Nazik Işık: Kadın düşmanlığı sarmaşığına bu kez Anayasa Mahkemesi dolandı

03 Haziran 2015 13:26  

 

Nazik Işık: Kadın düşmanlığı sarmaşığına bu kez Anayasa Mahkemesi dolandı

Eşit Yaşam Derneği'nden yapılan basın açıklamasında "7 Haziran’da seçilecek yeni Meclis’in ilk işi yemin edip göreve başlamaksa, ikinci işi de Anayasa Mahkemesinin dolandığı bu sarmaşığı kesmek, yani gereken yasal düzenlemeleri yapmak olmalı" dendi

Eşit Yaşam Derneği Başkanı Nazik Işık tarafından basına gönderilen açıklama şöyle;

 

Tümü erkek üyelerden oluşan Anayasa Mahkemesi, kadın-erkek, Türkiye’nin gerçeklerine duyarlı hepimizi derinden sarsan bir karar aldı: Resmi nikah yapılmadan dini nikah kıyan din görevlilerinin cezalandırılmasını öngören Ceza Kanunu maddesini iptal etti. Ceza Kanunu’nun 230’uncu maddesinin 5 ve 6’ncı maddelerindeki düzenleme evlilik cüzdanını görmeden dini nikah kıyan görevlinin 2 aydan 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını öngörüyordu.

 

Basına yansıyanlardan öğrendik ki, gerekçe, resmi evlilik olmadan birlikte yaşanabildiğine gore, resmi evlilik olmadan dini nikah kıymayı cezalandırmak eşitsizlik olurmuş.

 

Mahkeme, elmayla armutu bir tutan bu eşitlik anlayışıyla hepimizi şaşırttı. Karar, mevcut Anayasa’nın 10.maddesindeki ‘’geçici özel önlem’’i hiç anlamamış, 41.maddesindeki ‘’ailenin, anne ve çocukların korunması’’nı ise es geçmiştir.

 

Böyle düşünmek için bizim çok nedenimiz var!

 

Türkiye, Batı Avrupa ülkelerinden farklı olarak, bir ‘’gönüllü birliktelikler’’ ülkesi değil. Evlilik, eşli yaşamanın neredeyse tamamını oluşturuyor. Evlilerin de % 96,7’si dini nikahlı. Yani toplum olarak, dini nikaha önem ve değer veriyoruz. Sadece dini nikahla yapılan evliliklerde kadınların ve o evliliklerden doğan çocukların hakları garanti altında değildir. Çocuklar miras hakkından bile tanıma yoluyla ya da babalık davasıyla yararlanabilirler. Bu şartlarda kadınları ve çocukları korumayı amaçlayan 230/5-6’nın iptali, kadınlar ve çocukların zararına bir gelişme.

 

Karar, toplumda resmi nikaha gerek kalmadı şeklinde anlaşıldı. (Basında, ‘’çapkınlara gün doğdu’’, başlığıyla haberler bile çıktı.) Şimdi ‘’dörde kadar serbest’’ anlayışı hortlayacak, erkeklerin çok eşliliği artacak. Kararla birlikte din görevlileri, kimin nikahını kıydıklarına bakmak, resmi nikahı aramak sormak zorunluluğundan kurtuldular. Bundan sonra resmi nikah için yapılması zorunlu olan evlenmeye engel bir durum var mı araştırması rafa kalkacak, din görevlileri nüfus cüzdanına bile bakmadan insanları evlendirecekler.

 

Zaten kanayan bir yara olan erken evlilikler çoğalacak. Her yıl binlerce kız çocuğu 18 yaşından küçük olduğu için sadece dini nihakla evlendiriliyor. Karar bu nikahları kıyan din görevlilerinin nefeslerini de ellerini de rahatlattı.

 

Son olarak, resmi nikahtan farklı olarak, dini nikahın vekaleten kıyılabildiğini de hatırlatmak isteriz. Yani, dini nikahta, kadın evlenmek isteyip istemediğini bizzat kendisi şahitler önünde söylemek zorunda değil. Babasının ya da erkek bir büyüğünün ‘’evet’’ demesi evlenmesine yetiyor. Bu da saydığımız bütün sakıncaları katmerliyor. Kadının özgür iradesini dikkate almayan dini nikahı Anayasa Mahkemesi nasıl serbest bıraktı? Biz ne anlıyor, ne kabul edebiliyoruz.

 

Meclis bir kez daha görevini yapmalı

 

Özetle; Anayasa Mahkemesinin işi kadınların ve çocukların hayatını zorlaştırmak değildir. Ama tercihi bu olmuştur.

 

Bu bir ilk de değildir: Biz Anayasa Mahkemesi’nin meşhur 438.maddeyle ilgili kararını daha unutmadık. 25 yıldan fazla zaman geçmiş ama, ne acıdır ki  zihniyette bir değişim olmamış. Yoksa bu karar, Anayasa Mahkemesi’nin 2010 Referandumu’yla değişen yapısının bir ‘’nimet’’i(!) mi?

 

438.madde kararında  kadınları iffetli-iffetsiz diye ayrıan ve ‘’iffetsiz bir hayat sürdüğü kanaati uyandıran kadın’’lara tecavüzde cezanın 1/3’e kadar indirilmesini haklı bulan Anayasa Mahkemesi’nin ayıbını Türkiye Büyük Millet Meclisi bir kanun çıkararak temizlemişti. Şimdi de 7 Haziran’da seçilecek yeni Meclis’in ilk işi yemin edip göreve başlamaksa, ikinci işi de Anayasa Mahkemesinin dolandığı bu sarmaşığı kesmek, yani gereken yasal düzenlemeleri yapmak olmalı.

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0