Mutsuzluk virüsü size bulaþmasýn - Prof. Dr. Osman MÜFTÜOÐLU

13 Ekim 2010 12:54  

 

Mutsuzluk virüsü size bulaþmasýn - Prof. Dr. Osman MÜFTÜOÐLU

Serdar Turgut çok önemli bir sorunu tartýþmaya açtý. Sorun aslýnda dünya ölçeðinde önemli. Bulaþýcý bir viral hastalýk gibi hýzla yayýlýyor. Yaþlý, genç, zengin, fakir dinlemiyor, herkese, her ülkeye bulaþýyor. Adý “mutsuzluk hastalýðý”. Mutsuzluk virüsünün hýzla yayýldýðý ülkelerden biri de bizim ülkemiz, Türkiye...


MUTSUZLUK sorunu sadece bedensel yapýlanmada yaptýðý tahribatlar nedeniyle deðil, yaptýðý ruhsal tahribatlar nedeniyle de önemli. Kronik yorgunluk/Fibromiyalji’den depresyona, uykusuzluktan rahatsýz ayak sendromuna kadar birçok saðlýk sorununun arkasýnda mutsuzluk yatýyor. Son yýllarda þu nokta daha iyi anlaþýldý: “Ýyi hayata giden yol”da yalnýzca refah ve saðlýk yeterli deðil. Yeteri kadar saðlýðýnýz ve paranýz da olsa mutlu deðilseniz eðer bir sürü problem ardý ardýna sýraya giriyor.

Parayla saadet olmaz

Kýsacasý bizim o eski ve ünlü þarkýmýz maalesef doðruyu söylüyor: “Parayla saadet (mutluluk) olmaz!” Yeteri kadar eðlenip gülmeden, hayatýn keyfini çýkarýp kendinizi iyi hissetmeden, her yeni güne sevinçle baþlayýp her gece yastýða kafanýzý huzurla býrakmadan iyi hayatý yakalamanýz mümkün deðil.

“Nasýl mutlu oluruz?” sorusuna cevap arama süreci insanlýðýn tarihi kadar eski. Ýlk çaðlardan bu yana her insan güvenli bir dost bir çevrede yaþayýp müþfik sevgi ve saygý duyulan iliþkiler içinde kalmak ailesi ve arkadaþlarýyla keyifli huzurlu bir hayat sürmek arzusu içinde olmuþ. Ama özellikle son yüzyýlda –özellikle endüstri devrimi ile birlikte- “mutluluk skalasý” büyük ölçüde deðiþmiþ, mutsuzluk yaygýn ve bulaþýcý bir hastalýk olma eðilimine girmiþtir.

En etkili ilaç: Þükretmek

Mutlulukla ilgili herkes kendine göre bir reçete üretmiþ. En güvenli reçete (daha önce de yazdýðým) Ernie E. Zelinski’nin hazýrladýðý reçete gibi görünüyor. (Bu reçeteyi yanda bulacaksýnýz). Zelinski’nin reçetesinde tam on üç mutluluk ilacý var. Bunlarýn içinde bana göre en etkili olaný, size en çok tavsiye edeceðim son ilaç, yani “þükran duygusu”dur. Bu duygu size “var olanla yetinmeyi”, “küçük güzeldir”, “az çoktur” diyebilmeyi, “sahip olduklarýnýzýn deðerini bilmeyi” öðretecek en etkili mutluluk hapýdýr.

Üstelik bu ilaç BEDAVA

Geçenlerde “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” dizisini izlerken duyduðum cümle de aslýnda çok önemli. Cümleyi tam olarak hatýrlayamýyorum ama “sevgiyi sýradan alýþkanlýk haline getirmemenin ne kadar tehlikeli olduðunu” vurgulayan bir deyimdi. O cümle “bulduðumuz ve olduðumuzla yetinmenin, mevcudun da deðerini bilmenin” öneminin altýný kalýnca çiziyordu. Bir kez daha hatýrlatalým: Þükran duygusu binlerce yýldýr kullanýlan bir mutluluk ilacý ve her defasýnda yüzde yüz sonuç veriyor. Üstelik bu ilaç her zaman elinizin altýnda ve bedava!

KESÝP SAKLAYIN: Ýþte mutluluk reçetesi

, Doyum saðlayacak kadar bir amaç,
, Geçinebilecek kadar bir iþ,
, Temel ihtiyaçlara yetecek kadar zenginlik,
, Ýþ ve eðlenceyi dengeleyecek kadar saðlýklý bir akýl,
, Birçok insaný beðenecek, bunlardan birazýný da sevecek kadar þefkat,
, Kendini sevecek kadar özsaygý,
, Muhtaç olanlara verecek kadar iyilik duygusu,
, Zorluklarla yüz yüze gelecek kadar cesaret,
, Sorunlarý çözecek kadar yaratýcýlýk,
, Her an gülecek kadar mizah duygusu,
, Ýyi bir yarýný bekleyecek kadar umut,
, Hayatý bütün deðerleriyle yaþayacak kadar bir saðlýk,
, Sahip olduklarýn için þükran duygusu.

UNUTMAYIN: Ruhunuzu onarýn

MUTSUZLUK sorununun yaygýnlaþmasýnýn önemli bir nedeni de ruhumuzun gittikçe daha sýk yaralanýp týrmalanmasý, ruhu onarmayý ihmal etme yanlýþýmýzýn gün geçtikçe yaygýnlaþýp artmasýdýr. “Ruhu onarmak” hepimiz için en önemli problem haline gelmiþtir ve iyi hayat sadece “zevk odaklý yaþamak” ile ilgili bir þey de deðildir. Doðal olarak ruh her zaman hazlarýn, yeni ve farklý coþkularýn, zapt edilmez heveslerin peþindedir. Yetinmeyi ve þükretmeyi pek bilmez ve hep yeni heyecanlara yelken açmak, yeni oyuncaklarla (!) tanýþýp oynamak ister.

Ve ne yazýk ki, bu süreçte ne bunlarýn çoðunun kendisi için zararlý olabileceðini ne de durup dinlenmesi yavaþlayýp hýz kesmesi kendini onarmaya zaman ayýrmasý gerektiðini fark etmez. Hýzlandýkça hayatý daha çok ýskalarýz. Iskalarýn ve ýskaladýklarýmýzýn sayýsý arttýkça da ruhumuz bedenden bedenimiz ruhtan kopar. Onarýlacak þeylerin sayýsý her gün biraz daha artar.

Ruhu onarmak konusu önümüzdeki dönemde en önemli iþlerimizden biri olmalýdýr. Ýyi yaþamanýn anahtarý ruhu onarmaktadýr.


Hürriyet.com.tr

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0