Kurban Bayramý'nýn içindeki sýrlar

15 Ekim 2012 11:37 / 1767 kez okundu!

 


Malum, Ýbrahim a.s. Sare annemizden çocuðu olmayýnca, “Yarabbi eðer beni çocuk sahibi kýlarsan onu sana kurban edeceðim” diye, bir söz vermiþti. Verdiði söz, yýllar sonra kendisine hatýrlatýlmýþtý. Ýbrahim a.s.’den, oðlu Ýsmail a.s., delikanlýlýk yaþýna, (20-25 gibi) gelince verdiði sözü yerine getirmesi istendi.

Halilullah (Allah dostu) olan Ýbrahim a.s., durumu oðlu Ýsmail a.s.’a açtý.

Hem peygamber oðlu, hem de peygamber olan Ýsmail a.s., Kur’an diliyle babasýna;

“Babacýðým, sana emredileni yap, Rabbim beni inþallah sabredenlerden eyler” ( Saffat 37-102) dedi.

Buraya kadar olanlarý pek çoðumuz biliriz ama, aþaðýda yazýlan sýrlarý pek azýmýz biliriz. Kurban Bayramýnýn içinde dört ayrý sýr vardýr.

1. Anne ve eþ olma sýrrý.
2. Ana babaya itaat etmesini bilen evlat olma sýrrý.
3. Allah’a itaatte tereddüde yer vermeyen, tereddüde düþmeyen kul olma sýrrý.
4. Helal parayla kesilen kurbanýn teslimiyet sýrrý.


Ýbrahim a.s. eline býçaðý alýp, oðluyla beraber yola koyulduðunda, Hacer Annemizin yüreði daðlanýr.

Yine bir zamanlar Ýbrahim a.s., onlarý çölün ortasýnda býrakmýþ, arkasýna bile bakmadan çoook uzaklara gitmiþti.

Ýbrahim a.s. þimdi de oðlunu kesmek üzere mi geri gelmiþti…!

Ana yüreði hisseder, ana yüreði algýlar…

Her ananýn yüreðine bu idrak ve bu hissiyat rahim sýfatý gereði verilmiþtir.

Hacer anamýz, yüreðinin yangýnýný baðýrýp çaðýrarak söndürmeye çalýþmaz.

Gözyaþlarýný, yüreðindeki yangýnýnýn üzerine doðru akýtýr.

Sönmek ne mümkün...! Bu yangýný ancak, yaratana ve kocaya teslim olma suyu ve þuuru söndürebilir.

Þeytan o aþama da hiç boþ durur mu? Hacer anamýzýn karþýsýna geçip fitne vermeye baþlar.

“Sen ne biçim annesin? Sende hiç merhamet yok mu? Bak kocan oðlunu aldý kesmeye götürüyor. Kocana karþý gelip isyan etsene. Oðlunu kurtarsana. Babasýna isyana teþvik etsene,” v.s.

Hacer anamýz tam tersini yapar. Kocasýna isyan ve itiraz edecek yerde, þeytana isyan eder. Yerden bir taþ alýp þeytana fýrlatýr. Þeytanýn bir gözü kör olur ve o meþhur sözlerini söyler.

“Defol be kör þeytan. Kocam ister beni, isterse oðlunu keser.

O ne yaparsa Allah için yapar. Allah için yapýlana karþý geleceðimi mi sandýn?”

Efendimiz burayý anlatýrken,“Siz anne olsaydýnýz ne yapardýnýz?” dedikten sonra, “Bir kadýnýn, (yaptýðýný Allah rýzasý için yapan) kocasýna itaati, Allah’a itaat gibidir” buyururlar.

Demek ki kadýnýn kocasýna itaati, Allah’a itaat gibiymiþ.

Peki günümüzde; Kocasýna Allah rýzasý için itaat eden þuurlu kadýnlarýmýzýn sayýsý nedir acaba? Kurban keserken, “Kocam her yaptýðýný Allah için yapar diye kocasýna inanan ve güvenen kadýnlarýmýz sayýsý ne kadardýr acaba?

Peki toplumumuzda; hanýmlarýna bu güven ve þuuru yükleyen, yaptýðýný Allah için yapan erkeklerin sayýsý nedir acaba?

Kurban keserken bu birinci sýrrý hatýrlayalým inþaallah..

Þeytan Hacer annemizden yüz bulamayýnca, doðru Ýsmail a.s.’a gider.

“Sen ne biçim evlatsýn. Bak baban seni kesmeye götürüyor. Taþý sýksan suyunu çýkarýrsýn. Babana karþý gel. Seni kesmesine izin verme. Önünde uzun bir ömür var. Bir dokunuþta o yaþlý babaný devirirsin” gibi daha nice isyana teþvik eden þeyler söyler.

Alnýnda Hz. Peygamber nurunu taþýyan Ýsmail a.s. þeytana ve þeytani sesleniþlere hiç pirim verir mi…!? Annesi gibi o da þeytaný taþlar. Þeytan hepten kör olur ve adý kör þeytana çýkar.

“Defol git baþýmdan, be kör þeytan. O benim babamdýr. Beni ister keser, ister biçer. O ne yaparsa Allah için yapar” der.

Efendimiz, Ýsmail a.s.nýn bu teslimiyetini, “Bir evladýn (yaptýðýný Allah için yapan) ana-babaya itaati, Allah’a itaat gibidir” buyururlar.

Günümüze dönelim ve soralým, babasýnýn yaptýðýný, Allah rýzasý için yapan olarak gören evlatlarýmýz, babaya itaati Allah’a itaat gibi algýlayan evlatlarýmýz, kurbanýn bu sýrrýndan ne kadar haberlidir…?

Kurban keserken bu ikinci sýrrý da unutmayalým.

Þeytan Ýsmail a.s.dan da yüz bulamayýnca son çare olarak, Ýbrahim a.s.’a fitne vermeye çalýþýr. Allah dostu Ýbrahim a.s.’ý kandýrmak, itaatini, itiraza çevirmek kolay mý…?

Ama þeytan bu, hiç baþtan çýkartmaktan vazgeçer mi…?

Ýbrahim a.s., oðlu Ýsmail‘i taþa yatýrmýþ.

Baba yüreði, ciðerparesini kendi elleriyle kurban edecek…

Kendinizi Ýbrahim a.s.’ýn yerine koyun…

Allah’a verdiðiniz sözü yerine getireceksiniz.

Oðlunuzu keseceksiniz. Yumun gözlerinizi. Ve düþünün…

Evet bir þeyler yapýlmasý lazým.

Ýbrahim a.s.da o yapýlmasý gerekeni yapmak üzere nefsine baský uyguluyor.

Týrans’a girmesi gerekir. Yani kendini yaratana, her þeyiyle teslim edecek ruh haline girmesi gerek.

“Ben kralým, kurallarý ben koyarým demek yerine, ben kulum, konmuþ kurala uyarým” demek, diyebilme teslimiyetine bürünme hali…

Öylesine yüce, öylesine soylu ve asil bir teslimiyet ki, oðlunu Allah için kesmekten vazgeçmemek…

Ýhtimal bir sapmaya izin vermemek için, oðlunu kesmesi gerektiðini bildiði, o günün öncesinden beri, yani arifeden beri, teþrik tekbirleri dediðimiz tekbirleri getirmeye baþlar.

Allahu ekber, Allahu ekber, la ilahe illahu vallahu ekber.. (Allah büyüktür, Allah büyüktür, (yeminle) vallahi ondan daha büyük hiçbir ilah yoktur.)

Kim ki teþrik tekbirlerini bu þuur ve teslimiyet içinde getirirse, Yaratanýn büyüklüðü derhal tecelli eder.

Oðlunu, bir çýrpýda kessin de acý duymasýn diye bilelediði býçaðý, “Bismillahi Allahu ekber” diyerek Ýsmail’inin yumuþacýk boðazýna çalar.

Aman Allahým oda ne? Görevi kesmek olan býçak kesmiyor…!

Býçaða kýzar. “Ben Rabbime söz verdim. Sözümü yerine getirmeme mani oluyorsun, sen ne biçim býçaksýn…!?

Bir zamanlar ateþ de yakmamýþtý Ýbrahim a.s.’ý... Þimdi de býçak kesmiyordu Ýsmail’i…

Aman Allahým, olurlar olmuyordu…!

Kesenler kesmiyor, yakanlar yakmýyordu…

Sözünü yerine getirememenin mahzunluðu bir taraftan, bir de karþýsýna geçip, durmadan, “ Sen ne biçim babasýn? Bir daha oðlun olacak mý bakalým? Söz verdiysen verdin, her verilen söz yerine mi getirilirmiþ..!? Sende hiç vicdan, merhamet yok mu..!?” gibi söz ve ifadelerle Ýbrahim a.s.’ý baþtan çýkartmaya çalýþan, onu nefsine esir etmeye çalýþan þeytan…

Onu Allah‘a isyana teþvik eden þeytan, boþ durur mu hiç…? Ýþi bu.

Býçaðýnýn yumuþak boynu kesmediðini gören Ýbrahim a.s., boðazý kesmeyen býçaðýn taþý kestiðini görür ve huþu içinde, teþrik tekbirini tamamlar. “Allahu Ekber ve lillehil hamd.” (Allah Büyüktür ve Allah’tan baþka, hamd etmeye, þükretmeye layýk hiçbir ilah yoktur).

Ve Rabbimiz de, Cebrail a.s. göndererek: “Ey Ýbrahim, gerçekten rüyana sadakat gösterdin, þüphesiz biz, iyi hareket edenleri böyle mükafatlandýrýrýz. Hakikat bu, apaçýk imtihanýn kendisidir. Oðluna karþýlýk ona bir (koç) fidye verdik.” (Saffat 37/ 100-1o7) buyurur.

Eðer insan ve insanlar, þeytanýn vesvesesine deðil de, Rabbimizin emrettiklerine teslimiyet içinde uygun davransalar, nice olur sandýklarýnýn olmaza dönüþtüðünü, (býçaðýn boðazý kesmediði gibi); nice olmaz sandýklarýnýn da oluverdiðini, (býçaðýn taþý kestiði gibi) görürler.

Ama öyle insanlar vardýr ki, gözü var görmez, kulaðý var duymaz, kalbi var hissetmez…! Çünkü ilahi mühür vurulmuþtur. O mühürü sahibinden baþka kimse de açamaz…!

Güncel hayatýmýzda, Ýbrahim a.s.’ýn teslimiyeti gibi kurban kesen ve kestiði kurbanýn sýrlarýndan haberli kaç kiþi varýz acaba…?

Eðer Allah’a lâyýkýyla, teslim olarak bir þey yaparsak, nice olmaz sandýklarýmýz olura çevrilir. Nice olur sandýklarýmýz da olmaza çevrilir. Bu da üçüncü sýrdýr.

Kurbanlýk hayvanýn sýrrýna gelince;

Kurbanlýk, kendini kesen kiþinin tekbir ve niyetine göre, ya direnir, ya da teslim olur. Direndiði zaman þöyle dua eder: “Yarabbi bu kulun beni sana gösteriþ olsun diye ve haram para ile kesiyor. Benim etimi bu insanlara haram kýl, çünkü beni rahmet üzere kesmiyor. Etimi bu insanlara aðýz tadýyla yedirme sýrat köprüsünden geçirtme…”

Öte yandan, teslim olan kurbanlar da þöyle dua eder; “Yarabbi, bu kulun beni, senin rýzan için kesiyor. Beni, teslim olan mahlûkatýndan eyle. Getirilen tekbirlerle, bana býçaðýn açýsýný hissettirme. Etimi, senin rýzana uygun kesen bu kuluna, hayýrlý ve þifalý kýl. Aðýz tadýyla yedirmek nasip et. Her türlü kaza bela ve musibetlerden bu insanlarý koru. Beni sýrat köprüsünden geçiþte hayýrlý binek kýl. Hýzla geçmeyi nasip et. Üstümdeki bu insaný sýrat köprüsünden düþürmeden taþýmak nasip et… Akan kaným gibi bu kulunun günahlarýný da akýt. Üstümdeki kýllar kadar da olsa onun günahlarýný affet. Onun baþýna gelebilecek kaza bela musibetlere benim kanýmla karþý gel” diye dua eder.

Gelelim güncel hayatýmýza ve soralým kendimize, kestiðimiz kurban benim için veya bizim için ne diye dua ediyor, dua edecek, dua etmeli…? Yorumu herkesin kendine býrakýyorum.

Kim nasýl ve ne ile kurban kestiðini daha iyi bilir. Bu da dördüncü sýrdýr.

Sýrlarý naçizane anlatmaya çalýþtým.

Allah haccýmýzý mübarek, kurbanýmýzý kabul edilenlerden, niyetimizi de salih kullarýnýnkinden eylesin inþaallah...

Çünkü Allah’a ulaþan bizim niyetlerimizdir…!

Kendimizi Allah’a yakýn hissettiðimiz,

Sevindiðiniz ve sevindirdiðiniz nice güzel bayramlar geçirmenizi dilerim.

Dualaþalým, dualarýmla.



Mahir EYÜBOÐLU

28 Aralýk 2006



Son Güncelleme Tarihi: 15 Ekim 2012 16:30

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.