ZÝHÝN DEVRÝMÝ

18 Eylül 2018 17:28 / 1962 kez okundu!

 

 

Sevgili okuyucular, böylesine seçkin bir platformda bana fýrsat verilmesiyle uzun bir aradan sonra tekrar sizlerle buluþmanýn sevinci içerisindeyim. Bugün sizlerle ülkemizin son dönemde karþý karþýya kaldýðý tehditlerin altyapýsýný oluþturan temel bir konu ve çözüm önerileri hakkýnda düþüncelerimi paylaþacaðým.

 

****

 

ZÝHÝN DEVRÝMÝ

 

Sevgili okuyucular, böylesine seçkin bir platformda bana fýrsat verilmesiyle uzun bir aradan sonra tekrar sizlerle buluþmanýn sevinci içerisindeyim. Bugün sizlerle ülkemizin son dönemde karþý karþýya kaldýðý tehditlerin altyapýsýný oluþturan temel bir konu ve çözüm önerileri hakkýnda düþüncelerimi paylaþacaðým.

 

Türkiye çok partili sisteme geçtiði günden bu yana çok boyutlu badireler atlattý. Darbeler, terör ve ekonomik krizler… Hepsinde de yerine konulmasý çok zor olan insan ve mali kaynak kayýplarýyla karþýlaþtýk. En son yaþadýðýmýz FETÖ maskeli NATO darbe ve iþgal giriþimi, Milletimizin basireti ile ferasetini kullanarak Devletinin arkasýnda tek vücut olmasýyla püskürtüldü. Halen Dünya’da yeni bir paylaþým savaþý hüküm sürüyor. Bu süreci Küresel Soðuk Savaþ olarak adlandýrabiliriz. Devletler kozlarýný Suriye üzerinden paylaþýyor görünse de, asýl çatýþma ve restleþmelerin zengin enerji kaynaklarý itibariyle Doðu Akdeniz üzerinde yoðunlaþmaktadýr. Son zamanlarda maruz kaldýðýmýz ciddi finansal terörün, ülkemizi meþgul edip Doðu Akdeniz’den uzak tutmak için düzenlendiði deðerlendirilebilir. Devletimiz böyle bir kaos ortamýnda bürokratik çemberi kýrmak ve hýzlý karar almak için Baþkanlýk Sistemine geçiþi öne aldý.

 

Eski Türkiye’nin parlamenter sistemi milletimize dar gelen bir gömlekti. Türkiye’nin köklerindeki iki bin yýllýk devlet tecrübesi nedeniyle öyle bir potansiyeli vardý ki, bunu keþfettiði takdirde Ortadoðu, Balkanlar ve Kuzey Afrika’da sömürülen mazlum milletler için umut ýþýðý olacaktý. Bu yüzden yapay ideolojilerle ülkemiz oyalandý. Halkýn içinde ayrýlýk ve düþmanlýk körüklendi. Küresel Güç Merkezleri tarafýndan özellikle yurtdýþýnda eðitim yoluyla devþirilen dýþý yerli içi ecnebi olan kanaat önderleri halkýn içine nifak tohumlarý ekti. Bunun için Psikolojik Harp ve Algý Yönetimi etkin bir biçimde kullanýldý. Toplum kimi zaman ideolojik açýdan dört sýnýfa ayrýldý. Kimi zaman ise herkesçe bilindiði üzere Sað-Sol, Laik-Dindar, Türk-Kürt ve Sünni ve Alevi biçiminde kutuplaþtýrýldý.

 

Yakýn tarihimizde 1856 Islahat Fermanýyla baþlayan süreçte Küresel Güç odaklarý tarafýndan Osmanlý’ya ekilen kripto hücre tohumlarýnýn yeþertilmesiyle bir Cihan Devletinin çöküþü hýzlandýrýldý. Bu hücrelerin Carbonari Cemiyeti’nin sistematiðini kullanarak Ýttihat ve Terakkiye sýzmasý Osmanlý Devletinin daðýlmasýyla sonuçlandý. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde kripto hücreler yer altýna indiler ya da kamufle oldular. Vefatýndan sonra yeniden aktif oldular.

 

Günümüze gelecek olursak, Devletimiz, vesayetin çeþitli biçimleriyle çok daha etkili mücadele etmektedir. Türkiye’nin büyüme yönünde strateji uygulamasýna karar verilmiþtir. Zulmün ve adaletsizliðin kol gezdiði Ortadoðu ve Sahraaltý Afrika’dan baþlayarak Türkiye etki alaný coðrafyadan baþlayarak tüm Dünya’da çatýþmalarý çözümleyerek hak, adalet ve insanlýðý tesis etme rolü üstlenmiþtir. Tüm Devlet kurumlarý bu büyük görev için yeniden yapýlandýrýlacak ve milletimiz bunun için motive edilecektir. Fakat gerçekçi olursak, önümüzde çok büyük bir engel olduðu göz önünde bulundurulmalýdýr. Güçlü Bir Devlet inþasýnýn yolu, güçlü bir milleti oluþturmaktan geçer. Bunun ancak bir zihin devrimi ile baþarýlabileceðini düþünüyorum. Ýnternetin ve sosyal medyanýn çok yaygýn bir biçimde kullanýlmasýyla tüm zihinlerin yönlendirildiðini düþünüyorum. Artýk günümüzde ülkeleri savaþlar yoluyla iþgal devri bitti. Zihinler iþgal edildiðinde Küresel Güç Odaklarýnýn uydusu haline geliyorsunuz. Geçmiþte Dünya’da imparatorluklarýn çökertilip ulus devletlere dönüþtürülmesinin ardýndan günümüzde ulus devletlerin çökertilmesi senaryosu sahneye kondu. Hedef tüm Dünya’da ülkelerin sýnýrlarýnýn kaldýrýlýp Tek Dünya Pazarýnýn oluþturulmasýdýr. Bu senaryo gereði zihinlerin yönlendirilmesi ve iþgali aþamasýna geçilmiþtir. Uygulanan yöntem algý yönetimidir. Ýnsanlar sadece çalýþan, para kazanan ve kazandýklarýný tamamýný harcayan ve gerekirse kazandýðýnýn fazlasýný kredi kartlarý ve kredilerle harcayan birer tüketim robotu haline dönüþtürülmektedir. Birey yoðun propaganda ile gerçeði göremez hale geldiði için ihtiyaç ile arzunun arasýndaki farklý ayýrt edemez hale gelmiþtir. Reklam endüstrisinin baþarýsý sonucunda istek ihtiyaç olarak algýlatýlmýþtýr. Bu yüzden lüks tüketim zorunluluk olmuþtur. Ayný zamanda vahþi kapitalizmin en büyük yemlerinden biri olan rekabetin kullanýlmasýyla herkes ödeme gücüne bakmadan “Baþkasýnda olan bende de olsun” dürtüsüyle lüks tüketim mallarýna hücum etmiþtir. Algý yönetimi yürüten Küresel Akýl, topluma korku uyaranýný farklý biçimlerde enjekte ederek zihinlerini formatlamaktadýr. Labirentteki deney fareleri gibiyiz. Elektrik iþlevini gören korku uyaranýn verilmesiyle sadece dürtüsel davranarak þartlandýrýlýyoruz. Ýletiþim kanallarýndan gelen yoðun propaganda ve bilgi kirliliði aracýlýðýyla beðenilerimiz, eðilimlerimiz ve tercihlerimiz oluþturuluyor. Üzerimize yapay ideoloji gömlekleri giydiriliyor. Neyi neden savunduðumuz bilmeden baþkalarýnýn önümüze koyduðu inanç, tarih, kültür referanslarýyla muhataplarýmýzý ötekileþtiriyoruz. Diyebilirim ki, giydiðimiz kýyafeti, yediðimiz yiyeceði, konuþma tarzýmýzý, tartýþtýðýmýz gündelik konularý bile biz belirlemiyoruz. Zihnimize geleneksel medya, sosyal medya, reklam endüstrisi, sinema ve yabancý dizi platformlarý aracýlýðýyla ekilen tohumlarla davranýþ kalýplarýmýz þekillendiriliyor. Korku imparatorluðunu yöneten akýl, içimizdeki ölüm korkusunu o kadar alevlendiriyor ki, bazýlarýmýz estetik cerrahiye, uzun yaþam reçetelerine, yaþlanma-karþýtý yöntemlere sýðýnýyor.

 

Devletimizin yeni geçtiði sistem yerine oturuncaya kadar hepimize düþen önemli görevler var. Bürokraside, iþ dünyasýnda, akademide, medyada, kültür ve sanat çevrelerinde hâlâ var olan kripto hücreleri yönlendiren kanaat önderleri tasfiye edilmelidir. Ýlk etapta Savunma, Eðitim, Maliye ve Tarým alanlarýnda yapýlan ve yapýlacak reformlarýn istikrarlý olmasý, zihinlerde uyanýþa baðlýdýr. Zihinlerde bir devrim yapmadan, gaflet uykusundaki insanlarý uyandýrmadan yapýlacak tüm hamleler uzun dönemde sonuç vermeyecektir. Ayný zamanda Türkiye, dýþarýda üstleneceði Hak, Adalet ve Ýnsanlýk tesisiyle mazlumlarý himaye etme rolünü baþarmak için Küresel Aklýn içte uyguladýðý hizipleþtirme politikasýna dur demek zorundadýr. Çoklukta Birlik parolasýyla yola çýktýk. Halkýmýzý soy sop, etnik köken, mezhep, sosyo-ekonomik sýnýf ayrýmý yapmadan farklýlýklarý koruyarak farklýlýklar içinde ayný kubbe altýnda toplanmasýný saðlamak hepimizin vatandaþlýk görevidir. Yeni Anayasa, ancak bu düsturun hayata geçirilmesiyle yapýlabilir. Tarihimizde bir tur yapýp mercek altýna alsak bu konuda büyük bir hazineyi yeniden keþfedebiliriz. Yalnýz Fatih Sultan Mehmed Han’ýn Ýstanbul’u fethinde uyguladýðý politikayý yeniden deðerlendirmek bile yeterli olur. Herkesin dinine, etnik kökenine ve mezhebine saygý gösterip himaye ederek, inancý ve kültürü doðrultusunda yaþamasýna müsaade ederek bir büyük medeniyeti yeniden inþa edebiliriz. Bu büyük medeniyetin inþasýnda, eski kanaat önderlerinin zihinlere saçtýðý zehri temizleyecek yerli ve milli yeni kanaat önderlerine ihtiyaç vardýr. Bu topraklar, her devirde topluma yön verecek ve çatýþmalarý uyumla sonuçlandýracak insanlarý doðurmuþtur.

 

Murat ÞAÞZADE

18.09.2018

 

Son Güncelleme Tarihi: 22 Eylül 2018 15:20

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.