Ayaklanma / 4

12 Mayıs 2015 00:09 / 1170 kez okundu!

 

 

İngiltere'deki ayaklanma ile ilgili dizimiz devam ediyor. İzleyenlerimizin bu yazıyı, Muhafazakarların yeni kazandığı seçim ile birlikte bir kez daha yorumlama ihtiyacı duyacaklarına eminiz. Yazının son bölümü, haftaya :)

Eğitim

Üniversiteye gitmeyi mi umut ediyorsunuz? Posta kodunuzu ‘comparefutures.org’ adresine yazarsanız bu sorunun yanıtını bulursunuz. Ceza ve adalet adlı ‘Center for Crime and Justice studies (CCV) internet sitesi, yaşadığınız bölgenin posta kodunu yazdığınızda çıkan sonuçlarla, İngiltere’deki eşitsizlik göstergesinin hiç söze gerek kalmadan kendisini en iyi ifade eden verilerini sunuyor. (5) R. Bennett, N. Woolcock 

Bu siteden öğrendiğimize göre Kensington ve Westminister’da yaşıyan (Londra’nın en varlıklı bölgeleri) her on gençten (öğrenci) üçü İngiltere'nin en şeçkin üniversitelerine devam ediyor ki bu, bütün ülkede en yüksek oran anlamına geliyor. Ancak rakamlar Kingston ve Hull East gibi yoksul bölgelerde yaşıyan gençler (öğrenciler) içinde % 0.05 kadar geriliyor. Bunun da tercümesi şu; bu bölgelerde yaşayan her iki bin (2000) gençten sadece biri İngiltere’nin elit üniversitelerinden birine gidebiliyor.  

Bu araştırmadan öğrendiğimiz bir çarpıcı sonuç da, tüm İngiltere’de, dört okulun (kolejin) yüksek okula hiçbir öğrenci göndermediği ve 1395 okulun da Cambridge  ve Oxford Üniversitelerine öğrenci sokamadığıdır.

Ayaklanmaya  katılanların sıraladığı eğitimle ilgili diğer gerekçeler de şöyle:

- Okul ücretlerinin yüksekliği;

-Gençlere yönelik hizmetlerde yapılan kesintiler;

- İngiltere de kolejler zorunlu eğitimin bittiği 11 sınıftan sonra devam edilen AS/A2 denilen A level sınavlarının okunduğu genellikle iki yıllık eğitimin verildiği okullardır. Eğitime devam eden öğrencilere yapılan mali yardımla, kolejlere devam eden öğrencilere yapılan para yardımının kaldırılması konusu da ayaklanmacıların gündemindeydi...

Kuzey - Güney Ayırımı

İngiltere dünyada sanayi devrimini ilk yapmış, ülkenin uzak bölgeleri arasında ulaşımı sağlıyan tren yollarını inşa eden ilk ülke olmasına rağmen, bölgeler arası ekonomik farklılıkları günümüzde bile ortadan kaldıramamıştır. Bölgesel farklılıklar İngiltere’de kendini kuzey- güney ayrımı olarak gösterir.

İngiltere’de kuzey - güney ayırımının başlangıcı, ilk kömür madeninin kazılmaya başladığı günlere kadar geriye gider. (6) Tony Benn

Görece fakir kuzey, hükümetin para ve iş desteğine yüzyıl öncesinde olduğu gibi  bugün de güneyden daha fazla gereksinim duyuyor. Bu ekonomik bölünmüşlük politik terciklerde de kendini gösterir; kuzey işçi partisine desteğini verirken görece zengin güney, muhafazakarlardan yana tavır koyar. (seçim sonucları)

İngiltere’ de sanayinin ölçek olarak büyüklüğu hiç bir zaman Almanya ve Rusya’nın seviyesine ulaşmamıştır. Sosyalist tabanın yetersizliğini bu veriyle açıklayan görüşler de var.

Herşey Bedava (Shopping  for free)

Ayaklanma sürecinde yaklaşık olarak 2500 işyerinin yağmalandığı tahmin ediliyor. Yağmada "tercih edilen" dükkanlar daha çok  moda (fashion retailers) ve elektronik eşya satan dükkanlar ve kuyumcular... Bunun yanında ucuz süparmarketler de yağmadan payına düşeni alıyor. Sigortalardan yapılan hasar taleplerininin 300 milyon pound olduğu hesaplanıyor. Yağmacıların birleştiği ortak duygu, "önceden alamadıklarımı hiçbir ücret ödemeden alabiliyorum, alışveriş bedava"ydı.

Gençlerin "cool" olma isteği pahalıydı.

"En pahalısından Nike giyilecek, MP3  çalıcısının (player) ve cep telefonunun son modeline sahip olunacak" (7) (N. Kazım Öztürk )

Markalar öne çıkıyordu, yağmalama sayesinde "cool" olmanın şartı olan modeller "bedava" elde edilebiliyordu.

213 küçük işyeri de bu yağmalamadan payını düşeni almıştı, yağmacılar bu küçük işyerlerine yapılan yağmalamayı sonradan açıklamakta zorlanıyorlardı.

"Herkes yapıyor, herkes alıyor, birşey olmuyor, ben de onlara katılayım" biçimindeki toplum psikolojisi ve daha bir çok neden bir araya geliyor, önüne geleni yıkan, sürükleyen bir sele dönüşüyordu.

Aile Bağlarının Zayıflığı (kötü ebeveynilik)

Bazı araştırmalar insanların eylemlere katılmasını ve yağmalamada taraf olmasını, toplumda aile bağlarının zayıflamasına bağlıyorlardı. Kuşaklar boyu sorunlu olmuş aileler vardı. Hükümetin "Sorunlu Aileler " biriminden Louise Casey’in (8) açıklamalamasına göre İngiltere’de 120 000 düzensiz (dysfuntional) aile olduğu  ve bu ailelere ait sorunların kuşaktan kuşağa geçerek devam ettiği görülüyor. Bu durumu daha da ilginç yapan; sorunlu olarak tanımlanan bu ailelerde sorunların aile fertleri arasında başlamasıdır.

Ahlaki Değerlerin Yitirilmesi

Yine aynı kaynaklar, insanların dini inaçlarındaki değişikliklerin, özellikle kendini dinsiz olarak tanımlayanların sayısında ki artışın, olaylara katılmanın -diğer birçok neden yanında-  görünmeyen nedeni olabileceğini iddia edip aşagıda ki rakamları savlarını güçlendirmek için veriyorlardı.

2001 ve 2011 tarihlerı arasında dini inaçlardaki değişimler (9)

                                                    2001                                      2011

Hıristiyanlar                             37.3m                                    33.2m

Jewish                                  260.000                                  263.000

Sikh                                       329.000                                 423.000

Buddhist                               144.000                                 248.000

Hindu                                    552.000                                 817.000

Müslüman                                    1.5m                                     2.7m

Dinsiz                                            7.7m                                   14.1m

10 yıl içinde kendisini dinsiz olarak tanımlayanların neredeyse iki katına  çıkması ahlaki değerlerin yitirilmesine -onlara göre- çarpıcı bir veriydi. "Tehlike"; on yıl içerisinde, kendisini bir zamanlar "Hıristiyan" olarak tanımlayanların sayısındaki azalmanın yanında, kendisini "dinsiz" tarif edenlerin sayısında neredeyse iki katına varan artışla daha da büyüyordu. Müslüman sayısında ki çoğalma ise en büyük artıştı. Bunun kaynağı, büyük ölçüde göçlere bağlıydı ama müslümanlığa convert (din değiştiren) olanları da hiçte yabana atmamalıydı.

(devam edecek)

 

N. Kazım ÖZTÜRK

 

Dip notlar:

 5 (R. Bennett, N. Woolcock) The Times July 2012

6 (Tony Benn), Cornerstone magazıne, summer 2010

7 (N.Kazim Ozturk)   22/10/06 Cumhuriyet gazetesi

8 (Lousse Casey) The Times Temmuz 2012

9 Census 2011- Religion in England and wales ( National Statisticts)

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.