Türkiye'de hayvan haklarý sorunu

02 Nisan 2015 21:25 / 1936 kez okundu!

 

 

Psikoloji alanýnda kurulan ortak bir cümle vardýr: "Hayvanlara eziyet eden çocuklarýn suça yönelimi artar". Buradan yola çýkarsak, çocuðu eðitmek çok önemlidir. Avrupa ve Amerika’da birçok ilkokula, hayvan haklarýný iþleyen, hayvan sevgisini geliþtiren dersler konmasýnýn nedeni de budur. Kapsamlý ve düzenli bir þekilde uygulanabilen bir yasaya sahip olmakta ayný derecede önem taþýr. Ülkemizde, 5199 Sayýlý Hayvanlarý Koruma Kanunu olmasýna raðmen, toplumumuzun önemli bir kesimi yasa bilincine sahip deðildir. Diðer bir sorunda, yasanýn yetersizliði ve doðru bir þekilde uygulanamamasýdýr. Kimi zaman da STK’larýn kendi içerisinde yaþadýðý iktidar savaþlarý da hayvanlara büyük zararlar vermektedir. Bu alanda, genç yaþýna raðmen birçok baþarýlý iþe imza atan Genç HAYTAP Genel Koordinatörü Fýrat Özgül ile yasa, STK’lar, eksiklikler ve nelerin olmasý gerektiði üzerine konuþtuk.

Sizi kýsaca tanýyabilir miyiz?

1991 Ergani doðumluyum. Ekolojist-Çevre Hukukçusuyum. Bir senedir, KKTC’de U.A. Doða Dostlarý Elçisi olarak gönüllü bir þekilde çalýþýyorum. Ayný zamanda 2008 yýlýndan bu yana, Kadýn Haklarý- Çevre Haklarý- Çocuk Haklarý ve Hayvan Haklarý alanýnda çalýþan Sivil Toplum Kuruluþlarýnda Profesyonel Gönüllülük hizmeti veriyorum. Geleceðin sahibi olan gençlerimizin, demokratik haklarýný doðru kullanabilmesi için 2012 yýlýndan itibaren de Gençlik Politikalarý üzerinde çalýþmalar yapýyorum.

2004 Nisan ayýnda 5199 sayýlý hayvanlarý koruma kanunu, AB uyum yasasýna göre hayatýmýza girmiþtir. Dünya’nýn kabul ettiði ve uygulandýðý bir yasanýn, ülkemizde uygulanamama nedenleri nelerdir?

Ülkemizde bu kanunun uygulamasý var ama çok az ve yanlýþ. Hayvan Haklarý Evrensel Beyannamesinde (H.H.E.B) de görüldüðü gibi bu yasa tek baþýna hayvanlarý koruyamaz. Hayvanlarýn korunmasý için özel bir ekip, profesyonel sivil toplum kuruluþu, hayvan kurtarma polisi, özel hayvan hastaneler, her ilde devlet denetiminde olan kýsýrlaþtýrma ve saðlýk istasyonlarý ile dýþarda yaþamýný idame ettiremeyen hayvanlar için barýnma odaklarýnýn kurulmasý gerekiyor. Ama bunlar bütçe isteyen ve disiplin gerektiren bir durum olduðu için bundan kaçýnýlmaktadýr. En önemlisi ise, hayvanlarýn oy hakký olmadýðý için, siyaset nezdinde bir deðeri olmamasýndan kaynaklý olarak, uygulamada yetersizlik mevcuttur.

15 Ekim 1978’de Paris UNESCO evinde ilan edilen Hayvan Haklarý Evrensel Bildirisini göz önünde bulundurursak bu yasanýn yetersizliði tam olarak nedir?

5199 sayýlý yasa, ekosistemin alt katmanlarýnda yer alan hayvan dostlarýmýzýn yaþamýný garanti altýna alýp kaliteli bir hayat sürmelerini amaçlarken, yasal mevzuattaki yetersizlik, yasa gereði görevli olan kurumlarýn görev ihlali ve sorumsuzluklarý, STK’lardaki eksiklikler yüzünden konu ile alakasýz birçok kiþi tarafýndan bilinmemektedir. H.H.E.B’nde "Hayvanlarýn Yaþama Hakký" olduðu açýk bir dille ifade edilir. Bu beyanname referansýnda, hayvan refahý ve haklarý ile ilgili yasa çýkaran hükümetlerin politik çalýþmalarý yüzünden, Hayvanlarý Koruma Kanunlarý hayvanlara zarar veren, iþkence eden, tecavüz eden insanlarý korumaya yönelik maddeler içermektedir.

Korumaya yönelik maddeler derken bu ifadeyi biraz daha açabilir miyiz?

Tabii. Mesela birçok ülkede, hayvaný öldürmek veya iþkence çektirmek 6 aylýk bir hapis cezasý ile baþlýyor. Türkiye’de ise, 300 tl gibi komik bir rakam söz konusudur. Üstelik 6 taksit ve iki yýla kadar erteleme gibi durumlarda var. Kýsaca yasalar suça karþý caydýrýcý nitelikte deðil.

Bildiðim kadarý ile yeni bir yasa  meclisten  tasarý olarak geçirilmeyi bekliyor. Bu yasa Türkiye’deki hayvan sorununu büyük ölçüde çözebilecek mi?

Hayýr. Mecliste tasarý olarak bekleyen yasa, eski yasadaki aðýr maddelerin sadece bir kaçýnýn, sivil toplum görüþü ve bu alanda uzman olan kiþilerin onayý alýnarak revize edilen bir çalýþmadýr. Yunus parklarý, Cezai yaptýrýmlar, Doðal Yaþam Alanlarý gibi süslü kelimelerle "ÖLÜM" kokan maddeler üzerinde yapýlan deðiþiklikler sadece yaramýzýn acýsýný bir nebze dindiriyor. Burada söz konusu olan; hayvan haklarý ihlal ve sorunlarýnýn sadece % 13 lük bir kýsmýdýr. Bu sebeple büyük bir ölçüde deðil, sadece bir ölçüde çözmeyi hedeflemektedir.

Peki ülkemizde maðdur olan hayvanlarýmýzý için etkili bir yasa nasýl saðlanabilir?

Bana göre ülkemizde Orman ve Su Ýþleri Bakanlýðý bünyesinde olan bir kanun gereði, bakanlýða baðlý bir "Hayvan Haklarý Müdürlüðü" birimi oluþturmalýdýr. Bu birimin ana merkezden gelen yönetmelikleri çerçevesinde, her il ve ilçede "Hayvan Haklarý Ýl-Ýlçe Müdürlüðü" kurulur. Bu müdürlükler bünyesinde, sivil toplumdan gönüllülerin ve  eðitimli personellerin de içinde yer aldýðý kurullar ile daha etkili bir çözüm bulunabilir. Diyelim ki; "T.C. Ýzmir Hayvanlarý Koruma Müdürlüðü" bünyesinde ki, "Hayvan Haklarý Kurulu- Hayvan Haklarý Polisi- Pet Shop ve Bakýmevi Denetleme Birimi- Kent Hayvaný Koruma Birimi- Kýsýrlaþtýrma ve Aþýlama Birimi" gibi özel birimler ile olayýn kökten çözümü muhtemeldir.

5199 sayýlý yasanýn hayvaný bir canlý deðil mal olarak görüyor. Mecliste bekleyen yasa sizce bu durumu deðiþtirecek mi?

Orda da ayný þekilde mal olarak görüyor. Ama TCK kapsamýnda deðerlendirilmesi için öneriler var. Sonucu bizde merakla bekliyoruz.

Siyasetçilerin hayvanlara bakýþ açýsýný veya tutumunu nasýl deðerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de, "Eðitim, Saðlýk, Hayvan, Kadýn, Orman ve Çevre" baþlýklarýnýn siyaset nezdinde deðerlendirilmesine karþýyým. Bu alanlar hayati önem taþýdýðý için, kesinlikle siyasetten ayrýlmasý gerekiyor. Hayvanlarýn yaþamý bir siyasetçinin aracý olmamalýdýr. Bir kadýn cinayetinde olduðu gibi, hayvan katliamlarýnda da olayýn politik olduðunu düþünmekteyim. Bu sebeple siyasetin kirli ellerinden hayvanlarýmýzý kaçýrmamýz gerekiyor.

Türkiye’nin her bölgesinde belediyeler tarafýndan yerel koruma kartlarý belli bir eðitim sonrasýnda gönüllü olanlara veriliyor. Bu durum Türkiye’deki hayvan sorununa bir nebzede olsa destek saðlýyor mu?

Belediyeler ve Orman ve Su iþleri bakanlýðý iþ birliði ile yerel hayvan koruma görevlisi eðitimleri veriliyor. Ama bu kartlarý popülarite peþinde koþan veya derneklerde yer edinememiþ kiþilerin kötü emellerine alet oluyor. Yerel hayvan koruma görevlisi kartý alan kiþiler, barýnaklara veya halka yanlýþ bilgilendirmeler yaparak kendini bakanlýðýn bir personeli olarak gösteriyor. Bu tarz saðlýk problemleri olan insanlar yüzünden de, camiada bir soðukluk meydana geliyor.

Belediyelerin bu tarz sömürü davranýþlarýnýn önünü kesmesi için ne yapmasý gerekiyor?

Bence bu sömürünün önüne geçilmesi için belediyeler bu programlara baþvuru için özel koþullar getirmesi ve program sonunda yazýlý bir sýnav ile bu belgeleri "Hak eden" kiþilere vermesi gerekmektedir. Ayrýca kaymakamlýklar ile iþbirliðine girilerek, muhtarlar aracýlýðý ile de her mahalle-köyün hayvan nüfusu ve envanteri için sorumlu bir "Hayvan Haklarý Gönüllüsü" bulmasý gerekmektedir.

Türkiye’de hayvanlarý koruyan birçok dernek var. Sizce bu dernekler görevlerini tam olarak yapýyorlar mý? Eksikleri nelerdir?

Bunlarýn arasýnda çok iyi çalýþanlar olduðu gibi yetersiz çalýþanlar ve hatta hiç çalýþmayanlarda var. 2015 verilerine göre, Türkiye’de 700 dolaylarýnda hayvan haklarý ile ilgili dernek mevcut. Dernek sayýsý ve 2004 yýlýnda çýkan yasa ile hayvanlara uygulanan þiddet ve hak ihlaline bakýldýðýnda, derneklerin icraatý kamu nezdinde çok azdýr. Kimi yöneticinin ego savaþlarý yüzünden saygýnlýðýný yitirdiði, bu sebeple hayvanlara faydadan çok zarar verdiði görülmektedir. Eksiklerine gelince, yazýlabilecek çok eksik var ama eksiklerin baþýnda STK yöneticilerinin, ego kürkünü çýkartýp bir kenara koymalarý ile sorunlarýn birçoðu çözülür.

Bu iktidar savaþlarýnýn hayvanlara zararýný nasýl deðerlendiriyorsunuz?

Bence STK yöneticilerini týpký siyasi seçimlerde olduðu gibi halk seçmelidir. Kiþiliði oturmamýþ, herhangi bir þekilde hayvan haklarý ve sivil toplum eðitimi almamýþ, vasýfsýz, kalitesi düþük insanlarýn özellikle önemli bir konu olan hayvan haklarýnda öncülük etmesini yanlýþ buluyorum. Bu yanlýþ insanlar zamanla birbiriyle ego savaþýna giriyor ve olan gene kent hayvanlarýmýza ve zor durumda olan yaban hayvanlarýmýza oluyor. Çamur kampanyalarý özellikle sosyal medyada birçok kitleye ulaþýyor, gerçekten emektar yöneticiler ve hayvanlar maðdur kalýyor. Hayvanlara en büyük zararý da bunlar veriyor.

Hayvanlar adýna, sivil toplum kuruluþlarýnýn ve þahýslarýn gerek yurtdýþýndan gerek yurtiçinden yardým parasý toplamasý yasal mýdýr? Bu paralar yerini buluyor mu?

Bu konu STK’larýn baðlý bulunduklarý "Dernekler Kanunu" ve derneklerin hazýrlamýþ olduðu tüzükleri ile alakalý bir durumdur. Yasal mevzuatta "Baðýþ" adý altýnda ulus içi ve uluslararasý yardým alabilir. Ama eðitimlerini aldýðýmýz ve yurt dýþýnda bu konuda eðitim verdiðimiz "Profesyonel Sivil Toplum Kuruluþlarý" metotlarý ile bu paranýn yerini bulabileceðine inanýyoruz. Baðýþlar bilmediðimiz birçok yerde yerini bulurken, bildiðimiz birçok yönetici tarafýndan cebe dahi indiriliyor. Ama temsilci, koordinatör veya bir tüzel kiþiliðe sahip olmayan bir þahsýn, bireysel isim kullanarak baðýþ toplanmasý kesinlikle yasaktýr. Bunu genelde hayvanlarýn aç olduðu, yaralý olduðu gibi, acýklý senaryolar uydurarak yapýyorlar. Ýnsanlarýn bu tarz yardýmlarý yaparken çok seçici olmalarý gerekmektedir.

Hayvanlarýn yaþama alanlarýnýn her geçen gün yok olduðu þu zamanda onlar adýna neler yapabiliriz?

Onlarýn yaþam alanlarýný çaldýk, duygularýný tecavüz ettik, üzerlerinden para kazandýk. Sokaklardan kovduk ve barýnaklara terk ettik. Onlar için baþka bir dünya mümkün mü? Evet mümkün çünkü yaþam bizim elimizde. Hayvanlar için "Evrensel Beyanname" olmak üzere diðer ülkelerde çýkan ve ülkemizdeki hayvan haklarý yasalarýný iyi okumanýzý ve anlamanýzý istiyorum çünkü bilgi iktidardýr. Hayvanlarý ancak bilinçli hayvan haklarý savunucularý ve bilgili hayvansever aktörleri ile kurtarabiliriz. Onlarý barýnaklara da deðil, özgür gezebildikleri kent sokaklarýna getirmeliyiz.

Barýnaklardan çýkarmak mý yoksa Almanya gibi barýnak konusunda örnek olan bir ülke gibi, barýnak þartlarýný iyileþtirmek mi daha doðrudur?

Barýnaklar elbette ki olacak, ama orada sadece hasta, yaþlý, yavrulu ve dýþarýda yaþamýný idame ettiremeyen hayvanlar iyi þartlarda yaþamalý. Onun dýþýnda saðlýklý, chiplenmiþ, týbbi sorunu olmayan hayvanlar sokaklarda insanlarla birlikte yaþamalý. Kedi ve köpekler sosyal hayvanlardýr. Ýnsanlardan uzaklaþtýrdýðýmýz anda insanlar vahþileþir.

Kurumlara güvenmeyen insanlar hayvanlara bireysel olarak ne þekilde yardým edebilirler?

Herkesin hayvanlar için yapabileceði bir þey vardýr. Örgütlenmenin hayvanlar için daha iyi olduðunu savunuyoruz. Ama bunu benimsemeyen veya kurumlara güvenemeyen insanlar kapýlarýnýn önüne BÝR KAP SU ve biraz mama býrakarak destek olabilirler.

Genç aktivistler olarak ileriye dönük projeleriniz nelerdir? Ýnsanlar sizlere nasýl destek olabilirler?

Hayvan dostlarýmýz için daha yaþanýlýr kentler inþa etmek adýna, "Can Dostu Kentler" kampanyasýný hazýrladýk. Kampanyamýz, 2014 yýlýnda pilot bölge Yalova’da baþladý. 2016 yýlýnda pilot bölgenin veri sonuçlarý ile daha birçok ilimizde "Can Dostu Kentler" inþa etmeyi hedefliyoruz. Üniversitelerde okuyan giriþimci gençler olarak, bu tarz sosyal sorumluluk projelerine sadece zaman ve emek ayýrabiliyoruz. Maddi destek ayýramýyoruz. Bu yüzden kaynak sýkýntýsý çekiyoruz. Projelerimizin hayata geçmesi için, projelerimize ve kampanyalarýmýza maddi ve manevi destek verebilirler. Ayný zamanda kampanyalarýmýzý kendi yerellerinde temsil edebilir, bununla ilgili hazýrladýðýmýz yayýnlarý kullanabilirler.

 

Kampanyalarýnýza ve yayýnlarýnýza insanlar nasýl ulaþabilirler?

http://www.genchaytap.org/ sitesinden yaptýðýmýz kampanyalara ve yayýnlarýmýza ulaþabilirler. Ayný zamanda f.ozgul_74@hotmail.com adresinden de irtibata geçebilirler.

 

Nilden Þahika BAYRI

01.04.2015

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.