Gezi direniþi: Cennetteki isyan

03 Eylül 2013 13:46 / 1888 kez okundu!

 


Gezi direniþi Ýstanbul’a sýðmadýðý gibi Türkiye sýnýrlarýný da aþarak dünyadaki tarihsel olaylar arasýnda yerini aldý. Kültür ve sanatla, espirilerle, ince zevkle, yaratýcýlýkla örülmüþ, þiddete baþvurmayan, korkusuz ve ýsrarcý gösteriler uluslararasý arenada Türkiye’ye sempati kazandýrdý. Chapulling ve Standman bir trende dönüþtü.

Hükümetin hemen baþtan karþý cephe almasý, orantýsýz güç kullanmasý, katýlanlarý küçük ve dýþarýdan talimat alan marjinaller olarak görmesi Gezi direniþini küçültmedi, tam tersine büyüttü ve Global krizin yarattýðý baþka ülkelerdeki gösterilerinin içinde en kararlý ve en nitelikli olanlarýn düzeyine yükseltti.

2011 yýlýndan sonra Gezi direniþine benzeyen farklý ülkelerde farklý nedenlerle birçok halk hareketi gerçekleþmiþti.

Kitlesel ayaklanmalarý tetikleyen, küresel kapitalizmin geliþmesindeki süregelen çarpýklýktýr ve bir türlü aþýlamayan 2008 krizidir.

Brezilya, Þili, Ýsveç, Yunanistan, Ýspanya gibi hýzlý geliþen ülkelerde benzer isyanlarýn çýkmýþ olmasýný yalnýzca hükümetlerin performansýna dayandýrmak yanlýþ olur. Ayný þekilde benzer isyanlarý teknolojik devrimlerin yarattýðý haberleþme aðlarýyla veya yatay-dikey iliþkilerle anlatmaya çalýþmak da gerçeklerin ancak bir kýsmýný görmektir.

Çok uzun yýllardan sonra Türkiye'de ilk defa destek vermeme konusunda karar almýþ gibi görünen Kürt hareketine raðmen geziye sembolik de olsa katýlan Kürt gençlerle Türk gençleri ayný yerde, ayný amaçtaydýlar. Bunun gibi liberallerle solcularý, kendilerine anti kapitalist diyen müslümanlarla sosyalistleri ve iþverenleri bir araya getiren Gezi direniþi, Türkiye’de merkez sað partiye karþý bir çýkýþtý. Brezilya ve Þili’de ise iktidardaki sol sosyal demokrat partilerin politikalarýna karþý bir isyandý. Teknolojik haberleþme aðlarýnýn çok ötesinde, tamamen farklý bir ideolojik yarýlmanýn dipten gelmekte olduðunun örneklerini yaþadýk.

Halk direniþlerinin gerçek nedenleri, bize 'cennet' diye sunulan global kapitalizmin kýrýlmaya mahkum sosyo-politik fay hatlarýnda boylu boyunca uzanýyor. Kapitalizm birbirini tektikleyen artçýl depremlerle sürekli sarsýlýyor.

Günümüzde uygulanan iberal politikalarla, egemen elit otoriter bir 'cennet' oluþturdu. Seküler sivil toplumu oluþturan þehirli orta sýnýf yavaþ yavaþ buna isyan ediyor. Egemenler tam kendi cennetlerini oluþturduklarýnda cennetteki cehennemi yaþayan sessiz büyük çoðunluk ötekileþtirmeyi kabullenmiyor ve geleneksel parametreleri kýrýp parçalamak için hareketleniyor. Bu tam anlamýyla egemen ideolojiye karþý baþ kaldýrýþtýr. Gençler sokaklara çýkmaya baþladýðýnda dünyanýn her yerinde insanlar medyadan bunu izledi ve meydanlarýn gücüne güvenmaya baþladý. Egemenleri korkutan sadece kontrol edemediði sanal medya deðil meydanlara çýkan halkýn gücü idi.

Gezi isyanýný baþlatan gençlik kamu mülkiyetini özelleþtiren, özel hayata müdahale eden, rant hýrsýyla doðayý katleden Ýslami fundamentalistlerle onlarýn egemen olduðu serbest pazar fundamentalistlerinin ayný olduðunu gördü. Moral ve ilkesel prensiplerle anlatýlmasý gereken bu realiteyi ‘yatay’ ve ‘dikey’ haberleþme ve örgütlenme aðlarý içine sýkýþtýrarak anlamlandýrmak mümkün mü?

Yüzyýlýmýzýn teknolojik haberleþme olanaklarýný en iyi þekilde kullanarak sokaklara çýkan 90’larýn gençleri, demokrasi ve kapitalizm arasýnda onarýlmasý zor bir çatlaðýn oluþmasýný hýzlandýrdý. Genç nesil, temsili demokrasiyi istemiyor. Çürümüþ ve yalnýzca egemenlere yarayan bu toplumsal yönetim modelinin iþlemediðini kendi yaþamlarýyla öðrendiler. Demokrasi ve özgürlüðü birleþtirerek Taksim komününde küçücük bir parkta alternatif bir yaþamýn örneðini oluþturdular.

Türkiye’de bir parkýn yýkýlmasý, Þili’de üniversite harçlarý ve Brezilya’da otobüs fiyatlarý büyük gösterilerin baþlama nedeni oldu. Bu talepler büyük þehirlerde yaþayan insanlardan olumlu destek buldu ve protestolar eþitsizliðe, yönetici elitin adaletsizliðine, çürümüþlüðe ve hayat pahalýlýðýna karþý yöneldi ve giderek geniþ boyutlar aldý. Þimdi durulmuþ gibi görünse de Türkiye ve dünya benzer direniþlere hazýrlanýyor.

Kuzey Afrika, Avrupa ve Latin Amerika’da baþ gösteren uluslararasý protesto hareketlerinin birçok ortak özellikleri olduðu kadar farklýlýklarý da az deðil. Mýsýr ve Tunus’taki yýðýnsal kitle hareketlerinin ortak amacý totaliter rejimleri yýkmak, liberal temsili demokrasiye geçmekti. Türkiye’de ise yýkýk dökük ve kötü iþleyen demokrasinin daha da kötüleþerek totaliter biçimler almasýnýn önüne geçmekti.

Politikadaki bu farklýlýklar ekonomik alanda da az deðildi. Kitlelerin talepleri kapitalizmin geliþimindeki bölgesel farklýlýklara baðlý olarak çeþitlilik gösteriyordu.

Prosperity (güzel gelecek) istikrarý garantilemiyor. Direniþler kapitalist küreselleþmenin belirli düzeylerini hedef aldý: Global pazarý geniþletme çabalarý çok büyük sorunlara neden oluyor. Cennetin cehenneme dönüþtürüldüðü bir süreç yaþanýyor. Kamuya ait yeþil alanlar azalýyor, doða tahrip ediliyor, eðitim ve saðlýk sektörüne yatýrým azalýyor, özelleþtirme artýyor ve kültür halktan uzaklaþtýrýlýyor. Dünyada politik otoriter rejimler hýzla artarken 'cennet'te yaþayanlar cehennemin yollarýný döþüyor.

Halklar mücadeleyi kýsýr bir ikilem içinde sýkýþtýrmýyor. Kimse Türkiye’nin bir Yunanistan olmasýný, Mandela'dan sonra bir Muabe’nin gelmesini, Mubarek’in alternatifinin Mursi olmasýný, AKP iktidarýnýn bir darbeyle son bulmasýný istemiyor. Halklar yapýsal deðiþimden yana. Artýk daha fazla insan 21. yüzyýlýn gerçeklerini gören, adaleti ve eþitliði herkes için talep eden farklý bir solu arýyor.

Benzer durumlar daha önceki büyük tarihsel halk ayaklanmalarýnda da yaþandý. Tarihteki benzer partisiz ve lidersiz halk hareketlerinden kýsa vadede hep 'sað' kazançlý çýkmasýna raðmen, halkýn deðiþim taleplerini dikkate alan 'sol' daha sonra iktidar oldu.

1848’de Fransa’daki ayaklanmalarýn arkasýndan yapýlan seçimleri saðcýlar kazandý. 1876 Paris Komünü'nü ezenler seçimlerde daha baþarýlýydýlar. Fransýz saðý 1968’den sonra parlamenter sayýsýný daha da arttýrdý. 1989’da Doðu Berlin’de demokratik bir sosyalizm için yürüyüþe geçenler sonunda yýðýnsal iþsizlik ve özelleþtirmeyle karþýlaþtý. Tüm bu büyük tarihsel olaylardan sonra saðýn baþarýsý uzun sürmedi. Birkaç yýl içinde sol iktidarý ele geçirince daha çok toplumsal deðiþim gerçekleþti.

Günümüzde devam etmekte olan direniþlerin baþýný Gezi'de gördüðümüz gibi genç bir kuþak çekiyor. Þehir orta sýnýfýný oluþturan bu gurubun taleplerini sað politikalarýn karþýlamasý olanaklý görünmüyor.

Geleneksel statükocu politikalarý kabul etmeyen bu genç dinamik gücü ancak sol anlar ve sol ona göre politika üretirse toplumun ihtiyacý olan deðiþimi gerçekleþtirme þansý artar. Cennetteki bu isyaný durdurabilecek soldan baþka bir politik alternatif ufukta görünmüyor.

Kaynaklar:
- Slavoj Zizek, dünyadaki isyanlarýn anlamý, Agora kitaplýðý, Aðustos 2013
- El Pais, Turquia y Brazil; seis sorpresas, 23 Haziran
- Seamus Milne, Tarihin intikamý, Verso, 2012


Mehmet TAÞ

03.09.2013


 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.