ÝLETÝÞÝM ÇAÐINDA ÝLETÝÞÝMSÝZ MÝ YAÞIYORUZ?

03 Eylül 2011 16:34 / 1897 kez okundu!

 


Ýsterseniz sohbete, iletiþimin sade bir tanýmýyla baþlayalým.
Ýletiþim: Dilek ve arzularýmýzý, (karþýmýzdaki kiþiye veya onun bize,) iletebilmek için kullandýðýmýz söz ve davranýþ biçimleridir. Ýletiþimi: 1- Sözlü iletiþim – konuþarak; 2- Yazýlý iletiþim – yazarak; 3- Görsel iletiþim – görerek; 4- Ýþitsel iletiþim – duyarak; ya bunlardan birini veya birkaçýný kullanarak kurarýz.

Gerek aile içi, gerek meslek içi, gerekse görev ve sorumluluklarýmýz içi iliþkilerimizde, kurulan iletiþimlerde, bize ne kadar rahat ve korkusuzca soru sorulabiliyorsa, biz o kadar sevilen ve o kadar da güvenilen biriyiz demektir. Ýnsan iliþkisinde, en çok sevdiðimiz ve güvendiðimiz kiþinin annemiz olmasýnýn temelinde bu fýtri sýr yatar. Çünkü biz en rahat sorularý annelerimize sorarýz.

Kendisine rahat soru sorulabilen; her anne baba, her karý koca, her baba oðul, her amir memur, her yönetici ve yönetilen kiþi veya kiþiler; toplumun sevgi ve saygý duyduðu, deðer verdiði, kendine yakýn hissettiði, dost ve arkadaþ bildiði güzel insanlardýr.

Ýnsanlar, bilhassa çocuklar önce bilgilenme sorusu sorarlar. Bilgilenme sorularýna verilen doðru cevaplar, soran kiþinin sevgi ve güvenini artýrýr. Yalan yanlýþ verilen cevaplar ise, önce þüpheye, sonra çatýþmalara sebep olur. Arkasýndan sorgulama ve yargýlama sorularýnýn gelmesine neden olur.

Bu cümleden hareketle, bir ilin veya bir ilçenin, en yüksek idare amirleri olarak, Kaymakam ve Belediye Baþkaný gibi, halkýn, kendilerine rahatça soru sorabilmelerine, imkân ve fýrsatlar hazýrlýyorlar mý?

En az ayda bir, halk toplantýsý, meþveret, ilgilenme ve bilgilendirme toplantýlarý yapýyorlar mý? Yaptýklarýný veya neden öyle yaptýklarýný, insanlara samimi ve hasbice anlatabiliyorlar mý?

Peki, iþ yerimizdeki iþçilerimizle ayda bir yahut uygun zamanlarda toplanýp, onlarýn bize rahatça soru sormasýna izin verebiliyor muyuz? Verdiðimiz cevaplar ve sunduðumuz imkânlar onlarý memnun ediyor mu?

Gelelim evimize ve çocuklarýmýza; biz onlara rahat sorular sorabilir miyiz? Eþimiz ve çocuklarýmýz da bize rahat sorular sorabilir mi?

Peki, son bir yýldýr, bir aydýr, bir haftadýr veya bir gündür: Eðer erkekseniz eþinize; “Haným, hatun, v.s. sana layýk kocalýk görevimi yapabiliyor muyum, evin reisi olarak, , sana eþ olarak, çocuklarýmýn babasý olarak sizleri mutlu edebiliyor muyum? Benden memnun musunuz, þikâyetçi misiniz þefaatçi misiniz?” diyen diyebilen erkeklerimizin sayýsýný merak ediyorum.

Eðer haným iseniz; “Kocacýðým, eþin olarak, karýn olarak, çocuklarýmýn anasý olarak, oturma odasýnda, mutfakta, yatak odasýnda, yaptýklarýmla hal ve hareketlerimle seni ve sizleri mutlu edebiliyor muyum? Benden memnun musunuz? Nasýl bir anne ve eþ olmamý istersin?” diyen, diyebilen ve bunu çocuklarýna öðretebilen ana bacýlarýmýn sayýsýný merak ediyorum.

Eðer böyle bir ailenin çocuðu olarak hayata atýlmýþ isek, hangi makam, mevki ve kudrette olursak olalým, iliþki kurduðumuz, yönettiðimiz ve yönetildiðimiz tüm insanlarý mutlu etmek için elimizden geleni yaparýz.

Söz gelimi eðer iþçi isek, iþverenimize: “Abi, patron, beyim, v.s. benim hizmetimden, yaptýðým iþlerden, çalýþmamdan memnun musun? Sana ve iþine faydalý ve hayýrlý olabiliyor muyum?” diyen iþçilerimizin sayýsýný merak ediyorum. Elbette vardýr. Olmalýdýr.

Olmasý için; iþverenler çalýþanlarý için eðitici seminerler verdiriyordur. Yöneticiler personelini, idari ve mahalli amirler halkýný bilgilendirecek, eðitecek ve saðlýklý iliþkilere vesile olacak imkân ve fýrsatlar hazýrlýyorlardýr.

Mesela mahalle muhtarlarýnýn baþlattýðý, verdirdiði, vesile olduðu, aile içi saðlýklý iliþkiler, saðlýklý komþuluk iliþkileri v.s. hiç duydunuz mu bilmiyorum.

Hayatýn iki çizgisi vardýr. Birincisi ideal çizgisidir. Buna ulaþmayý hedeflemek gerek. Arzu edilen, umulan en yüksek ve baþarý ve mutluluk çizgisidir bu.

Ýkinci çizgi, gerçek çizgisidir. Ýdeal çizgisine ulaþmak isterken, hayat gerçeklerinin önümüze çýkarttýðý bir sürü engel ve manilerdir.

Ýþte o karþýmýza çýkan engelleri aþýp da, ideale ne kadar yaklaþabiliyorsak, yaklaþmayý amaçlýyorsak, bunun için yaptýklarýmýza (aklýmýz deðil) kalbimiz onay veriyorsa, ne mutlu bize. Biz, saðlýklý iliþki ve iletiþimler içinde yaþýyoruz demektir.

Ýletiþim çaðýndayýz ama gerçekten en yakýnýmýzdan en uzaðýmýza kadar, iliþkide olduklarýmýzla saðlýklý iletiþim kurabiliyor muyuz? Yoksa saðýrlar diyalogu içinde miyiz? Bunu en iyi kendimiz biliriz. Bir de iliþkide olduklarýmýz tabii!

Biz kimseyi deðiþtiremeyiz. Eðer bir insan kendini yenileyenlerden ve deðiþtirmeyi amaçlayanlardan ise, deðiþim ancak o zaman gerçekleþir. Çünkü nasihat, almak isteyene, ilim de öðrenmek isteyene verilir ve o zaman fayda saðlar.

Deðilse, emsin diye taþýn üstün su dökmek gibi emekler boþa gider. Ne kadar dökersek dökelim, hatta kovalara yatýralým, taþ suyu emmez. Ama pamuk ve sünger yapýlýlara akýtýlan sular boþa gitmez. Hemen emiverir. Hele bir de toprak yapýlýysa, nice tohumlar yeþeriverir…

Rabbim bizi, rahmani ideal ve amaçlar için, kendini yenileyen, ilmiyle amel eden, ameliyle (yaptýðý iþle) kendini ve baþkalarýný mutlu eden, güzellerden eylesin inþallah.

Selam, sevgi, saygý ve dualarýmla…


Mahir EYÜBOÐLU

01.09.2011



Son Güncelleme Tarihi: 05 Eylül 2011 15:13

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.