Suriye: Benzin dökerek söndürülemez...
12 Eylül 2013 00:48 / 1770 kez okundu!
Suriye halkýnýn karþýlaþtýðý en büyük tehlike, yýkýmý yaratan savaþýn kendisidir.
Batý onbeþ yýl içinde þimdiye kadar Müslüman ve Arap ülkelerine yaptýðý saldýrýnýn dokuzuncusuna hazýrlanýyor. Bombalama, iþgal ve katliamlar Sudan’da baþlamýþtý, Afganistan, Irak, Libya, Mali’de devam etti. Yemen, Somali ve Pakistan’a da infazlar için saldýrýlar düzenlendi(1).
ABD ve savaþ isteyen müttefiklerinin gizli servisleri, BM'in araþtýrma ekibi henüz kitle imha silahlarýný araþtýrmaya baþlamadan bu silahlarýn Irak ve Sudan'da bulunduðuna dair kesin açýklamalar yapmýþtý. BM’in Güvenlik Konseyi'ni atlatmak, silahlý saldýrýlarýný humanist kýlýfla örtmek ve iþleyecekleri insanlýk suçunu kapatmak için yoðun bir çaba içine girmiþlerdi. Aynýsýný þimdi de yapýyorlar. Kendi halklarý dahil insanlýðýn çok büyük çoðunluðu savaþa karþý dururken, türlü türlü gerekçeler gösterek insanlýðý aldatmaya devam ediyorlar.
Þam’ýn varoþlarýndan biri olan Gouta’ta atýlan kimyasal bomba yeniden baþka bir askeri müdahaleye gerekçe oldu. Savaþýn vahþeti, yüz bine varan ölümler ve mezhep çatýþmalarý bir anda unutuldu. ABD saldýrýsýna yasallýk kazandýrmak için, dünya kamuoyu, tek yanlý bilgilendirmenin bombardýmaný altýnda.
Suriye, dünyada kimyasal silah stoklarýnda dördüncü sýrada. Ayrýca iktidar bunu inkar etmiyor.
Ýktidarýn muhalefeti püskürtmeye baþladýðý bir sýrada bu silahlarý kullanmasý pek mantýklý görünmese de kimin kimyasal silah kullandýðý henüz bilinmiyor. Muhalefet iktidarý, iktidar ise muhalefeti sorumlu tutuyor. Muhalif saflara kaçan kimi subaylarýn Fransa’ya silahlarýn depo edildiði yerlerin haritasýný verdiði söyleniyor. Gizli servisler aracýlýðýyla muhalefetin bunu bilmemesi mümkün deðil.
BM Suriye insan haklarý komisyon üyesi Carla Del Ponte, silahlý muhalif güçlerin kuvvetle muhtemel serin gazý kullandýðýný söyledi. Benzer açýklamayý Londra’daki Kings Kolej silah uzmaný Paul Schulte de yaptý. Ona göre muhaliflerin kimyasal silahlarý kullanma ihtimali dýþtalanmamalýdýr. El-Nusra gurubu üyesi terörist bir gurup Adana'da polis tarafýndan serin gazý ve silahlarýyla yakalandý. Valilik daha sonra bunun serin gazý deðil anti-freez olduðunu iddia etmiþ ve yakalananlarýn tutuksuz yargýlanacaðýný açýklamýþtý...
Batýnýn iþbirlikçisi Körfez monarþistlerinin, Suriye’ye saldýrmak istediði daha çatýþmalar baþlamadan önce biliniyordu (Conflict Zone adlý web sitesine bakýlabilir). Global militarist güçler her iki tarafý da silahlandýrarak çatýþmalarý alevlendirdiler. Savaþ ve insanlýk suçu iþlediler. Yargýlanmalýdýrlar. Baþta Tayyip Erdoðan olmak üzere Davudoðlu, Obama, hatta Bush ve diðerleri mahkeme önüne çýkarýlmadan savaþlarýn sonu gelmez. Global sistem böylesine orman kanunlarýyla yönetildikçe savaþý savaþla durdurma, alevlere benzin dökerek yangýný söndürmeye çalýþmak, yeni felaketlere kapýyý ardýna kadar açmaktan baþka bir iþe yaramaz. Ýnsanlýk, gözünü kan ve daha fazla kar bürümüþ militarist silah tüccarlarý tarafýndan bir felakete sürükleniyor. Bundan sonra sýranýn Ýran’a geldiðiniyse artýk herkes biliyor.
Kendilerine cihatçý diyen, aslýnda insanlýk ve Ýslam düþmaný katiller, 1000 ayrý guruba bölünmüþ durumda. Rojava’da Kürtleri, Suriye’nin diðer bölgelerinde ise Alevi sivil halký boðazlýyorlar. Türkiye, Katar ve Suudi krallýðýnýn beslemesi bu teröristlerden Avrupa kamuoyu nefret ediyor. Saldýrmak için bahane arayan militarist çevreler ise kendi halklarýnýn bile barýþçýl ve siyasi çözüm taleplerine sýrtýný dönme eðiliminde ve Suriye'ye demokrasiyi bu çetelerle getirebileceklerini hayal ediyorlar. Oysa diktatörlüðü baþka bir diktatörlükle yýkmak hiç bir ülke halkýna hiç bir yarar getirmez.
Önce rejimi deðiþtirmeye uðraþtýlar, baþaramadýlar. Obama'nýn kimyasal silah kullanýmýnýn ABD’nin kýrmýzýçizgisi olduðunu açýklamasýndan sonra birileri bu silahlarý kullandý. Kimin kullandýðý ve nasýl kullanýldýðý uzmanlar tarafýndan açýklanmadan, BM heyetinin araþtýrma raporu yayýnlanmadan senatonun alt komisyonunda saldýrýya yeþil ýþýk yakýldý.
Ýspanya’nýn saygýn gazetesi olan El Pais (2), saldýrýnýn üç boyutta hazýrlýðýnýn yapýldýðýný açýkladý: Yasal, moral ve politik.
Suriye’ye saldýrýnýn yasal boyutunu arayan ABD tam anlamýyla bir çýkmazda. 2007’de Obama ülkesinin ancak gerçek anlamda bir saldýrý altýnda olmasý durumunda savaþ ilan edebileceðini söylemiþti. Bugün böyle bir realitenin var olduðunu söyleyebilecek kimse yoktur. Bu yüzden önce Vietnam’a yaptýklarý gibi bir saldýrýyla baþlamayý uygun gördüler. Savaþ cehennemin kapýlarýný aralamaya fýrsat kolluyorlar.
ABD senatosunda veya herhangi bir ülkenin parlamentosunda savaþý veya silahlý bir saldýrýyý onaylamak, ancak o ülke için geçerlidir. Uluslararasý hiç bir yasal baðlayýcýlýðý ve deðeri yoktur.
Irak'ta olduðu gibi yalan yanlýþ gizli servislerin raporlarýyla saldýrýnýn yasal zeminini hazýrlamak suçtur ve suçlular gýyabýnda bile olsa er ya da geç uluslararasý mahkemelere getirilecektir.
Libya’da yapýldýðý gibi Güvenlik Konseyi'nin kararlarýný saldýrý baþladýktan sonra kendi çýkarlarýna göre deðiþtirmek de bir suçtur.
Uluslararasý hukuk normlarýný delmek için 'gönüllüler koalisyonu' oluþturmak toplu suça gireceðinden, cezasý daha aðýrdýr.
G. W. Bush ve D. Cheney’nin Afganistan ve Irak'ta uðradýklarý yenilgi ABD’nin Ortadoðu'da müdahil bir güç olmasýný iyice zorlaþtýrdý. Kaldý ki bu bölgede ABD ve Avrupa’nýn etkisi zayýf. Global süper gücün boþluðunu doldurmaya çalýþan bölgesel ülkeler; Ýran, Suudi Arabistan ve Türkiye mali ve askeri yönden yetersiz ve savaþa müdahildir ve sorunun birer parçasý durumundadýr.
Moral ve ahlaki yönden kimyasal silahlarýn sivil halka karþý kullanýlmasý hiç bir durumda görmemezlikten gelinemez. Kullananlar mutlaka mahkeme önüne çýkarýlmalýdýr. Bu bir devlet baþkaný, diktatör, komutan veya sýradan bir insan olabilir, hiç fark etmez, suçu sabitse cezalandýrýlmalýdýr. Bir daha baþka birisinin böylesi bir suçu iþlemesi önlenmelidir.
21 Aðustos’ta kimyasal silahlarýn kimin tarafýndan kullanýldýðýna dair sayýsýz iddialar dolaþýyor. Bunlardan ancak bir tanesi Suriye yönetiminin kullandýðý yönünde. Bu yüzden somut deliller uzmanlar tarafýndan ortaya çýkarýlmadan bütün bir sivil halký cezalandýrmak da insanlýk suçu olur.
Politik boyutuyla saldýrýyý analiz edenler burada da ciddi handikaplarýn olduðuna dair öngörülerde bulunuyorlar.
Suriye ile Yoguslavya’yý benzetenler önemli bir faktörü hesaba katmýyorlar; Suriye 1999’daki bir Sýrbistan deðil. Rusya, Çin ve Ýran’ýn desteðine raðmen ABD’nin Suriye’ye saldýrmasý soðuk savaþý baþlatabilir. Politik parametrelerin yeniden 20. yüzyýla göre dizayn edilmesini getirebilir.
Bununla da kalýnmayacak. Saldýrýdan sonra Esad rejiminin yýkýlmasý durumunda El-Kaide ve El Nusra gibi terör örgütlerinin iktidara gelmesi büyük bir olasýlýktýr. Dolayýsyla Afganistan’daki Taliban rejiminin benzerini Mücahidler Suriye'de oluþturursa dünya terör ve kaos sarmalýnýn içine sürüklenebilir.
Ortadoðu’da Sünni egemenliðe karþý yaþam savaþý veren Aleviler, iktidarý kaybetme durumunda eski konumlarýný yeniden elde etmek için mücadelelerini her araçla sürdüreceklerdir. Çatýþmalar Ortadoðu’nun haritasýný deðiþtirmeye kadar uzanabilir.
Saldýrýyla beraber Ortadoðu yalnýzca þiddet ve anarþiyle karþý karþýya kalmayacaktýr. Daha büyük sorunlar hemen kapýda bekliyor. 1916’da Ýngiltere ve Fransa’nýn belirlediði Suriye, Irak, Lübnan ve Ürdün’ün sýnýrlarý yeniden çizilmek durumunda kalýnabilir. Soðuk savaþý tetikleyecek bu önemli faktörü her zaman hatýrlamak gerek.
Saldýrýnýn politik boyutunda önemli stratejik bir nokta daha var. Çoðunlukla saðcý aydýnlarýn geliþtirdiði politik argüman þudur: ABD silahlý güç kullanýlarak insani haklarý global boyutlarda güvenlik altýna almalýdýr.
Afganistan, Irak ve Libya’da ABD’nin öncülüðünde iþgaller yaþandý, rejimler devrildi. Bu ülkelerde kaos ve kitlesel kýyýmlar azalmadý tam tersine arttý. ABD ve Nato’nun silahlý güçleri bu üç ülkede de insan haklarýný korumak bir yana insanlýk suçu iþledi. Global kapitalizmin egemenleri daha çok kar hýrsýyla Ortadoðu'da eski emperyalist metotlar kullanarak rejimler deðiþtirdi, insan haklarýnýn en temel kurallarýný ayaklar altýna aldý.
Belirli coðrafik sýnýrlarda tutulan ve belli politik hedefleri ele geçirmeyi amaçlayan bu politikalara stratejik emperyalizm deniliyor.
Uluslararasý hukuku çiðneyerek Suriye’de gerçekleþtirilecek silahlý iþgal ve saldýrýlarýn amacý farklý olmayacaktýr: Yeni pazarlara girmek... Yani stratejik emperyalizm.
Arap Baharý adýyla anýlan Ortadoðu'daki halk ayaklanmalarýnýn son aylarda Suriye ve Mýsýr'da yaþananlardan sonra ciddi bir deðiþime uðradýðý görülüyor. Politik perspektif farklý bir platforma kaydý. Artýk siyasi Ýslam ile militarist diktatörlük iktidar savaþý veriyor. Yani bir diktatörlük diðer diktatörlüðe karþý.
Suriye’de siyasi Ýslam iktidarý silahla ele geçiremeyecek. Militarist diktatörlük de politik üstünlük saðlayamayacaktýr. Bu karþýlýklý denge sonuçta daha çok terör ve katliamý getirecek.
Daha da önemlisi, muhalefetin veya Esad'ýn üstünlük saðlamasý halinde bile Suriye'de ekonomik ve politik iklim deðiþmeyecek. Ekonomide durgunluk, yýkým ve geriliði istikrar ve büyümeye çevirebilecek; politikada ise otoriterliði demokrasiye dönüþtürebilecek sosyo-politik dinamikler her iki tarafta da yoktur.
Demokratik özgürlük perspektifiyle çaðdaþ toplumsal deðiþimi hedefleyen alternatifin boþluðu uzun bir zaman hissedilecek.
Suriye’de farklý sol bir alternatifin olmayýþý demokrasi ve özgürlük mücadelesini zayýflatýyor (4).
Halk yýðýnlarý radikal sosyo ekonomik dönüþümlerle demokrasiyi gerçekçi zeminlere taþýmayý amaçlayan bir siyasi oluþum yaratamasa savaþýn alevleri durmaz. ABD’nin uzun zamandýr planladýðý saldýrý ise bu alevlere benzin dökmekten öteye gidemeyecektir.
1- Seumas Milne, Suriye ile savaþ, savaþý ve terörü artýrýr, The Guardian, 27 Aðustos 2013
2- Amiguel Angel Bastenier, El pais, 3 Sep 2013, guerra en siria: cita en damasco
3- Joschka Fischer, El Pais, Sep 2013, La lucha por el dominio de Oriente Próximo
4- Slavoj Žižek, The Guardian, 6 Eylül 2013, Syria is a pseudo-struggle
Mehmet TAÞ
12.09.2013
Son Güncelleme Tarihi: 12 Eylül 2013 12:40
