Eðitmenleri kim eðitecek

06 Þubat 2012 08:25 / 1819 kez okundu!

 


Baþbakan’ýn “dindar gençler yetiþtireceðiz” lafý üzerine haklý bir gürültü koptu. Laf yanlýþtý ama hiç deðilse bir zihniyet tartýþmasýna yol açtýðý için Baþbakan’ýn bu çýkýþý fevkalâde hayýrlý oldu. Zihniyet dediðin þey oturduðun yerden deðiþtirebileceðin bir þey deðil; þapka gibi mesela, atýp baþka bir þapka giyemezsin; týp ilerledi kalp nakli dahi yapýlabilir oldu ama henüz beyin nakli mümkün görünmüyor. Beyin de nakledilirse bu artýk bir þeyi baþka bir þeye nakil deðil, bilinciyle, bilinçaltýyla yeni bir insan yaratmak olur her halde.

Bu akýl yürütmeyi toplumlara da uygulayabileceðimizi biliyoruz. Toplum mühendisliði zihniyetinin yanlýþlýðý tecrübeyle sabit. Ne var ki, ister Müslüman olsun ister solcu veya liberal, Cumhuriyet mühendisliðinin rahle-i tedrisinden geçen bizlerin bu zihniyetten kurtulmasý hiç de kolay deðil. Kemalizm’e muhalefet geleneðinden gelen bir baþbakanýn dahi malum sözleri edebilmesi bunun en iyi kanýtý. Ha Kemalist gençlik yetiþtirmiþsin, ha dindar gençlik isterseniz buna demokrat gençlik deyin veya sol, sosyalist gençlik de diyebilirsiniz eðer tepeden devlet eliyle geliyorsa hepsi ayný kapýya çýkar. Bu nedenle Baþbakan’a yanýt olarak söylenen “dindar- dinsiz deðil demokrat gençlik yetiþtirmeliyiz” yanýtýna da böyle bakýp bir projektör tutmakta fayda var.

Çünkü burada tartýþýlan bir ailenin, bir sivil kurumun çocuklarý nasýl yetiþtireceði meselesi deðildir, devletin iþlevi tartýþýlýyor burada. Zira bunu bir siyasi parti baþkaný deðil de Baþbakan söylüyor. Karþý yanýt olan “demokrat gençlik yetiþtirmeliyiz” yanýtý da “devlet demokrat düþünceli gençler yetiþtirmeli” anlamýnadýr. O nedenle sorulmalý:


Demokrat düþünce ne?

Devlet dediðimiz þey boþlukta durmaz bir de sivil toplum var. Devlet ve sivil toplum iliþkisi son yýllarda biraz da taným kolaylýðýna kaçarak kullandýðýmýz ille de öyle olmak zorundaymýþlar türünden ifadelerdeki gibi doðalarý gereði ille de karþý karþýya deðildirler. Devlet ile sivil toplum arasýnda rýzaya dayalý bir kabul vardýr. Bu nedenle sivil toplum kurumlarý denen þeylerin demokratlýklarýný idealize etmemek de gerek. Bunu 28 Þubat’ta açýk seçik görmüþtük. Bugünlerde bu kez de AKP iktidarýnýn yanlýþlarýna gözünü kapatan ve yeni bir rýza arayýþýnda olan sivil toplum kuruluþlarý görüyoruz, basýn da ayný sinyalleri veriyor. Örneðin, Mehmet Altan’ýn eleþtirel görüþlerine demokratik hoþgörüyle bakamayan ve öte yandan bu hoþgörüsüzlüðü sessizlikle destekleyen bir “demokratlýk” anlayýþý var.

Kýsaca devlet ve toplum arasýnda zihniyet açýsýndan býçak sýrtý gibi bir keskin fark yoktur. Dolayýsýyla deðiþtirilip dönüþtürülmesi gereken þey ayný zamanda topluma hâkim olan zihniyet tipidir. Toplum çok demokrat da devlet hiç deðil anlayýþý bir illüzyondur. Siyasi mücadele açýsýndan devletin anayasa baþta olmak üzere demokratik yeniden yapýlandýrýlmasý hiç kuþkusuz baþ hedeftir. Fakat bu siyasi mücadeleye paralel bir baþka dönüþtürme mücadelesi eþlik etmek zorunda. Bu kültürel deðiþimdir. Burada sözünü ettiðim þey genel anlamda kültür deðil, popüler kültürdür.

Popüler kültürün þöyle veya böyle oluþu aileden baþlayarak devlete kadar her kademede zihniyet dediðimiz þeyi oluþturuyor. Baþka deyiþle popüler kültür sosyal ve siyasal kurumlarýn içeriðini veriyor, onlara anlam katýyor. Dolayýsýyla popüler kültürün imgelerinin, figürlerinin eleþtirel-yorumlanmasý bize, nasýl bir eðilim üzerinde durduðumuza dair yaklaþýk bir fikir verebilir. Zira popüler kültür her ne kadar güncelin etkileri altýnda biçimleniyor olsa da içerik olarak yüzyýllar boyu oluþmuþ, birikmiþ bir kolektif bilinç ve bilinçaltýnýn oluþturduðu düþünce ve davranýþ sürekliliðinin izlerini de taþýr.

Bu açýdan Tayyip Erdoðan figürü, yarattýðý imgelemle her halde ilerde de tarihçilerin, sosyal bilimcilerin inceleyecekleri önemli bir siyasal/kültürel fenomen olacak. Ýleriyi ileriye býrakalým ama bugünden de bazý þeyleri görebilmek açýsýndan önemli.

Baþbakan’ýn çoðunluða sahip olma duygusuyla yer yer pervasýz konuþmalarý eleþtiriyi elbette hak ediyor ama sosyolojik soðukkanlýlýkla deðerlendirilirse kendi toplumumuzun ortalama bir zihinsel topografyasýný çýkarmak için iyi bir laboratuar malzemesi de sayýlmalý, hatta bu açýdan þans olarak görülmeli. Baþbakan örneðin Tansu Çiller gibi tepeden gelmiþ, bu toplumu hiç tanýmayan biri deðil. Karizmasý da oradan geliyor. Çoðunluðun eðilimlerini iyi biliyor. Rahatlýðý da ondan...

Sözlerini fazlaca tartýp biçerek, Mesut Yýlmaz gibi beþ dakikada ancak bir cümle kurarak konuþsaydý acaba daha mý iyi olurdu?

Bu soruyla yazýmý noktalýyorum, ama sorunun yanýtý üstünde düþünmeye devam etmek üzere...


Nabi YAÐCI

nabi.y@superonline.com

Taraf

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.