‘...gibi’ olmak en kötüsü

15 Aralýk 2011 11:55 / 1824 kez okundu!

 


En kötüsü ama, ‘...gibi’ olmak en kötüsü bile olamamaktýr. Kötü gibi ama kötü de deðil, iyi gibi ama iyi de deðil, güzel gibi, güzel de deðil... demokrasi gibi ama demokrasi de deðil. Gibi yapmak bünye benzerliðiniz olmadýðý halde bir þeyi taklit etmektir. Benzeme çabalarý üstünüzden dökülür, baþkasýnýn elbisesinin ya kolu kýsa gelir ya paçasý, eteði uzun. Sýrýtýr.

Görüntünün sakilliði bir yana daha da kötü olan þey benzemek istediðinize asla ulaþamamak, hep “...gibi” kalmaktýr. Çünkü sizdeki deðiþimi doðuracak sahici dinamikleri “...gibi” olmakla bastýrmýþ, zayýflatmýþ, giderek öldürmüþsünüzdür. “Ben oyum” diyorsanýz, o olduðunuza inanýyorsanýz, o olmaya çalýþmazsýnýz. Güzel olduðunuza inanýyorsanýz neden güzelleþme gayreti içinde olasýnýz ki? Her þeyi bildiðinize inanýyorsanýz neden bilmeye çaba harcayacaksýnýz ki? Yaptýðýnýz her þeyin doðru olduðuna iman etmiþseniz kendinizle neden yüzleþeceksiniz ki?

Kendinizi eleþtirmeye, geçmiþle yüzleþmeye ihtiyaç duymamaktan daha kötüsü var. Artýk “...gibi” olmak yerleþik bir davranýþ biçimi halini almýþsa kendinizi eleþtirmeyi de, geçmiþle yüzleþmeyi de “gibi” yaparsýnýz. Eleþtiriyormuþ gibi, yüzleþiyormuþ gibi... Böylece eleþtirinin de, yüzleþmenin de içi boþalýr.

Boþalýr çünkü kendimizi eleþtirmek, geçmiþle yüzleþmek gerçek, sahici bir ihtiyacýn itkisiyle yapýlmýþ deðildir, öyle yapmanýn iyi olacaðý düþünüldüðü için yapýlmýþtýr, geçmiþten duyduðunuz sahici bir utanç, bir acý, bir anlama ihtiyacýyla deðil.


Resmî siyaset, bizde “gibi yapma” siyasetidir

Cumhuriyet’in kuruluþundan günümüze dek sürüp gelen sosyal siyasetimizi ve yerleþik siyaset kültürümüzü, tepki veya tepkisizlik nedenlerimizi masaya yatýrdýðýmýzda bu hâl ve gidiþimizi en özlü anlatan tanýmýn “...gibi yapmak” olduðunu rahatlýkla söyleyebiliriz.

Türkiye 1920’lerde “muasýr medeniyete ulaþmaya” gözünü dikti. Þapka giyerek, balolar düzenleyerek, Latin harflerini alarak tepeden gelen Jakoben Batýlýlaþma yolunu seçti. Böylece neden Batýlý olmak zorunda olduðumuzu hiç sormaksýzýn “Batýlý gibi” olduk. Neden öyle yapýldýðý bu yazýnýn konusu deðil, sonuçlarý önemli. Bu sonuçlar demokrasimizin kavrukluðuna bir yanýt oluþturmasý açýsýndan kayda deðerdir.

Bizde modernleþme Cumhuriyet’in ilânýyla baþlamadý, bu bir þehir efsanesidir. Resmî tarihin peçesi düþtükçe görüyoruz bunu artýk. Modernleþme Osmanlý’da baþladý 1908-1909 bir demokratik devrim baþlangýcýydý ve her ne kadar dýþ baskýlar olsa da esas olarak Osmanlý’nýn çok kültürlü, çok parçalý yapýsýnýn getirdiði sahici dinamizmin ürünüydü. Cumhuriyet ise bu sahici deðiþim dinamiklerinin üstünde yükselmedi, aksine 1924’ten baþlayarak bu dinamikleri bastýrdý. Böylece “...gibi Cumhuriyet” ortaya çýktý. Askerî-bürokratik vesayet rejimi de böyle kuruldu. 1946 çok partili siyasete geçiþ bile Demokrat Parti’nin programýnýn Cumhurbaþkaný Ýsmet Ýnönü’nün icazetiyle olabildi.

Gerisi malum. Her on yýlda bir askerî darbe ya da onun mümasili olan askerî müdahaleler... Her müdahaleden sonra Meclis’in yeniden açýlmasýnda, sandýk baþlarýna koþuþumuzda demokrasiye döndük diye çocuklar gibi þendik. Bir dahaki müdahaleye kadar tabii...

Ýþte bu ahval ve þerait altýnda (yani bu þartlarda) ilk kez veya hemen hemen ilk kez ülkemizde, sahici deðiþim dinamiklerinin 1980 sonrasýnýn konjonktürel etkileriyle kýpýrdadýðýný görmek heyecanlandýrmýþtý beni. Hep altýný çizmekten usanmadýðým gibi bu kýpýrdanýþ Ýslami uyanýþ ve Kürt ulusal uyanýþýnýn eseriydi. 2002’den itibaren baþlayan deðiþim sürecini bu nedenle bir devrim deðil elbette ama “devrimsi deðiþim” olarak nitelemiþtim.

Þimdiki kaygým ise AK Parti’nin iktidarda yerini pekiþtirmesiyle birlikte kendini oraya taþýyan deðiþim dinamiðini söndürmesi ve öte yandan PKK þiddeti bahanesiyle Kürt ulusal uyanýþýnýn yarattýðý dinamizmin devlet þiddetiyle bastýrýlmasý, iðdiþ edilmesidir.


Yeniden “gibi” tuzaðýna düþme tehlikesi var

Böyle baktýðým için son seçimler öncesinde, AK Parti’yi de eleþtirmekle birlikte eleþtirilerim dostça fakat aðýrlýkla PKK-BDP (DTP) çizgisinin siyaset yapma/yapamama tarzýna yönelikti; bu eleþtirel bakýþým bugün de sürmekle birlikte son genel seçimlerden sonra eleþtirinin sivri ucunu iktidara çevirmenin gerekli olduðunu düþünüyorum.

Fakat her durumda bugün sönümlenmiþ olsa da halen potansiyel bir tehdit olduðunu düþündüðüm askerî vesayet hiç kuþkusuz asýl hedef olmalý. Ne var ki bu potansiyel tehdidin ortadan kaldýrýlmasý da demokratik deðiþimin kesintiye uðratýlmadan sürdürülmesine baðlý. Bu ise AK Parti’nin devlet olmasýyla birlikte yeni hegemonyanýn yani statükonun yeniden inþasýnýn önüne geçmekle mümkün.

Baþka deyiþle “...gibi demokrasi” tuzaðýna yeniden düþmemek için AK Parti iktidarýnýn “...gibi” yapmalarýnýn önü alýnmalý.

Yetmez ama “evet” artýk yetmez.


nabi.y@superonline.com

Taraf

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.