PKK'nın “Suriyelileşme” partisi - Cengiz Alğan

29 Mart 2018 18:01  

 

PKK'nın “Suriyelileşme” partisi - Cengiz Alğan

Salı günü Suriye'de Suriye Gelecek Partisi veya Suriye'nin Geleceği Partisi (Hezbol Suri Mustaqbal, HSM) ismiyle yeni bir parti kuruldu. Partinin logosu yeşil bir Suriye haritası üzerinde açmış beyaz çiçekler (sanırım nergis). Kuruluş kongresinde dile getirilenlere göre kurulma gerekçesi “Bütün Suriye halklarını kapsayacak ulusal bir partinin olmayışı”. Kuruluş ilkeleri arasında şunları sayıyorlar:

>> Komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak.

>> Tüm bölücü projeleri reddetmek.

>> Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmak.

Parti programının ilk maddesine “ulusal birliğin güçlendirilmesi” konulmuş. Ayrıca “Kürt sorunu da dâhil olmak üzere tüm ulusal sorunların uluslararası kanunlar çerçevesinde çözülmesi amaçlanır” diye bir madde var. Kongrenin yapıldığı yerdeki afişlerde “Çok renkli, âdemi merkeziyetçi” sloganı kullanılmış. Bölgede görmeye alıştığımız Öcalan posterleri, YPG flamaları filan hiç kullanılmamış.

Görünüşte kulağa hoş gelen, partinin demokratik olacağı izlenimini veren sözler bunlar. Ancak işin aslı pek de öyle görünmüyor.

Afrin operasyonunun başlamasıyla yaklaşık aynı zamanlardan beri, yani son iki aydır, ABD'den bir Dışişleri heyeti ve bazı askeri yetkililerin bölgede PYD/YPG'lilerle temaslarda bulunduğunu ve bu temaslarda, Ankara'nın tepkisini çekmeyecek yeni bir formül arayışının olduğunu biliyoruz. Anlaşılan ABD'nin ‘yeni' formülü işte bu parti.

Zaten ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, konuya ilişkin soruları yanıtlarken “Suriye'de BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı Suriye'nin geleceği için siyasi müzakere sürecini öngören kararına saygı duyan her siyasi partiyi memnuniyetle karşılıyoruz. Suriye'deki korkunç durumdan çıkışı askeri değil siyasi çözümde gören bütün grupları elbette destekleriz” dedi. ‘Suriye Gelecek Partisi size göre YPG/PYD'nin bir parçası mıdır?' sorusu üzerine de, “yeni partinin çoklu bir etnik yapıdan oluştuğunu ve o bölgenin yapısını temsil ettiğini düşündüklerini” dile getirdi.

Peki, durum böyle midir? Tam tersini işaret eden verilere göz atalım. Partinin başkanlığına seçilen İbrahim Katfan (Arap), iç savaş başlamadan önce BAAS partisinin Menbiç teşkilatı yöneticilerindenmiş. PKK/YPG'nin Menbiç'i işgalinden sonra ise oranın yerel meclis başkanlığını yürütmüş. Eşbaşkanlık yerine ihdas edilen genel sekreterlik görevine ise Hefrin Halaf (Kürt) seçilmiş. Bu kişi de PYD'ye 2016'da katıldığı söylenen ve örgütün “Cizre kantonu”nun ekonomi komisyonu başkanlığını yürüten biri. Yani her ikisi de PKK/PYD/YPG tarafından atanmış kişiler.

İkincisi, partinin 81 üyeli yürütme kuruluna Deyrizor, Rakka, Aynelarab (Kobani), Tel Abyad, Menbiç, Afrin ve Şehba'dan temsilciler seçilmiş. Yani yalnızca PKK işgali altında olan Kuzey Suriye'deki bölgelerden (Afrin yeni kurtuldu). Tek istisna örgütün etkili olmadığı İdlib ve Halep'ten seçilen dokuz temsilci. Onlar da besbelli ki göstermelik. Ayrıca, ABD'li sözcü “çoklu bir etnik yapı”dan söz ediyor ama nedense partide Türkmenler'in adı geçmiyor.

Anlaşılan ABD-PKK ortaklığı, bu ‘yeni' partiyle PKK izlerini kamufle etmek istemiş. Daha önce de (YPG'nin çok tepki çekmesi üzerine) silahlı güçlerine Arap ve Ezidileri katarak Suriye Demokratik Güçleri adını vermişlerdi. Hatta ABD'li bir asker bunu muhataplarına anlatırken, alay edercesine gülerek “Araya demokratik lafını sokuşturduk” diye konuşmuştu. Şimdi de siyasi kanada “Suriye'nin Geleceği” gibi afili bir isim takıp, ileride uluslararası kuruluşların desteğini almayı umarak yola devam edecekler.

PKK'nın “Rojava devrimi” diye başlayan yolculuğu, Kuzey Suriye Federasyonu olarak devam ederken, şimdi federasyon hedefini biraz geriye çekerek, işlerini sözde kapsayıcı bir siyasi partiyle sürdürecekler. Kim bilir, belki de HDP'nin 2015 seçimleri öncesi yutturmaya çalıştığı “Türkiyelileşme” gibi, bu parti de bir “Suriyelileşme”iddiasını da gündeme getirir. Ama HDP'nin o iddiası da, şimdiki durumu da belli.

Belki bu parti hakkında konuşmak için erken denilebilir. Ancak PKK-Pentagon aklı ve pratiğine baktığımızda, buradan demokratik herhangi bir sonuç çıkması mümkün değil. Önce Cerablus, sonra da Afrin'de yürütülen operasyonlarla elde edilen kazanımlara bakan Suriyelilerin de bu yapıya teveccüh göstereceğini hiç sanmıyorum. Şimdilik görülebilen şey, iyice yıpranan PKK'nın Suriye'de kamufle edilme çabaları ve ABD'nin bu örgütü kullanmaktan daha uzun bir süre vazgeçmeyeceği. Partinin Esad rejimiyle ilişkilerinin ne yönde ilerleyeceğini de izlemek gerekiyor.

Cengiz Alğan/hurhaber.com

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0