Ege’de Alaçatı- Mordoğan-Yeni Foça –Birgi beldeleri artık mahalle…

08 Mayıs 2013 00:33 / 2248 kez okundu!

 


Ülkemizde yerel seçimler bilindiği üzere 5 yılda bir yapılır. Son yerel seçimler 2009 yılında olduğundan resmi kayıtlara göre önümüzdeki ilk yerel seçimler 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak. 2009 yılında olduğu gibi 2014 yılı yerel seçimleri öncesinde de yine yeni bir yasayla tanıştık. 6360 sayılı Büyükşehir Yasası …

6 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe giren bu yeni yasayla ülkemizdeki büyükşehirlerin sayısı 29’a yükselirken, büyükşehir kapsamında kalan 1591 belde belediyemiz ve 16.082 köyümüz yerel seçimlerle birlikte tüzel kişiliğini kaybederek mahalle oluyor, 29 il özel idaresi de kalkıyor.

Sınırları il mülki sınırlarına genişleyen büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde, bundan böyle yeni yasa kapsamında valiye bağlı Yatırım İzleme Ve Koordinasyon Başkanlıkları kurulacak ve bu kurum genel bütçe kapsamındaki merkezi kamu idarelerinin yatırımlarını koordine edecek.

Yeni yasayla hangi illerimiz büyükşehir oluyor? Hangi önemli beldelerimiz mahalle oluyor? Tüzel kişiliğini yitiren köylerimiz için nasıl bir kentleşme süreci öngörülüyor? diye soracak olursak!

Ege Bölgesi’nde, AYDIN-BALIKKESİR-DENİZLİ-MUĞLA-MANİSA illerinin, Trakya’da TEKİRDAĞ’ın, Karadeniz Bölgesi’nde TRABZON’un, Doğu Anadolu Bölgesi’nde VAN ve MALATYA illerinin, Güneydoğu’da ŞANLIURFA ve MARDİN’in, Akdeniz Bölgesi’nde de HATAY ve KAHRAMANMARAŞ illerinin büyükşehir oldukları yanıtını alırız.

Statü olarak büyüyen kentlerimiz mutlaka bu yasal tasarruftan mutlu olmuşlardır. Ancak Büyükşehir belediyelerini yöneten belediye başkanlarına sorarsanız seçim ve hizmet alanının il sınırlarına büyümüş olması nedeniyle, kentlerin kırsalından seçilen büyükşehir belediye meclis üyelerinin kent merkezlerini temsil eden meclis üyelerinden fazla olacağı, bunun da kent yönetimlerine kentlilik bilinciyle yaklaşılmasında bazı zorluklar yaratabileceği, yine hizmet alanının fiziki olarak kent merkezlerinden uzaklaşılarak çok genişlemiş olması karşısında hizmetlerin verimliliğinin düşebileceği ve yerel ihtiyaçların da yerinde ve zamanında tespitini zorlaştıracağı yolunda endişeler taşıdıklarını görürüz.

Yine bir başka açıdan bakıldığında da yasanın büyükşehirlerin alt yapı, imar ve ulaşım yönünden kent hizmetlerinde bir bütünlük sağlayacağı beklentisini taşıdığı da bir başka gerçek olarak çıkar karşımıza…



Mahalleye dönüşerek tüzelkişiliği son bulacak olan belde belediyeleri arasındaki İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı dünyaca ünlü Alaçatı beldesi, ülke turizminde bize gurur veren, uluslararası sörf yarışmalarına ev sahipliği yapan önemli turizm merkezlerimizden biriyken, yeni yasayla bağlanacağı ilçe olan Çeşme’nin bir mahallesi olacak olması, ne yazık ki ülke turizmi açısından olumsuz bir sonuç yaratmıştır.

İzmir’in güzide turizm beldeleri Yeni Foça ve Mordoğan beldelerinin de tüzel kişiliklerini kaybederek mahalleye dönüşecek olmaları, aynı şekilde belde halklarında üzüntü yaratmış, turizm açısından da yine olumsuz bir gelişme olarak değerlendirilmiştir.

Tarihimizde Aydınoğulları Beyliği’ne ev sahipliği yapmış İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Birgi beldesi de bu yeni yasayla mahalle olacak beldeler arasındadır. Bu beldemiz de, aynı nitelikteki diğer beldelerimizle birlikte mahalle yapılmak yerine, tarihi ve kültürel değerleri ile özel bir statüyle korunması gereken beldelerimizden biri olmalıydı.

Yeni Büyükşehir Yasası ile belde belediyelerinin kapatılması, genel itibariyle Anayasa’da da ifadesini bulan “yerinden yönetim ilkesine” aykırılık yaratmakla birlikte, anaatimce yasa koyucu tarafından bu konuya tek bir kriterle yaklaşılması da çok yanlış olmuştur. Tarihi ve turistik önemi bulunan, ülke ekonomisine özel katkıları olan beldelerimiz için hiç değilse istisnai düzenlemeler getirilmeliydi .

Büyükşehir kapsamında kalması nedeniyle tüzelkişiliği son bulacak olan köylerimiz açısından; yasada 5 yıl süreyle emlak vergisi, alt yapı yol gibi harcamalara katılım payı alınmayacağı, içme ve kullanma suyu için en düşük tarifenin dörtte biri oranında bedel alınacağı, fennen uygunsa mevcut yapıların korunacağı, ticari amaç dışı yapılar için tek tip mimari proje uygulanacağı, farklı projelerin bağlı olunan ilçe belediyesinin onayına tabii olduğu, köylerdeki işletmelerin işletme ruhsatı almış kabul edileceği, büyükşehirlerin bütçesinin onda birini tüzel kişiliği son bulan belde ve köyler için harcayacağı yolunda düzenlemeler getirilmişse de, köy tüzelkişiliklerinin yasayla sadece büyükşehir kapsamında olmaları nedeniyle sonlandırılması, köylerdeki yerel değerlerin ve korunması gereken yaşam alışkanlıklarının hızla yok olmasına neden olacaktır.



Büyükşehir belediyeleri kapsamında olan belde belediyelerinin ve köylerin kapatılması yerine Anayasa’nın 127. maddesinde öngörüldüğü şekilde ve aynı zamanda evrensel bir ilke olan yerinden yönetim esaslarıyla güçlendirilmesi ve bağlı oldukları ilçe belediyeleri ile büyükşehir belediyeleri imkanlarından daha fazla yararlanabilecekleri bir statüye kavuşturulmaları gerekirdi. Böylece ülkemizde en küçük yerleşim yerlerinde bile yerel demokrasinin gelişmesine de hizmet edilmiş olunurdu.

Sonuç itibariyle; büyükşehirlerde bulunan belde belediyelerinin ve köylerin yeni Büyükşehir Yasası ile kapatılacak olmasının, yaşamın herkes için tek tip olmasından, sıradanlaştırılmasından ve yine yerleşik kültürel değerlerin, geleneksel el sanatlarının da kısa zaman içinde ortadan kalkmasından başka bir sonucu olmayacaktır.

Çocukluğumuzda okullarda müzik derslerinde bizlere öğretilen, severek söylediğimiz güzel bir şarkı sözüyle yeni Büyükşehir Yasası hakkındaki söyleyeceklerimizi sonlandıralım;

“Orda; bir köy var uzakta...
O köy, bizim köyümüzdür…
Gitmesek de, kalmasak da,
O köy , bizim köyümüzdür…”



Nilay Sermi KÖKKILINÇ


04.05.2013




Son Güncelleme Tarihi: 08 Mayıs 2013 01:10

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.