Köpekler Yasaklanmak ve Yok Edilmek İsteniyor - Koray Doğan Urbarlı

13 Temmuz 2010 14:43 / 1637 kez okundu!

 


Köpekleri toplayıp uyutun; kedileri zehirleyin; sokak çocuklarına şiddet uygulayıp sindirin; engellilere yönelik en ufak bir çaba içinde bulunmayın, evlerine kapatın; sokakları ve geceleri kadınlar için can pazarına çevirin, kadınları belli saatte eve sokun… Hoşunuza gitmeyen, her canlıyı yasaklayın, öldürün, sindirin yaşamı kendinize göre steril hale getirin.

------------------------------------------------------------------------------------

İçinde bulunduğumuz günlerde, Türkiye’de canlı olmanın nasıl zor olduğunu, insanların hem kendi türlerine, hem de başka türlere nasıl da zarar verdiğini açıkça gördüğümüz olaylar yaşanıyor. Bir yasa ile köpekler toplanacak deniyor, sahiplerine para cezası verilecek deniyor; toplanan köpekler öldürülüyor ve para cezasından kaçan kişiler köpeklerini ya eve gizliyorlar ya da sokağa salıyorlar. Yaz şartlarında hırçınlaşan ve sokağa alışık olmayan köpekler de saldırganlaşıyor. Bir yasa, zincirleme olarak kaç tane can yakıyor?

Televizyonlarda, gazetelerde sürekli işlenen bir konu var: Pitbull başta olmak üzere, bir kaç cins köpeğin yasaklacak olması! Bir cinsi, bir hayvanı yasaklamak ne demektir? Böyle bir hak, kimde var? Bunun sınırı nedir? Yasaklamanın gerekçesi şiddet ve zarar vermek olarak açıklanıyor. Silah satışını özendiren resmi kurumların olduğu bir ülkede, şiddet neden gösterilerek köpekler yok edilmeye çalışılıyor. Evet tüm köpekleri ve evet yok etmeye!

Daha önce de gördük; konu canlılar olduğunda olabildiğince cahil ve acımasız olunuyor. Yasaklanan köpeklerin toplanacağı söyleniyor. Peki sonrası? Sonrası hakkındaki derin sessizlik ve gelen haberler bize tek ihtimalin olduğunu hatırlatıyor: Köpeklerin öldürülmesi! Peki hangi köpeklerin? Yasada ismi yazan köpeklerin mi? Hangi yetkili önüne konan iki fotoğraftaki köpeklerin cinsini bilebilir ki; görev verilen alt düzeydeki insanlar bilsin? En ufak bir altyapı çalışması yapılmadan, köpekleri birer mal, belki baskında ele geçirilmiş yasadışı madde olarak görerek canlılara yaklaşılabilir mi? Bu büyük acımasızlığı ve bilgi eksikliğinin sonu tüm köpeklerin toplatılmasıdır. Ses çıkartan köpeğin saldırgan olarak görülmesi, saldırgan olan köpeğin de pitbull olarak adlandırılmasıdır. Köpekleri toplayıp uyutun; kedileri zehirleyin; sokak çocuklarına şiddet uygulayıp sindirin; engellilere yönelik en ufak bir çaba içinde bulunmayın, evlerine kapatın; sokakları ve geceleri kadınlar için can pazarına çevirin, kadınları belli saatte eve sokun… Hoşunuza gitmeyen, her canlıyı yasaklayın, öldürün, sindirin yaşamı kendinize göre steril hale getirin. Bu yasa bunun göstergesidir. Bunun ilk adımıdır.

Kendisi değil, söylentisi çıktıktan sonra sokakta gezen köpek sayısı arttı. Kendi kişisel problemlerini, köpeklerini saldırganlaştırarak sarmaya çalışan insanlardan, aldığı eğitimin sonucunu sergileyen köpekleri kurtarmak yerine köpekleri yok etmeye, sahiplerine de para cezası vermeye kalkışan zihniyetin ürünü bu. Bundan sonraki her saldırının sorumlusu her olayı büyüten medya başta olmak üzere, en tepede bu yasayı çıkartanlardan, en alttaki sokakları köpeksizleştirmeyi kendisine iş edinen görevliye kadar herkestir.

Biz, ekolojistler olarak insan türünün belli bir grubunun herhangi başka bir tür üzerinde böyle bir hakkının olmadığını savunmalıyız. Bu haksız, yasanın ve yasağın bir türü yok etmek amacıyla değil, bir türü onları kendi amaçları doğrultusunda saldırganlaştıran insanlara yöneltilmesini, her köpeğin ya da her köpek sahibinin de böyle kestirmeci bir anlayışla zarar görmesinin de hiçbir mantıklı açıklamasının olmadığını savunmalıyız. Buradan hareketle, var olan duruma karşı olan, tüm bireylerle ve kurumlarla ortak hareket etmelidir. İşin canlı değeri boyutu, insani boyutu ve siyasi boyutu birbirinden ayrılamaz ve ayrılamadığı için de göründüğünden çok daha büyük bir tehdit ile karşı karşıyayız.


Koray Doğan Urbarlı
Yeşil Gazete

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
13 Temmuz 2010 21:39

İSMAİL HAKKI ATILGAN

Sayın URBARLI!

Basından aldığımız haberlere göre (can yoldaşı) olan evcil hayvanlarımıza karşı yürütülen bir (yok etme) kampayasından bahisle, topluma verilmek istenen pisokolojik sindirme anlayışı oduğunu anladım yorumunuzdan. Evet çok haklısınız, basında böyle bir tema işleniyor. Fakat olayı örnekleyerek detaylandırırsak, ister istemez insanın aklına başka sorular da takılıyor.

Köpeğiniz ya da kediniz var mı bilmiyorum. Benim var. 6 yaşına girdi tekir kedim Cici. Bir ay önce 7 tane yavru yaptı. Bu dördüncü doğumu. Benim uğur meleğim Cici. Güzelyalı'da otururken yavru olarak almıştım. Sırf o rahat etsin diye bahçeli bir evde oturuyorum Bornova Atatürk mahallesinde. Yirmi yıl önce de Yeni Foça'da otururken (Mikro) adında koca bir kangal kırması siyah beyaz çoban köpeğim vardı. O bahçede gece 12'ye kadar herkese selam veren, tanıdığı herkese kendini sevdirmek için elinden geleni yapan bir hayvandı. 12'den sonra ev sakini dışında, kimseyi evin yirmi metre yanına yanaştırmazdı. Evimizin içinde de küçük kızımın beyaz bir terier'i vardı. Bunları söylemekteki amacım, aile fertlerimizin (hayvanlardan) da olduğunu örneklemek. Biz onlar için bahçeli evlerde oturduk.

Şimdi bazen görüyorum, Bostanlı'da 12. katta beslenen koca kafalı geniş omuzlu ağzı bağlı, genç bir bayanın gezdirdiği (pitbul) sahilde, insana sessizce yaklaşıp birden hırlıyor ve sıçrıyorsunuz. Bence bu durum hayvan sevgisi falan değil, doğrudan şiddet ve güç gösterisidir. Bir hayvansever olarak o hayvana acıyorum. Bu köpeğin sahibinin pisikolojisi aklıma geliyor.

Bazen de arabayla giderken çarptığı hayvana bakmadan süratle kaçanları da gördüm. Gökdere'deki köpek barınağını bilir misiniz? Oradaki hayvanların yüzde doksanı uyuz olmuş, kemikleri sayılıyor. Gazetelerde hayvan dostluğu adına haber yapan gazeteler, onlar için hiçbir şey yapmıyor. Fabrikalarda yenmeyen yemekler birkaç hayvansever tarafından toplanıp götürülmese barınağa, o hayvanlar açlıktan ölecekler.

Bir de sokak hayvanlarının toplanması, özellikle bazı cinslerin yasaklanmasıyla ilgili çıkan yasayı ben bilmiyorum, kimse de bilmiyor, yazıp söylemiyor. Siz de söylemediniz. Bu yasa ne zaman çıkmış, yaptırımı neymiş, yasa numarası kaçmış. Ama Bakanın insan sağlığı ve sokak hayvanlarının korunması amaçlı, bazı yetkili yerel yönetimlerin çare üretmesi gerektiğini söylemesi, işgüzar bir iki yöneticinin yaptığı hatalı örnek, gazetelerin şişirmesiyle gündem oldu. Bazı kimse ve guruplar da bunu fırsat bilip, çarpıtarak, sanki hayvan düşmanı, doğa düşmanı, insanlık düşmanı bir iktidar varmış gibi olayı yukarılara maletmeğe başladı.

Ama aynı basın mensuplarının bazı çok bilen yorumcuların (sigara yasağı yasası)nı iptal ettirmeğe çalışan İZMİR KAHVECİLER DERNEĞİNE gık çıkarmadıklarını ibretle görüyoruz..

Toplumsal bazı sorunları inceleyip, hata ve faydalarını objektif düşünerek, çifte standart olmayacak şekilde haberleştirmek yorumlamak gerektiğine inanıyorum.

Tüm görüş ve düşüncelerinize kaygılarınıza tamamen katılırken, ev içi köpeklerin dışındaki hayvanları onların da doğasına saygı göstererek köy, kent, yazlık gibi yerlerde dikkatli bir şekilde beslenmesi gerektiğine inanıyorum.

Konu ve değerlendirmeleriniz için teşekkür eder, saygılar sunarım.

Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.