YALNIZLIÐI SORGULAMAK
08 Mart 2010 14:00 / 2637 kez okundu!
Hayattaki tüm acýklý tablolar içinde en ziyade masum ve meþru kýlýnmýþ olaný, en sýcak þefkatle kuþatýlaný odur. Adý, “Yalnýzlýktýr”. Dil, din, ýrk farklarýnýn ötesinde, öteki ile berikinin mutabakatý içinde ve de evrensel bir deðer mertebesinde korkarýz ondan. Malum, yalnýzlýk Allah’a mahsustur!
Bazý konular vardýr ki, bir çeþit dokunulmazlýk atfedilir onlara; açsan çalarsýn, fiziksel baský altýndaysan boyun eðersin, hayati tehlike altýnda isen öldürebilirsin, manevi baský altýndaysan keçileri kaçýrýrsýn gibi. Ama bunlar yine de su götürür. Bir bakarsýnýz ki; açlýktan çalan minik parmaklar kesilmiþ, evsiz çocuklar hapsedilmiþ, iþkencede konuþan linç edilmiþtir! Bir deðer yargýsý olarak tekerleme haline gelmiþ olmasýna raðmen, bu kusurlar belki affedilir, belki affedilmez. Adalet mülkün temelidir ya, vicdanýn yolculuðu da mülkün kapýsýna kadar gelip dayanýr ve orada secdeye yatar...
Gel gelelim baþka bir konu daha var ki, tüm acýklý tablolar içinde en ziyade masum ve meþru kýlýnmýþ olaný, en sýcak þefkatle kuþatýlaný odur. Adý, “Yalnýzlýktýr”. Dil, din, ýrk farklarýnýn ötesinde, öteki ile berikinin mutabakatý içinde ve de evrensel bir deðer mertebesinde korkarýz ondan. Malum, yalnýzlýk Allah’a mahsustur!
Ne zaman baþlamýþtýr bilmiyorum ama yalnýzlýðý önlemek tamamen kurumsallaþmýþ görünüyor. Dul kadýnlarýn akýbeti kutsal kitaplarda kurallara baðlanmýþ, geleneklerde 7 kiþiyi evlendiren çöpçatan kullara cennetin kapýlarý açýlmýþtýr. Düðünler, sünnetler, vaftizler, bayramlar, seyranlar, ziyaretler, iade-i ziyaretler, sabah kahveleri, five o’clock tea saatleri, barlar, bilumum her vesile ile kutlamalar, her çaðda yeni formatlarla geliþen toplaþma sanatý bu merasimlerin ta kendisi olabilir. Batýda bu iþ öylesine ileri gitti ki, aklýnýza gelebilecek her türlü insanlýk hali için kulüpler kuruldu. Yeter ki yalnýz kalmasýn insancýklar. Canlarý sýkýlmasýn, dertleriyle baþ baþa kalmasýnlar aman!
Yalnýzlýk deyince bütün akan sular durur da büyük bir iþtahla paylaþýrýz bu muhabbeti. Nitekim, sosyal yaþamýn tüm döngüsü insaný meþgul etmek ve kendimizi unutmak üzerine kurgulanmýþtýr. Yalnýz kalmamak, býrakmamak, býrakýlmamak üzerine.Yalnýzlýk nasýl da büyük bir felaket(miþ) meðer...
Ne kadar çok sitem
ne kadar karanlýk bir korku
ah o gözyaþlarý,
feryat figan bin þarký
hepsinin derdi ayný
ya sevda, ya yalnýzlýk
aslýnda hep y-a-l-n-ý-z-l-ý-k
Sevdaya bir diyeceðim yoktur. Aðzýmý açsam çarpýlýrým zaten. Ama özellikle sanatsal yalnýzlýðýn en görkemli dekoru da odur, baþka mesele. Lafý getirmeye çalýþtýðým konu o sosyal tek baþýnalýk kesitleridir.
Sahi, biz neden bu kadar korkarýz yalnýz olmaktan? Tek baþýna kalmaktan, ýssýzlýktan, sessizlikten, boþluktan, arkadaþsýz, ilgisiz kalmaktan? Neden yalnýz gidemeyiz bir restorana, neden kendi baþýmýza gezemeyiz, neden eðlenemeyiz yalnýz? Kendini oyalamak çocukluk kesitinde önemli bir kýstastýr da, yetiþkinlikte adý anýlmaz bir daha. Bu iþin altýnda bir bit yeniði yok mudur sizce? Yalnýzlýk Allah’a mahsus filan...
Nasýl bir yüceltmedir bu istemsiz uzlaþmalarý, kalabalýklarý, bunca gürültü ve patýrtýyý. Bunalýma gireriz konuþamayýnca. Tanýklar isteriz yaþadýðýmýza, giydiðimize, yediðimize, aðrýlarýmýza, tansiyonumuza, güzelliðimize ve onaylayacak birilerini ararýz her ayrýntýda. Televizyon bozulsa kriz geçiririz. Dinlenmeye gideriz bir yere, beynimiz ütülenir "bas"larýn baskýsýndan...
Bunlar size garip gelmiyor mu? Bu yalnýzlýk mazereti gerçek midir acep, yoksa oluþturulmuþ bir tuzak mýdýr insanoðluna, dokunulmaz. Çünkü kiþi genellikle yalnýz kalmak istemediði gibi, garip bir þekilde sosyal bir baský da oluþur yalnýzlýðý tercih edenin çevresinde; Derler ki, yabani!
Büyük bir lükstür kapalý devre yaþamak. Büyük bir imtiyaz, farklý bir altyapý ister, herkese nasip olmayan. Mutluluðun þablonunu deðiþtiren, sürüden koparan bir özgürlüktür; Kurt kapmadan!
Kocam öldüðünden beri diye baþlar cümleler, yapayalnýzým bu dört duvar arasýnda ve devam edilir ah ile vah ile! Karþýsýnda oturan ya aðlar, ya önüne bakar, bir söz bulamaz teselli edecek, belki de kendi derdine yanar. Yapma kadýn dersiniz, kedi ile fare gibiydiniz rahmetliyle, cimriydi ya da çapkýndý, ya da huysuzdu, ya da kýskançtý. Ýtiraf et kadýn nasýl bir yük kalktý üzerinden! Ama yalnýzlýk der, her þeye raðmen ve akan sular durur hemen...
Bana öyle geliyor ki, bu ön kabul, birçoðu gibi bize öðretilen bir þeydir. Öðretilen ve dayatýlan! Ve içimizden geldiðini sanacak kadar bizi dönüþtüren.
Oysa nerede,
hangimiz biliriz sessizliði
haydi kapat kulaklarýný
yum gözlerini
sus bir dem
biraz sus n'olur...
Hem olmaz, hem oldurmazlar. Nedenine gelince, birileri bunu tahlil edebilir. Psikologlar, sosyologlar ve antropologlar araþtýrabilir. Ana rahminden ölüm korkusuna, ilk köylerin kurulmasýndan artý ürüne dek bir yerlerde bu tuzak ortaya çýkabilir. Hatta sanayi toplumunun istiflenmiþ kentlerine karþýn bir düþünsel yastýk veya züðürt tesellisi bile olabilir. Ama vakýa yerinde saymaktadýr. Oyunu bozmaya gelmez. Yalnýzlara acýmayan kalpsiz olduðu gibi, yalnýz kalmak isteyen de anormal kabul edilir.
Daðlara, taþlara nakþolmuþ bir kanundur
seni seninle býrakýrlar mý hiç
sürüden kaçaný kurt kapar misali
ne elinden tutarlar,
ne de sana, kendine doðru bir yol býrakýrlar...
Çaðýmýzýn sorunu diyorlar yalnýzlýða. Kalabalýk kentler, sýkýþ tepiþ evler, üst üste yaþadýðýmýz apartmanlar, gürültülü sokaklar, týklým týklým metrolar, otobüsler, alýþ- veriþ merkezleri, yazlýk sitelerde balýk istifi tatiller de çaðdaþ yaþam biçimi ayný zamanda. Ýþyerleri, fabrikalar, bankalar bir kitle hareketi adeta.
Ve yalnýzlýk ile kalabalýk büyüyor eþ zamanda. Bir ipucu bulamaz mýyýz bu durumda?
Bu dillerden düþmeyen var ya,
hep o yarým yamalak yalnýzlýk
böyle býçak sýrtýnda
koca bir alemi taþýr da taþýrýr bir de
döndürür de bence...
Galiba bu yalnýzlýk da bir doðma. Ve asýl sorunumuz bambaþka...
Peki, ya sen sana gider misin kalkýp ta...
peki denesen ne olur?
tanýr mýsýn onu acaba
atlatabilir misin deccal masallarýný
koyabilir misin adýný
bulur musun yolunu
tanýr mýsýn o seni
hani senden içeri...
Nina Bencoya
26 Þubat 2010