Militer Zihniyet

11 Þubat 2011 10:22 / 2331 kez okundu!

 


Mýsýr’da halk devrimi üç haftadýr otuz iki yýllýk diktatörlüðün yýkýlmaz sanýlan duvarlarýný dövüyor. Hüsnü Mübarek gidecek bu artýk belli. Nasýl bir demokrasi kuracaklar bu onlarýn halledeceði bir mesele. Fakat eðer bir çýrpýda bizden daha ileri bir demokrasiye sýçrarlarsa hiç þaþmam, o nedenle zaten “Halk Devrimi” dedim...

Baþarýrlarsa nasýl bir anayasa yapacaklarýný çok merak ediyorum. “Devrimin lideri yok” diye burun kývýran bizim burnu aklýndan büyük “keskin devrimcilerimiz” bir düþünsünler: Herhalde Mýsýr halkýnýn yapacaðý anayasanýn giriþ kapýsý önünde secde etmeden geçemeyeceðiniz bir kiþi putu olmayacak.
“Atatürk’ün ilke ve inkýlâplarýna baðlýlýk” gibi bir þey yazmayacak orada.Halkýn kendi imzasý olacak.

Bu kesin.
Biz bugün, seksen yýllýk otoriter laikçi ve militer Kemalist vesayet rejimini, yapýsökümüne uðratarak, diþ söker gibi, parça parça söküp sivil demokratik bir cumhuriyete dönüþtürmek için mücadele veriyoruz. Bu nedenle bizde son on yýldýr
olana “devrimsi deðiþim” diyorum.

Hangimizin iþi daha kolay bilmiyorum. Mýsýr halkýnýn mý bizim mi?
Parlamenter demokrasiye yani temsili demokrasiye bir solcu olarak “yetmez ama evet” diyorum. Bu demokrasi ne denli iðreti durursa dursun bir gramýný bile ölesiye savunmak gerektiðini de iyi biliyorum. Fakat seksen yýl demokrasi diye kafamýza yerleþtirdiðimiz sembolün gerçekte demokrasi olmadýðýný anlama ve onu deðiþtirmenin yani zihniyette demokrat olmanýn zorluðundan söz ediyorum. Týpký ezberletilmiþ yanlýþ tarih gibi yanlýþ demokrasiden söz ediyorum.

Saðcýsýndan solcusuna, inananýndan inanmayanýna kadar içe sinmiþ, devletin ve toplumun hücrelerine kadar sýzarak yapýsal bir hâl almýþ olan yanlýþ demokrasiden, bir zamanlarýn kavramý olan deðil-kapitalizm yani non-kapitalizm benzetmesiyle söylersem “deðil- demokrasiden” söz ediyorum.


Yani bir ucubeden.
Bir ülkede demokrasinin taþýyýcýsý ve güvencesinin “asker sýnýfý” olduðunu ezberleyerek gelmiþ askeriyle siviliyle, dindarýyla dinsizi ile, saðcýsýyla solcusuyla, ilericisiyle muhafazakârýyla, iktidarýyla muhalefetiyle Kemalizm’in rahle-i tedrisinden geçmiþ bir kuþaðýz biz. Asker kültü, kiþi kültü, devlet kültü, laiklik kültü, Batýcýlýk kültü bizim zihniyet dünyamýzý ve siyaseti yapýlandýrdý. Her on yýlda bir kýsa devre yapan “halk adýna halksýz” demokrasiyi demokrasi diye belledik.

Ýþte yukarýda söylediklerimi tek bir örnekle doðrulayan, halksýz demokrasi zihniyetinin bir prototipi olarak, mesleði gençlere “hukuk öðretmek” olan anayasa hukukçusu Prof. Süheyl Batum çýktý karþýmýza. Þimdi de siyaset öðretmeye ve yapmaya kollarý sývamýþ durumda. Siyasete müdahale etmediði için askere “kâðýttan kaplan” dedi.

Muhteþem oldu çýkýþý.
Fakat biliyor musunuz, benim ilgimi çeken Batum hiç deðil. Muhteþem olan ona gösterilen tepkilerdir. Bu tepkiler olmasaydý, Batum’u köþeme sokmazdým bile.
Hatta ona teþekkür etmeliyiz. Bizdeki militer toplum zihniyetini ve ideolojisini böylesine yalýn ortaya koyduðu için...

Süheyl Batum’un sözlerine siyasilerin gösterdiði tepkiler linçe dönüþtü. Neredeyse Batum’u savunacaðým. Üstelik ortada öylesine bir ikiyüzlülük var ki insan neresinden tutacaðýný þaþýrýyor. Bu ülkede sanki siyasileriyle, yüksek yargýsýyla, üniversiteleriyle, medyasýyla sözünü söylerken yan gözle askere
bakan, asker ne der diyenler yokmuþ gibi. Yel yepelek Genelkurmay’ýn brifinglerine koþanlar, andýçlananlar onlar deðilmiþ gibi. Þemdinli’de yargýya müdahale edenler, Savcý Sarýkaya’yý anasýndan doðduðuna piþman edenler sanki
uzaydan gelmiþ gibi... Bunlarý yapanlar þimdi Batum’u linçe kalkýyorlar.

Ýkiyüzlülüktür bu.
AKP’siyle, CHP’siyle, MHP’siyle Meclis’te elbirliði Sayýþtay Kanunu’nu çýkarýrken askeri daha yeni kollamadýnýz mý? Askerin harcamalarýnýn halktan gizlendiði bir demokrasi sivil demokrasi midir ki Batum’un askerlere “niye müdahale etmediniz” demesine demokrasi adýna tepki veriyorsunuz? Bu ülkede “AKPgitsin de isterse asker gelsin” diyenlerin hiç de marjinal olmadýðýný bilmiyor muyuz? Þimdi onlar da Batum’un linç edilmesini seyrediyorlar.

Son yýllarda fýrsatýný bulamamýþlardý, Batum bu fýrsatý yaratmýþ oldu. Herkesona saldýrma adýna asker güzellemeleri yaptý. Militer zihniyetin þaheser örneðini ise, Deniz Baykal’ýn söylediði bir sözü aktararak Kýlýçdaroðlu verdi. “Orduyu eleþtirmek ancak CHP Genel Baþkaný katýnda olur.” Vay canýna, duymamýþtým Baykal’ýn bu sözünü. Belki de parti içinde söylenmiþtir. Dilim
tutuldu.

Baþbakan da geri kalmadý, konuþmasýnda savcýlara suç duyurusunda bulundu. Katýlmasanýz da Batum nihayetinde askere eleþtiri gönderdi, askeri eleþtirmek normal bir demokraside suç mudur? Ama dedim ya bizdeki “deðil-demokrasi” diye, bizde suç oluyor. Bütün bunlar karþýsýnda aklým tutuldu. Neresinden tutayým þaþýrdým.

Tut kelin perçeminden demiþ atalarýmýz...
Model ülke diye bize bakan, ey ayaklanmýþ Arap halklarý, acaba sizin iþiniz mi zor bizimki mi? Ben bilemedim...



Nabi Yaðcý




 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.