Kýsa ve Öz

07 Aðustos 2009 15:32 / 2446 kez okundu!

 


“Pascal otuz dokuzuna kadar yaþadý, ben otuz yediyim. Onun kaderiyle hesaplarsak benim temiz iki yýlým daha var. Ne acele!..."

***
Neleri kaybetmeyi göze alabilirsiniz? 

Sevgilinizi, dostunuzu, annenizi, babanýzý, kardeþinizi… Kendi yaþamýnýzý… Ölmek… Sevmek… Sevgilinizden ayrýldýðýnýzda hissetiðiniz, aklýnýza gelen ilk duygu nedir? Ölüm… Ýntihar… Kaçýmýz ölümü geçirmedik içimizden, çoðu zaman yok saydýðýmýz bir duygu ölüm… Bu nedenle mezarlýklarýmýz hep yaþadýðýmýz, nefes aldýðýmýz, eðlendiðimiz mekânlarýn çok uzaðýnda deðil midir? Öleceðini bilip de hiç ölmeyecekmiþ gibi yaþayan tek canlý bizler deðil miyiz? 

Ölüm, ölmek hep ilgimi çekmiþtir; bir türlü öteleyemediðim bir olgudur ölüm. Beynimin bir köþesinde durur ve hep uyanýk tutar beni. Ölüm üzerine okuduðum ilk kitap “Ölümsüz Aile - Natalie Babbitt / Ýþ Bankasý Yayýnlarý” çocuklara yazýlmýþ olmasýna raðmen keyifle okumuþtum. Ölümsüz olan bir ailenin baþýndan geçen olaylar anlatýlýyordu. Yýllar sonra Jose Saramago’nun “Ölüm Bir Varmýþ Bir Yokmuþ / Turkuvaz Yayýnlarý” kitabý geçti elime. Anlatýlan Ülkede ölüm o güne kadar yerine getirdiði görevini býrakmýþtýr. O ülkede artýk kimse ölmez herkes mutluluk içindedir. Bir zaman sonra bu mutluluk yerini mutsuzluða, hayal kýrýklýðýna ve kaosa býrakýr. Ölümsüzlük aslýnda bir bakýma zamanýn durmasý deðil midir? Ýnsanoðlunun yüzyýllardýr üzerinde çalýþtýðý ölümsüzlüðü bulma telaþý bana hep boþ gelmiþtir. Ölümsüz olduðunuzu düþünün… Ya sonra? 

Elias Canetti’nin “Ölüm Üzerine / Payel Yayýnlarý” kitabýnda yazdýðý þu cümle belki de benim ölüme bakýþýmý deðiþtirmiþtir. Çünkü yazar ölüme kendi üslubu ile korkusuzca, alaycý bir tavýrla yaklaþmýþ ve þu cümleleri sarf etmiþtir. “Pascal otuz dokuzuna kadar yaþadý, ben otuz yediyim. Onun kaderiyle hesaplarsak benim temiz iki yýlým daha var. Ne acele! Eðer günün birinde olacaksa demek ki olacak – kesinlikle olacaksa, o zaman elimde sarý kurþunkalemle ölüme karþý yazdýðým tehditkâr bir sözcüðün baþýnda ölmek isterim.” 

Eðer aklýnýzdan ölümsüz olmak geçiyorsa. Size bahsettiðim kitaplarý okuyun. Size bir sýr vereyim. “Secret ya da Osho” kitaplarýnda bulamayacaðýnýz bir sýr. Her þeyi bir tarafa býrakýn ve dönüp tekrar çocuk kitaplarý okumaya baþlayýn. Ýçinizdeki çocuðu ancak o zaman canlý tutabilirsiniz. Size bakýp ayýplasýnlar koca koca adamlar/kadýnlar çocuk kitabý okuyor desinler. 

Kýsa ve öz yaþamalýyýz belki de. Bunu söylerken de otuz beþ kýrk yaþlarýnda ölelim cesedimiz yakýþýklý/güzel olsun ironisinden çok (ki bu benim için bir ironidir) yaþarken tüm hayatým uzun bir film þeridi gibi deðil de kýsa, öz, anlamlý olsun isterim. ”Zaman diye bir þey yoktur” der Michael Ende “Momo / Kabalcý Yayýnlarý” isimli kitabýnda ve devam eder. “Zaman diye bir þey olsaydý hapishanedeki bir insan ile eðlenen bir insanýn geçirdiði bir saat ayný olurdu. Oysa hapishanedeki insan için bir saat geçmek bilmezken eðlenen insan o bir saatin nasýl geçtiðini anlamaz.” 

Yazýda kýsa ve öz olaný tercih ettim hep. Okuyaný sýkmayan, laf ebeliði yapmayan yazýlar yazmak, olaylarý bir roman edasýyla uzun uzun deðil de, bir öykü kývraklýðýyla kýsa ve öz anlatmak istedim. Sanýrým þu iki aný, düþüncemi tam olarak yansýtýyor. 

Bir gazete Ahmet Rasim’e teklif götürmüþ, “Bizde yazar mýsýn?” Ahmet Rasim de kabul etmiþ. Sormuþlar, ”Hocam kaç para istersin?” Ahmet Rasim þöyle bir düþünmüþ, “Kýsa yazarsam beþ altýn uzun yazarsam üç altýn” demiþ. 

Adamýn biri babasýna askerden mektup yazmýþ tam beþ sayfa, sonuna da not düþmüþ
“Baba kusura bakma vaktim yoktu uzun yazdým.” 

Sanýrým benim vaktim çok, keþke hayatýmýzda her þey kýsa, öz ve anlamlý olsa. Nasýl ve ne kadar yaþarsam yaþayayým ölmeden önce yara bereyle dolu bir ruha sahip olacaðým. 

Ýyi okumalar… 

Murat ÞAHÝN 
06.08.2009


NOT: Son iki anýyý bana yazar abim Aydoðan Yavaþlý aktarmýþtý.

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
08 Aðustos 2009 21:28

deepblueeagle

bu sitede genelde kitaplar, yazarlar ve izmir üzerine yazdýðýnýz tüm yazýlarý sevmiþtim. ancak son iki yazýnýzý daha da çok sevdim. daha özgün ve kiþisel yazýlar, ayrýca çok da içten, samimi. edebi kiþiliðinizi, þair ruhunuzu daha iyi yansýtýyorlar. kitaplar, yazarlar yoluyla temel insani duygularý, deðerleri anlatýyorsunuz. bu son iki yazýnýzda söylediðiniz herþeye tümüyle katýlýyorum. öncelikle kitaplar.  hayatý kitaplarla yaþayan, sürekli okuyan bir insanýn insancýl olmamasý, hoþgörülü olmamasý olanaksýz. ve hayata saf, duru bakabilmek, masum kalabilmek. herþeye þaþýrmak. olan biteni anlayamamak. insanýn insana yaptýðýný, insanýn dünyaya yaptýðýný anlayamamak. egoyu, hýrsý anlayamamak. ve deðindiðiniz diðer konular. insan, hem anlayamýyor ne olup bittiðini dünyada, masum çocuk bakýþýyla þaþýrýyor herþeye, hem de bütün acýmasýzlýklarý, açgözlülüðü, kötülüðü sergileyen insanoðluna, belki de asýl geliþmemiþ, çocuk kalmýþ insanlara  "size katýlmaya, sizin gibi olmaya hiç niyetim yok" diyesi geliyor. bol bol kýsa ve öz yazmanýz dileðiyle...
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.