HİLE ÜSTÜNE HİLE

18 Haziran 2010 01:24 / 2784 kez okundu!

 


Kaşla göz arasında maden yasasını geçirerek, küresel ve hileci altın-nikel-bakır avcılarının hangi dümenleri çevirdiklerini dikkatlerimizden kaçırıyorlar. Bir gece sabaha karşı hileli sözler edildi ve bu arada kendi yandaşlarına da, binlerce kilometre karelik maden ruhsatı yasalaştırıldı. Evet, bugüne dek üç kuruşa kapattıkları maden alanlarını yandaşlarına “kazanılmış hak” olarak sundular ve bunu kamuoyu tartışamadı.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Davut ile Golyat’ın kavgasına çektiler bütün dikkatlerimizi. Bu bir hileydi.

Bizim ülkede yapılan bir yığın hileli işin üstü hep böyle örtülür zaten.

Golyat’ın vatanı Gazze işgal altında, insanlar su bulamıyor, bebeler ölüyor, İsrail öldürüyor ve işkence ediyor, dediler. Evet öyleydi ama, bu yeni bir şey değildi ki. Bir de bunları söyleyenin evinin önü temiz olsaydı bari!

***

Üstü örtülen neydi? Dikkatimizi Gazze'ye çekmişken ne yaptılar?

Bir gece sabaha karşı (10.6.2010) hileli açıklamalarla çıkarttıkları maden yasasıyla yaşam alanlarımızı talana açtılar. Şimdi Anadolu’nun dağları, dereleri, ağaçları ne olacak? Kışladağ bölgesinde gözsüz ve iki ayaklı doğan hilkat garibeleri, zehirlenip ölen balıklar, inekler ve kuzular ne olacak? Şimdi bizim sularımız da, toprağımız da, yaşamımız da işgal altında ve zehirlenmiyor mu?

Kazdağları, Kışladağ, Çaldağı, Kuzey ve Güney Anadolu’nun dereleri, Anadolu’nun tarihi ve doğal sit alanları, sulak yerleri, İzmir’in Efemçukuru ve Bergama Ovacık’ı, memleketin ormanları kimin yurdu ve yaşam alanıydı?

Kendi yaşam alanını “gözyaşları ülkesi”ne çevirirken, “Filistin acı çekiyor!” diye bağırmak ne yaman çelişkidir? Kendi ülkende yüzlerce çocuğu “terör suçlusu” olarak hapishanelerde tutarken ve işkence ve insan hakları ihlalleri her gün kendi evinde yaşanırken, “Filistinliler insan hakları ihlallerine maruz kalıyor,” demek ne büyük iki dilliliktir?

***

Kavga yeni değildir. Kadim zamanlardan beri sürüyor, Filistin halkının kahramanı Golyat ile İsrailoğullarının kahramanı Davut arasında.

Başından beri hilelidir bu kavga. Golyat kılıcını alır çıkar meydana, Davut’un da kılıcıyla ortaya çıkacağını sanır. Ama o yeni icat ettikleri bir silahla çıkar Golyat’ın karşısına: Tahta sapanla. Kılıcını çekmiş olan Golyat, Davut’un sapanına koyduğu sivri uçlu, uzaktan atılan bir taşla kanlar içinde yere serilir. (Bkz, Kitabı Mukaddes) Golyat ölür.

Esasında bize başka türlü gösterilen kavganın adı, tarihte konmuştur: Sınıf kavgası.

3000 yıldır süren bu kavganın “zamane” şekline çektiler dikkatlerimizi şimdi. Elbette Filistin halkının acısı da bizim acımızdır. Yıllardır bizler savunduk Filistin halkının haklı davasını. Şimdi Hamas’ı savunanlar, o zaman Filistin davasının yanında yer almazdı. Çünkü o zaman ki Golyat’lar, G. Habaş’lar, Leyla Halit’ler, Y.Arafat’lardı. Yani anti-emperyalist olanlardı. Ve Hamas’ı, tıpkı Hizbullah gibi, tıpkı El Kaide gibi ve tıpkı Taliban gibi Pentagon/İsrail ikilisi kurdurmuştu, davayı bölmek için.

Şimdi bizi yönetenler hile yapıyor, hile konuşuyor, hile içinde hile yaparak gözlerimizi başka yöne baktırıyorlar. Memleketteki iş ve aş sorununu, Kürt sorununu, sosyal güvensizlik vb sorunları konuşmamızı istemiyorlar.

***

Kaşla göz arasında maden yasasını geçirerek, küresel ve hileci altın-nikel-bakır avcılarının hangi dümenleri çevirdiklerini dikkatlerimizden kaçırıyorlar. Bir gece sabaha karşı hileli sözler edildi ve bu arada kendi yandaşlarına da, binlerce kilometre karelik maden ruhsatı yasalaştırıldı. Evet, bugüne dek üç kuruşa kapattıkları maden alanlarını yandaşlarına “kazanılmış hak” olarak sundular ve bunu kamuoyu tartışamadı.

Siz, Akın İpek’in “539 maden ruhsatıyla kapattığı toprağın 7 bin 951 kilometre kare” olduğunu duymuş muydunuz? Gazze’ye giden gemide olanlara bakarken.

Mehmet Çabat (AKP Kayseri il başkanı)’ın “…254 tane maden arama ruhsatı aldığını, bunlardan 45 adedini terk ettiğini, 95 tanesini sattığını, aldığı ruhsatlarla kapattığı alanın 4 bin 300 kilometre kare” olduğunu biliyor musunuz? İsrail’in zalimliği sanki yeniymiş gibi anlatılırken.

Ya Ahmet Çalık’ın Yalova ilinin 17 kat büyüklüğünde, “Yaklaşık 400 ruhsatla 6 bin 911 kilometre kare toprağı” kapattığını duymuş muydunuz? (kaynak: www.gazeteport.com.tr, 9.6.2010)

Bunlar yani İpek’ler, Çabat’lar, Çalık’lar vb uluslar arası maden şirketlerinin yeni yerli ortakları. Küresel maden şirketlerinin en büyükleri de Davud’un soyundan adamlar.

Gözlerimizin Gazze’ye yöneltilmesinin bir hile olduğunu siz de paylaşır mısınız, bilemem.

Ama bana öyle görünüyor ki, kaynakların ele geçirilmesinin yasası-hukuku bir punduna getirilerek, Gazze ye bak Gaze’ye denilerek, yalanda ve ahlaksızlıkta sınır tanımayarak yapılıyor. Türkiye yüzölçümünün abartısız yarısına yakını maden ruhsatlı olarak satıldı. Su, hava, toprak, tohum, canlı yaşamı, insanların ve hayvanların ve bitkilerin geleceği hiçe sayılarak yapıldı bunlar. Artık küresel maden şirketleri zeytinlik alanların 3 km dışındaki her yeri delik deşik edebilecekler!

Üstelik bu “Delik deşik etme yasası” meclisten geçmeden yaklaşık 1 ay önce Avrupa Parlamentosu “siyanürle altın vb işletmeciliğini yasaklamıştı.” Hani bunlar AB de geçerli olanı ülkede ikame edeceklerdi? Hani AB çevre faslını açıyoruz, diyorlardı. Türkiye, gelişmiş kapitalist merkezlerin çöplüğü mü, sorusunu soran çıkmadı!

Başbakan, Davut ile Golyat’ın kavgasında Golyat’ı tutarken, Acem komşularımızın tutumunu savunurken (bu arada Türkiye’de de nükleer başlıklı Nato füzelerinin olduğu biliniyor) çok doğru bir laf söyledi: “Güçlülerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünü savunmalıyız.” Ne yazık ki bu da bir hileydi. Zira Bergama’da hukukun üstünlüğü değil, Eric Edelman’ın (ABD Büyükelçisi) hukuku geçerli olmuştu. Daha yakında Kışladağ’da Danıştay’ın değil, Paul Wright’in (Eldorado murahhas azası) istediği hukuk işlemişti. Ve bu sayfaya sığdıramayacağım kadar “hukukun arkasından dolanma” olayı vardı ve bunlar vaka-i adiyeden işler haline geldi. Hukukun üstünlüğü diyene bak, demezler mi adama?

Biz “Gazze’ye bak Gazze’ye” filmini izlerken, meclisten bir gece sabaha karşı geçen yasayı Küresel maden şirketlerinin Ceo’larıyla birlikte hazırladıkları da söylenmiyordu! Ne zaman “Aziz milletimizin âli menfaatleri” gereğince eller kalkıp iniyorsa mecliste, mutlaka millete ve doğaya atılan bir kazık vardır, inancı sizde de oluşmadı mı hâlâ?

Biz ki, ülkenin her yanından e postalar, fakslar ve dosyalar gönderdik milletin vekillerine. Egeçep kurultayında bizzat ellerine verdik ve uzun uzun anlattık gerçeği. Sonra da, “Ülkeye ve yaşam alanlarımıza kıymayın” dedik. Bizi değil maden lobisini dinlediler, zaten grup kararıyla, pardon “özgür iradeleriyle” el kaldırdılar ve madenci sever olarak “tarihe geçtiler.”

Sonuç olarak; maden yasası esasen altıncı şirketlerin istekleriyle oluştu ve geçti. Çünkü altın tarihinde zirveye çıktı: Onsu 1250 dolara. Kışladağ’da 1 ons altının maliyeti 125 ila 256 dolar. Bu işin borsası hariç. Bu kadar kârı olan Davut için, her türlü hileye baş vurmak anlaşılır bir şey değil midir? Büyük kârlar için hile ve yalan bir bilim haline bile getirilmiştir. Buna da “Halkla ilişkiler faaliyeti” diyorlar. Ne kadar kibarlar değil mi? Ben de Hileloji diyorum.


Muammer Sakaryalı

12.06.2010

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
17 Haziran 2010 22:53

msakaryalı

merhaba,

yazınızı okudum. iyi ki varsınız. siyasetçilerin, milletvekillerinin yapamadığını siz yapıyorsunuz. elinize, yüreğinize sağlık.

bugün hayri bey'in davetlisi olarak yordam kitap'a gitmiştim. önüme c.kitap ekini koydu, gördünüz mü diye. ne gördüm mü, ne yazısı, kim yazmış derken bir baktım ki, roman için uzunca yazılmış bir yazı... Sadık Aslankara yazmış. hiçbir şeyden haberim yoktu, gerçekten sürpriz oldu, bugün eliniz değerse alın!

selamlar,

meliha

16 Haziran 2010 12:50

msakaryalı

Kalemine sağlık.
Aynı duygu ve kaygıları taşıyoruz. Senin yazını okumadan önce benzer bir yazıyı da ben gönderdim.
Selamlar,

Arif Ali Cangı
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.