve gayri-vicdani bir zihniyettir. Önce hepimizin paylaþtýðý insan varlýðýmýzdan ötürü, insan olmaklýðýmýzdan ötürü ortak biçimde karþý durmamýz gereken bir zihniyettir. Hangi kimlikten gelirsek gelelim bu insanlýk zemininde, bu ortak ahlak zemininde, saðduyu ve vicdan zemininde buluþmazsak yine bu devlete egemen olan o zihniyet kazanýr. Yine bu ülkenin maðdurlarý kaybeder. Ortaklaþa biçimde yine ve yeniden kaybederler. Bu ülkenin ahlak ve vicdan sahibi, kendisini baþkasýnýn yerine koyarak düþünebilen, baþkasýna bir haksýzlýk yapýldýðýnda kendisine yapýlmýþ gibi karþý çýkma erdemine sahip insanlarý herþeyden evvel bunun farkýnda olmalýdýrlar.




Cemil Ýpekçi bu ahlaki duruþu gösterebilmiþtir. Baþörtülü kadýnlara yapýlan haksýzlýklara karþý herþeyden evvel vicdan sahibi bir insanýn tepkisini vermiþtir. Bu haksýzlýk bitmedikçe protesto olarak türban takardým demiþtir. Risk almýþ, kendi içinden geldiði çevreyi aðýr biçimde eleþtirmiþtir. Bir Niþantaþý kafesine müþteri olarak gelen baþörtülü kadýnlara cüzzamlý muamelesi yapan, adeta onlarý kovmaktan beter eden ve bu yaptýðýný “modernlik” zanneden kadýnlara karþý her çýktýðý kanalda veryansýn etmiþtir. Türkiye’nin ihtiyacý olan erdemli duruþun bir örneðidir bu. Hepimiz kendi geldiðimiz yeri savunuruz, kendi pozisyonumuzu dýþ baskýlara karþý koruruz. Bunda övünülecek bir þey yok. Mühim olan sizin geldiðiniz yere, çevreye aykýrý olacak biçimde size uzak olarak görülen insanlarýn haklarýný savunabilmektir. Hele Ýpekçi gibi popüler bir þahsiyetin bu tavýrlarý koyabilmesi çok daha önemlidir.




Öte yandan Emine Þenlikoðlu da dahil olmak üzere birçok Ýslami kesimin içinden gelen insan da son zamanlarda bu konularda erdemli çýkýþlar yaptýlar. Bugün Ermeni meselesinde laik medyaya göre çok daha ahlaklý duruþ gösteren medya gruplarý daha Ýslami tandansta gruplardýr. Eski algýlama gayrimüslimler noktasýnda müslümanlarýn çok daha katý olduðu, laik kesimin hoþgörülü olduðu yönündeydi. Gerçektende yakýn zamana kadar öyle bir tablo vardý. Mesela “Ermeni” lafý islami kesimde küfür gibi algýlanýrdý. Kemalistlerin baþörtüsü noktasýnda takýntýlý olduðu kadar Ýslami kesim de gayrimüslim konularýnda öyleydi. Bugünse tablo deðiþti. Laik kesimin egemen medyasý Hrant Dink, Malatya katliamý ve benzeri konularda çok daha sessiz iken, bu konularda daha ilkeli duran yayýn organlarý Ýslami kesimin yayýn organlarýdýr. Bu çok deðerli birþey gerçekten.




Bu ülkede hakim devlet zihniyeti zenciyi zenciyi kýrdýrtma taktiðiyle hep ayakta kalmýþtýr. Bugün türban konusunda Cemil Ýpekçi’nin özgürlükçü çýkýþlarýna burun kývýran eþcinseller de, ”Aman bir eþcinsel bizim haklarýmýzý savunmasýn” gibi bir tavýrda olan baþörtülüler de bunu iyi kavramalýdýr. Ýslami kesim, hakim devlet zihniyeti Aleviliðe sapkýn inanç deyip, onu tanýmadýðýnda, cemevini ibadethaneden saymadýðýnda bu zihniyetin yanýnda yer alýrsa, Aleviler “Biz çaðdaþlýðýn temsilcisiyiz” gibi kof laflara dalýp baþörtüsü konusunda devlet zihniyetinin yanýnda yer alýrsa, DTP gibi bir parti laiklikte TSK ile ayný çizgideyiz derse, AK Parti Kürtlere haklar verirsek, Lazlar, Çerkezler de ister bunun sonu yok diye devlet zihniyetiyle ayný paralelde bir çizgide olursa, ve bu tür örnekler sürgit devam ederse herkesin þikayet ettiði bu bozuk düzen, bu özgürlük-düþmaný siyasal sistem aynen devam eder, hiç kimsenin kuþkusu olmasýn. Hakim devlet zihniyeti pozisyonunu konsolide eder, güçlenerek yoluna devam eder.




Emine Þenlikoðlu gibi islami kesime mensup birçok yazar eþcinsellik konusunda kültürel alanda yine fikirlerini ifade eder, Laik bakýþ açýsýna sahip kalemler baþörtüsü noktasýnda gördükleri problemleri ifade ederler, demokratik bir toplumda sivil ve kültürel alan zaten etkileþim alanýdýr. Kimse kimse hakkýnda hiçbirþey söylemesin, ilgilenmesin denilerek saðlýklý bir toplum da olamaz. Birbirimizle konuþacaðýz, etkileneceðiz, etkileþeceðiz… Fakat bu gönüllü sivil ve kültürel iliþkiler alanýnda olur. Ondan evvel hepimizin temel ahlak ve vicdan ilkeleri üzerine bina edilmiþ sosyal ve siyasal sistemde anlaþmamýz gerekir. O da herkesin kendisi için talep ettiði haklarý ve özgürlükleri baþkasý için de ayný derecede talep edebilme erdemine sahip olmasýyla olabilecek birþey.




Emine haným gibi baþörtülü insanlar özgürce, kendi kimliðini ifade etmekten çekinmeyerek toplumsal/kamusal alanda yer alabilmeli ve bunu Cemil Ýpekçi gibi insanlar önce savunmalý, nitekim Ýpekçi de bunu yapýyor. Eþcinsel yurttaþlarýmýz da yine kendi kimliðini ifade etmekten çekinmeyerek toplumsal/kamusal alanda yeralabilmeli ve bunu da önce Emine Þenlikoðlu gibi insanlarýn savunmasý gerekir. Þenlikoðlu Ýslam geleneðinde de ayýp ve gayri-vicdani karþýlanacak biçimde Allah ile kul arasýnda olan, yalnýz o kulu ilgilendirecek konular hakkýnda hüküm veren bir bakýþaçýsýnda devam ederse bu ancak hakim devlet zihniyetinin habire pompalamak istediði “þeriat geliyor, türban da onun simgesi” gibi saçmasapan korkularý büyütmeye yarar. O zihniyetin ekmeðine yað sürer ve sonuç olarak bunun maliyetini belki de en çok yine baþörtülü yurttaþlarýmýz öder. Bunun böyle olmasýný Þenlikoðlu da istemez zannediyorum. Onun için önce hepimizin birarada barýþ içinde yaþayabileceði bu ortak ahlak, vicdan ve insanlýk zeminini oluþturma meselesi üzerinde durmak gerekiyor.




Rasim Ozan Kütahyalý

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.