Beyeşeği veya Erkek Egemen Bakış Açısına Veda?

30 Aralık 2017 16:01 / 909 kez okundu!

 

 

"Alışkanlıkları değiştirmek o kadar da kolay değil ama farklı bir farkındalık yaratıyor işin başa düşmesi. Türkmenler zaten “başa düştü” tabirini, anlamak, idrak etmek olarak kullanıyorlar!"

 

******

 

Beyeşeği veya Erkek Egemen Bakış Açısına Veda?

 

Anneannesi O’na “bey-eşeği” derdi kızınca. Yani eşeklik fabrika ayarı gereği, hamdolsun da, beyin eşeği olmak biraz daha ağırdan almak, cakalı olmak anlamında herhalde.

Anneannesi azarlarken bile sevecen oluyordu bir şekilde.

Okurken yalnız yaşadı, çamaşırı çamaşırhaneye götürüyordu. Ütü yapmasını annesi öğretmişti. Odasında bir el süpürgesi ile idare ediyordu. 8-16 metrekarelik  odalarda talebelik hayatında genelde bir lavabo vardı. Ortak mutfakta da buzdolabında bir göz. Yemeği yapmasını biliyordu. On beş günde bir falan da bir arkadaşın veya ortak alana ait  elektrikli vakum süpürgesi ile genel temizlik. Bir tabakta yemeği halletmeyi öğrenmişti. Çay kahve ve çorba için bir kupa.   Evlenene kadar böyle devam etti. Evlendikten sonra eşi “mutfağa girmesinden hazzetmediğini” söyledi, o da uzun yıllar filtre kahve ve sallama çay dışında bir şey yapmadı. Balık ızgara, mangal  falan gibi şeyleri yapanlardan da zaten, hiç olmadı. Halbuki öğrenci iken yemek kursuna katılmış ve Ragaut Fin, Palaçinka falan yapmayı öğrenmişti. Son iki yıl önce palaçinka yapayım dediğinde netice tüm heveslerini kıracak gibi olmuştu.

 

On beş yıl önce tekrar bekar kaldığında evde bakıcı vardı. Bir hafta bakıcı olmayınca “bir kap, bir kupa” devam ediyordu rahatça.

 

Bir yurtdışı seyahatinden döndüğünde bakıcıları bir hafta köye gittiler önceden planlandığı gibi.

 

Ama köpek hastalandı. Onun yemi ilacı suyu. Tavukların yemini vermek, açmak kapamak, yumurta almak. Ayakkabının altına pislik bulaşması. Ayakkabı silmek.

 

Tam bu arada buzdolabı yaş haddinden yaşama veda etti. Ölçü aldı ve yerine göre yeni buzdolabı aldı. Eski buzdolabı çıkınca altında toz bulutu. Uzun aradan sonra elektrikli süpürgeyi çalıştırdı. Toz topaklar gitti. Yerde kalan lekeleri de bez ile bir güzelce sildi. Bezi yıkadı, astı.   Yepyeni buzdolabı boy ve en olarak sığdı da bir de derinlik ölçüsü almayı unuttuğundan göbeği hafif dışarı çıktı. zaten artık buzdolapları da şişmanlamışlardı. Zayıfı kalmamıştı.

 

Buzdolabını doldururken bir şeyler kırdı. Sildi.   O akşam yattığında kendini dünyayı yerinden oynatabilecek kadar güçlü ve mutlu hissetti. “Günde iki- üç saat çalışsam hepsini kendim yaparım” diye düşündü.

 

Ertesi gün bir kavanoz daha kırınca işin göründüğü kadar kolay olmadığına karar verdi. Yardımcısını iki gün daha beklemeye karar verdi, sadece yapışkan olanları sildi. Ayağa batabilecek Cam kırıklarını kenara çekti.

 

Yetmişe merdiven dayayınca ancak bu işleri öğrenebildiği için de kendisine kızdı.

Yepyeni bakış açıları geliştirdi. Zaten Almanya’da bir dostu bulaşık makinasının nasıl kullanıldığını ona öğretmişti. Kadın erkek eşitliği, özveri falan.

Bir yandan bir yaşam sevinci hissetti, bir yandan da:”ya’hu bu yaştan sonra şart mı?” diye düşündü.

Alışkanlıkları değiştirmek o kadar da kolay değil ama farklı bir farkındalık yaratıyor işin başa düşmesi. Türkmenler zaten “başa düştü” tabirini, anlamak, idrak etmek olarak kullanıyorlar!

 

Mahmut Tolon

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.