28-29 Ocak...

29 Ocak 2012 15:36 / 2232 kez okundu!

 


Cumhuriyet’in siyasi tarihindeki komplolar, cinayetler, faili meçhullerin zinciri çok gerilere gider; Bunlardan biri de yaklaþýk yüz yýl önce bu geceyi yarýna baðlayan bir zaman aralýðýnda iþlenmiþ bir siyasi cinayettir. 28-29 Ocak 1921’de. Türkiye Komünist Partisi’nin kurucularýndan ve ilk Merkez Komitesi Baþkaný olan Mustafa Suphi ve 14 yoldaþýnýn Karadeniz’de hunharca boðulup öldürülmesidir. Bu cinayeti aydýnlatmak üzere araþtýrmalar yapýldý, türlü çeþitli yorumlar da var. Atatürk mü emretmiþti, cinayeti biliyor muydu sorularýyla birlikte. Bilmemesi mümkün görünmüyor bana, TBMM’nin davetiyle geliyorlar. Bu cinayetin de devlete uzandýðýna kuþku yok.

Sevgili dostum Talat Ulusoy karanlýk siyasi tarihi aydýnlatmak için sürdürülen çabalara önemli bir katký yaptý.

-------------------------------------------------------------------------------

28-29 Ocak...

Diyarbakýr surlarýnýn hemen dibinde bir metre derinden faili meçhul kurbanlarýn kemikleri çýkýyor. Yöre halký faili meçhul demiyor, çünkü o günleri yaþayanlar insanlarýn beyaz Renault ile JÝTEM tarafýndan oraya götürüldüðünü biliyorlar.

Beyaz Renault neredeyse korkunun bir simgesi oldu.

Bu arabanýn ortaya çýktýðýný gören yöre halký ölümün geldiðini biliyor. Birilerini yutacak. Bu ölüm arabasý ilkin 1 Mayýs 1977 katliamýnda görülmüþtü. Sonralarý ise hep görüldü ve her görüldüðü yerde insanlar kayboldu.

Bugün ne kadar üstü örtülmeye çalýþýlsa da kemikler topraktan baþlarýný çýkarýp hesap soruyor. Bu hesap sormalar o denli arttý ki bu topraklarýn ikili tarihi karþýmýza çýkýyor. Bu tarih arkeolojik katmanlar gibi üst üste. En eski tarihin çanak çömlekleri, medeniyet nesneleri günümüzde de çýkmayý sürdürüyor, derinde kalmýþ medeniyet izleri bunlar. Çanaklarýn çömleklerin, halýlarýn kilimlerin, þarkýlarýn türkülerin, oymalarýn nakýþlarýn, taþlarýn duvarlarýn simgelediði bir “ortak yaþam tarzýnýn” kültürleþtiði bir kültür tarihi, bir sosyal tarih. Ama bir de bu katmanýn üstünde ulus-devlet tarihsel sürecinin belginleþmeye baþlamasýyla birlikte artan cinayetler tarihi denebilecek bir karanlýk siyasi tarih katmaný oluþmuþ durumda.

Bugünün faili meçhullerini açýða çýkarmak, bir silsile-i merâtip yaratýyor, yani yukarý doðru týrmanan bir basamaklanma doðuruyor. Suçlular ortaya çýkarýldýkça suçun izleri, kan izleri habire daha üstte duran sorumlularý iþaret ediyor. Ýzler hep ayný yere çýkýyor, devlete. Devlet iktidarýný kullananlara. Böyle olduðu için de tepeye bir türlü varamýyorsunuz, Hrant Dink cinayetinin iki çocuða baðlanýp kalmasý gibi.

Fakat bu denli aðýr ve kirli bir tarihi, tek baþýna yargýnýn temizlemesi de mümkün deðil. Ama zararý yok, izlerin ortaya çýkarýlabilmesi de çok önemli. Bu davada Hrant’ýn avukatlarý ve dostlarý bunu baþardýlar. Bugün sokaktaki vatandaþ bile cinayet izlerinin tepeye doðru gittiðine hiç kuþku duymuyor. Önemli olan kirliliðin, karanlýðýn görülmesi.

Cumhuriyet’in siyasi tarihindeki komplolar, cinayetler, faili meçhullerin zinciri çok gerilere gider; Bunlardan biri de yaklaþýk yüz yýl önce bu geceyi yarýna baðlayan bir zaman aralýðýnda iþlenmiþ bir siyasi cinayettir. 28-29 Ocak 1921’de. Türkiye Komünist Partisi’nin kurucularýndan ve ilk Merkez Komitesi Baþkaný olan Mustafa Suphi ve 14 yoldaþýnýn Karadeniz’de hunharca boðulup öldürülmesidir. Bu cinayeti aydýnlatmak üzere araþtýrmalar yapýldý, türlü çeþitli yorumlar da var. Atatürk mü emretmiþti, cinayeti biliyor muydu sorularýyla birlikte. Bilmemesi mümkün görünmüyor bana, TBMM’nin davetiyle geliyorlar. Bu cinayetin de devlete uzandýðýna kuþku yok.

Sevgili dostum Talat Ulusoy karanlýk siyasi tarihi aydýnlatmak için sürdürülen çabalara önemli bir katký yaptý.


‘Gizli oturum’

Talat Ulusoy bu çalýþmasýný kamuoyuna sunarken þöyle demiþ: “Hrant’ýn arkadaþlarýna sesleniyorum: Mücadelemiz Derin Devlet ve onun Ýstiklal Mahkemeleri’ne karþýdýr. Onlarý tarihin derinlerine de saklansalar, devletin kuytularýna ve kürsülerin arkasýna da saklansalar bulup çýkarmak, karanlýk yüzlerini býkmadan göstermek boynumuza borçtur. Siz beþ yýl boyunca çabalarýnýzla örnek oldunuz. Saðolun.

28-29 Ocak 1921 gecesi. Mustafa Suphi ve on dört yoldaþýnýn Karadeniz’de öldürülüþünün üstünden neredeyse bir yüzyýl geçmiþ olacak. Bu gün, 22 Ocak 1921 Cumartesi günü Ankara’da, Büyük Millet Meclisi’nin 136 nolu toplantýsýndaki ‘Komünizm, Mustafa Suphi’ konusunun enine boyuna tartýþýldýðý iki bölümlük gizli oturum tutanaklarýnýn birinci bölümünü Hrant’ýn anýsýna aktarmak istiyorum. Belki de ‘kýssadan hisse’ çýkar.Tutanaklarýn eski yazýdan yeni harflere çevrilmiþ hali TBMM Gizli Celse Zabýtlarý www.tbmm.gov.tr/tutanaklar sitesindedir. Pek çok yazýda bu tutanaklardan alýntýlar kullanýldý, kullanýlýyor. Belki yapýldý ben göremedim, tutanaklarýn tümünün dilini, daha geniþ kesimler de geçmiþte olanlarý bilsin diye, sadeleþtirerek ve þimdilik yorumsuz sunmak istiyorum.”

“22 Ocak 1921 Cumartesi/ ÜÇÜNCÜ OTURUM/ Baþkan: Vehbi Efendi Hazretleri/ Yazman: Feyyaz Ali Bey/ ((Yozgat)/ Baþkan- Çoðunluk oluþtu oturumu açýyorum/ 2- Bursa mebusu ve Diyarbekir Ýstiklal Mahkemesi azasý Þeyh Servet Efendi’nin komünizm propagandasý yaptýðýna dair þifreli telgraflar./ REÝS- Konu üzerinde tartýþmaya baþlýyoruz”...

Gizli oturum böyle baþlýyor. Ulusoy’un yayýmladýðý bu tutanaklara ancak hýzla göz atabildim. Görebildiðim kadarýyla bu belgeler yalnýzca Mustafa Suphi ve arkadaþlarýnýn öldürülmesine ýþýk tutmakla kalmýyor o tarihi daha iyi anlamaya da katký yapýyor. Bu çalýþmayý www.izmirizmir.net ve www.kuyerel.com’dan izleyebilirsiniz.

nabi.y@superonline.com

Taraf, 28.01.2012

---

> Gizli Oturum (1, 2, 3, Son) - Talat Ulusoy




 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.