Aþýk olan konuþur, arif olan susar

26 Aralýk 2011 13:46 / 2130 kez okundu!

 


"Topu duvara vurursan ne olur? Herkes,"Top geri gelir" der. Doðru. Peki, "Neden top geri gelir?" dediðimiz zaman, pek saðlýklý cevap veren çýkmaz. Topu geri getiren güç ve etken faktör, duvarýn sertliðidir. Duvarýn silahý sertlik olduðu için, duvar da topa vurarak, topu geri göndermiþtir.

-------------------------------------------------------------------------------------

AÞIK OLAN KONUÞUR, ARÝF OLAN SUSAR

En güzel konuþma insanýn içinden gelerek yaptýðý konuþmadýr. Karþýmýzdaki kiþiye, edep, adap ve hitap kurallarý içinde bir mesaj
ulaþtýrabilmek çok önemlidir. Edep bir kiþinin terbiyesi, adap da kiþilerin terbiyesidir. Hitap ise, (terbiyeyi koruyarak) söz söylemesini bilmektir. Terbiyeleri korumadan söylenen nice sözler vardýr.

Bir sözün nerede, ne zaman, nasýl ve kime söyleneceðini bilmek edeptendir. Edebin temelini kibarlýk oluþturur. Kibar insanlar emir cümlesi kullanmazlar. Rica cümlesine itibar ve iltifat ederler. Arif kiþi bilir ki, rica ve nezaket cümlesi insanlarý, daima olumlu yönde etkilerken, emir ve tenkit cümleleri de olumsuz etkiler.

Unutulmasýn ki her etkileþimin bir yansýmasý vardýr. Ben karþýmdakine nasýl hitap edersem aynýsý bana yansýr.

"Topu duvara vurursan ne olur? Herkes,"Top geri gelir" der. Doðru. Peki, "Neden top geri gelir?" dediðimiz zaman, pek saðlýklý cevap veren çýkmaz. Topu geri getiren güç ve etken faktör, duvarýn sertliðidir. Duvarýn silahý sertlik olduðu için, duvar da topa vurarak, topu geri göndermiþtir.

Demek ki burada, sertlik sertliði doðurur ilkesi geçerlidir. Her sert ve kaba davranýþlar, kýrmalara veya kýrýlmalara sebep olurlar.

Hani sohbetlerimde; "Büyük testi ile küçük testi çarpýþtýðý zaman; büyük testi çatlarsa, küçük testi mutlaka kýrýlýr" derim ya...

Neye yarar, ne çatlak testiyle ne de kýrýk testiyle su taþýnýp içilmez ki… Önemli olan, bu veya bunun gibi kaba davranýþlara imkan ve zemin hazýrlamamaktýr. Ýþte arifler susarak bunu yaparlar.

Ama bu ilkenin geçmediði yerler de vardýr. Onun yerine; "Yumuþak serti aþýndýrýr" ilkesini benimsemek gerekir.

Örneðin, karþýmýzda kaba biri var. Sözden, nezaketten anlamýyor. Onun sertliðini nasýl aþýndýrýrýz.

Bir misalle anlatmaya çalýþalým. Ýsterseniz yine toptan örnek verelim. "Topu yastýða vurursanýz ne olur?" Top orada kalýr. Neden? Çünkü yastýk topa;
"Sen bana ne kadar sert vurursan vur, ben sana karþýlýk vermem. Benim silahým yumuþaklýktýr." demiþtir. Yastýðýn yumuþaklýðý, topun sertliðini aþýndýrýp yok etmiþtir. Kýrýlmalarý ve kýrmalarý da önlemiþtir.

Yumuþaklýk huzurun ve rahatlamanýn mekanýdýr. Aþký muhabbetler yumuþak mekanlarda yeþerir. Yumuþak olmayan nesneler gibi, eðer hitabeler de yumuþak deðilse, canýmýz acýr ruhumuz incinir. Aþk, kalp dilinin yumuþak mekanlarda canlanmasýdýr. Aþk adýna söylenen sözlerde edep, adap ve hitap güzelliði vardýr. Bu güzellik, aþkýn gücünden gelir.

Aþýk konuþur, konuþurken, karþýsýndakini incitmemeye çalýþýr. Bununla da yetinmez, karþýsýndakinin sözlerinden incinmemeye de çalýþýr. Aþýk konuþur zira, anlatacak çok þeyi olduðunu düþünür. Karþýsýnda arif arar. Arif, ilim irfan ehli halden ve dertten anlayandýr. Söylenen sözden ibret almasýný bilendir. Konuþaný can kulaðýyla dinleyendir. Ýyi bir dinleyen ve halden anlayan deðilsek, daha arif olamamýþýz demektir.

Aile içi saðlýklý iliþkilerde eþlerden biri konuþtuðu zaman, diðeri dinlemesini bilmelidir. En iyi anlaþmalar, karþýsýndaki kiþinin ne isteyip ne istemediðini anlamaktan geçer. Biri konuþurken diðeri dinlemezse, saðlýklý iliþkiler kurulamaz. Çünkü en iyi anlamalar, en iyi dinlemeyle olur.

Aksi takdirde; Eyvah deriz, eyvah… "Dilim, dilim…,” “Parçaladýn beni dilim, dilim , baþýmý geçirdin nice kilim” deriz ama, parçalanmaktan da kurtulamayýz.

Bir Osmanlý hanýmefendisine sormuþlar; "Kocanýzla çok güzel geçiniyorsunuz, bunun sýrrý nedir? Kadýn; "Ben kocama hiç "hayýr demem ama,
kocam hep benim dediðimi yapar. Çünkü kocamýn gözünde en itaatkar kadýn benim." Arif olan karþýsýndakini iyice dinleyip anlamak için susar.

Ýçine sevgi, saygý ve sorumluluk deðerleri girmeyen aile ve eve, rahmet melekleri hiç itibar etmez. Yaptýðýný severek yapan her insan, konuþurken aþkla konuþur, dinlerken arif olur susar. Mutluluk böyle insanlarýn kapýsýndan hiç ayrýlmaz.

Fatma annemize (r.a.); “Hayýrlý haným nasýl olmalýdýr?” diye sormuþlar. "Hayýrlý haným odur ki, hayalinde bile olsa eþini aldatmayan, bakýþýyla bile olsa eþini üzmemeye çalýþan kimsedir" diye cevap vermiþ. Keza Hz. Ali efendimize de; “Hayýrlý erkek nasýl olmalýdýr?” sorusu sorulduðunda, “Hayýrlý erkek odur ki; hayalinde bile olsa eþini aldatmayan, bakýþýyla bile olsa eþini üzmeyendir” buyurmuþlardýr.

Bizler de, bu idealizme ulaþmanýn çok zor olduðunu sanýyoruz. Halbuki , aþýk ve arif olmak, yeter de artar bile. Ama, günümüzde acý olan bir gerçek var ki, ne aþýk olmasýný, ne de arif olmasýný beceremiyoruz…

Her zaman söylüyorum ve söyleyeceðim. Mutluluk ve huzur, "GÜZEL ÝNSAN BULACAÐIM "diyenlerin deðil, "GÜZEL ÝNSAN OLACAÐIM " diyenlerin, diyebilenlerin dostudur.

Gönül kapýsýný, Rahmana ve rahmete açýk tutmasýný bilen, AÞIKLARLA ve ARÝFLERE selam olsun. Selam, aþýk olup konuþmasýný bilenlere, arif olup susmasýný bilenlere olsun.

Selam, sevgi ve saygýlarým, hepinize olsun inþaallah efendim…


Mahir EYÜBOÐLU
Eðitimci-Ýletiþimci Yazar
Aile Danýþmaný

25.12.2011

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.