Kürt ve Ermeni Açılımı

23 Ekim 2009 17:32 / 1650 kez okundu!

 


Başbakan’ın yeterli altyapı ile makamında oturduğu kaatinde değilim. ‘Üç çocuk’ ısrarında bilgi eksikliğinden ülkeye ve gezegene zarar verici bir tutum içinde olduğunu düşünüyorum.

Sonuna kadar düşünüldüğünde dünyada daha fazla Çinli, Kürt, Ermeni veya Alman’ın mı, Türk’ün mü olduğunun önemsiz olduğunu düşünüyorum. Türümüzün yaşamda kalması mevzubahis, durum o denli ciddi!

Bu gezegene en fazla zarar veren türümüzün sayısının barış içinde azalması gerektiğini idrak etmeliyiz bunun için de tüm insanların sayısının barış içinde önümüzdeki onyıllarda artmaması ve artan yaşlı nüfusa gereken hizmetin artmayan nüfus ile verilmesinin planlanması gerek. Bu kanımca en önemli konu bu gezegende.

Ama bu konuyu tartışabilmek için barış gerek. Barış için ise kanımca Erdoğan gerçek liderlik vasfı gösteriyor. Rüzgara karşı, bunca hainlik dahil eleştiriye karşı doğru olanı yapıyor. Kendisini alkışlıyorum.

Herhalde olabildiğince Türküm, duygusal nedenlerle başka bir pasaport almadım. Bundan 30 yıl once Kürt-Türk olayı benim için basitti. Türkler söyler ve Kürtler de uyar. Ondan sonra akıllı Kürt gördüm, aptal Kürt gördüm, zekisini gördüm, iptidaisini gördüm. Aynı Amerikalılar ve Almanların çeşit çeşidini gördüğüm gibi, aynı Türklerin çeşit çeşidini gördüğüm gibi...

Bürokrasiye isyan ettiğimde, ki çok şükür bu konuda idmansız kalmıyorum; geçen hafta elektrik faturası bir ay için 1009 TL geldi. Okuduğumda gözlerim faltaşı gibi açıldı, banka da otomatik ödeme talimatımla ödemişti bile! İtiraz dilekçesi yaz, otomatik ödeme talimatını kaldırayım mı kaldırmayayım mı? diye düşün. Telefon et. Sanmıyorum Tedaş özür dileyerek fazla aldığı parayı iade etsin, burnumdan getirecektir. Avukat tut, hukuk yolunu git, eğer fazla paran varsa ve sinirlerin sağlamsa.

Bu ve benzer haksızlıklarla karşı karşıya kaldığımda için için isyan ediyorum. Dünyadaki en pahalı benzini kullanırken itiraz ediyorum. Devleti, hukuku vatandaşa hizmet eder hale getirmeliyiz ve daha yapacak çok şey var. 

İdarenin düzgün yapıldığı kanaatinde değilim. Sen, al bir Belediye başkanını sekiz ay hapse at. Sonra beraat etsin. Devletten istersen ondan sonra tazminat almayı bir dene.

Bütün bunların yanı sıra kendi ülkemde yaşıyorum ve bunları düzeltecek partiye veya insana oy verebiliyorum, düzelteceğini inandığım gazeteyi alıyorum, ve doğru bildiğimi yazabiliyorum.

Bundan yirmi sene kadar evvel gene bu elektrik faturasının katmerlisi bir haksızlıkla karşılaştığımda bir düşündüm; "sen bir Kürt olsan ve bu ve benzer haksızlıklarla karşılaşsan bir de ana dilini konuşman yasak olsa eline silahı alıp dağa çıkar mısın çıkmaz mısın?" Doğrusu çıkardım ve pişman da olmazdım o yaşımda. Artık o yaş grubunu arkada bıraktım ama düşününce soruyorum kendime; "burası senin anavatanın olsa ve senin kendi lisanını konuşman yasak olsa ve sen dağa çıkmış olsan pişman olur musun?" diye. Siz ne dersiniz değerli okuyucum?

Çözüm; Türk, Kürt, Ermeni, Amerikalı, Çinli ayırımı olmadan doğayla denge içinde yaşamak için insan sayısını barışçıl yoldan azaltmanın gerektiğini anlamakta. Bunu ne kadar çok insan anlarsa ve rahatından, statükodan feragat edip katkıda bulunmayı hedeflerse işimiz o denli kolaylaşacak. 


Dr. Mahmut Tolon
23.10.2009

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.