Ketçap Politikası - Ahmet Altan

28 Ocak 2008 06:46 / 1554 kez okundu!

 

Mustafa Kemal’in son cümlesi çok ünlü olan bir konuşması vardır. “Yeni Türk Milleti”nin ne olduğunu anlatırken, “Biz komünist değiliz, biz faşist değiliz” diye ne olmadığımızı anlatıyor ama ne olduğumuzu tam tarif edemiyor.

Bir sistem kuramıyoruz.

Kurulmuş bir sistemi bile taklit edemiyoruz.

Öyle örgütlü, kararlı, planlı hareket etme kabiliyetimiz pek yok.

Ben, bizim sistemimizin “ketçap sistemi” olduğuna inanırım evvel eski.

Yıllarca sallarsın sallarsın bir şey olmaz.

Sonra bir gün pat diye her şey dökülüverir.

Şimdi gene “dökülme” zamanına geldik galiba.

Birdenbire yıllardır var olan “derin” bir çeteyi yakalayıverdik.

En dokunulmaz sanılan adamları polis sabaha karşı evlerinden topladı.

Sorguya aldı.

İlişkiler ortaya çıktı.

Ertesi sabah uyandığımızda ülkedeki en önemli sorunlardan biri olan “türban sorunu”nun halledilmek üzere olduğunu gördük.

AKP aniden sesini yükseltip “halledeceğiz” dedi.

MHP onu destekledi.

DTP utangaç bir destek verdi.

Hangi maddelerin değiştirileceği konuşulmaya başlandı.

Türbanı tartışırken çok uzun zamandır bir türlü çözülemeyen hatta konuşulması bile neredeyse “tabu” sayılan “ekümenlik” meselesinde çok ileri bir adım attık.

Başbakan ve Dışişleri Bakanı, “Bu Ortodoksların iç meselesidir” deyiverdiler.

Kimsenin nedenini anlayamadığı bir şekilde İstanbul’daki Ortodoks patriğin dünyadaki bütün Ortodoksların “papa”sı olmasına yıllardır karşı çıkarken aniden bu pozisyonumuzu değiştirdik.

Avrupa’yla ve Yunanistan’la aramızdaki sürtüşmelerden birini çözüm noktasına yaklaştırdık.

Yıllardır sallanan şişeden neredeyse bir hafta içinde çözümler fışkırdı.

Peki ne oldu?

Çözüm yolları nasıl açıldı?

Emekli bir generalin çete suçundan gözaltına alınması da, türban da, ekümenlik de bizim ordunun hoşlanmadığı meseleler.

Anlaşılıyor ki ne olduğunu kestiremediğimiz bir gelişme ordunun siyasetteki rolünü azaltıyor.

Ya, ordunun içindeki bir görüş ayrılığında değişim yanlıları birden ağır bastı…

Ya, çağdaş dünyanın gücünü, son seçimlerde patlama halinde kendini gösteren halk desteğiyle birlikte arkasına alan sivil siyaset, bu önemli konularda “ordusuz” devam edecek cesareti buldu.

Ya da, ordunun içinde fazlasıyla “tutucu” bir kanat yapmaması gereken bir şeyi yapmaya uğraşırken suçüstü yakalandı ve kendini kurtarabilmek için sivil iktidarla anlaştı. Değişimin önünde durmaktan vazgeçti.

Hangi nedenden olursa olsun, ordu değişimi engellemiyor.

Ya da engelleyemiyor şu anda.

Bu da Türkiye’nin önünü açıyor.

Yıllardır çözümsüz kalmış konular aniden çözüme kavuşuyor.

Bütün bunlar, Kürt sorununun da yakında uygar bir şekilde çözümlenebileceği umudunu yaratıyor.

Bir sabah kalkıp bakarız ki o mesele için de bir hal yolu bulunmuş.

Türkiye, bir türlü sorunlarının üstesinden gelememenin bedelini çok zaman kaybedip çok acı çekerek ödedi.

Belli ki “birileri” artık bu işin böyle devam etmesinin mümkün olmayacağını iyice anladı.

Dünya da “hadi” diye bastırınca şişe açıldı.

Bu noktadan geri döner miyiz?

Bence dönmemiz o kadar kolay değil.

Birincisi, dünya dönmemizi istemiyor.

Ve bizim hem siyasi hem de ekonomik açıdan dünyayla bağlarımız eskiye kıyasla çok daha hayati olduğu için onları yok farzedemiyoruz.

İkincisi de, yetmiş milyonluk bir kitlenin bir şişenin dar ağzına sıkışması, sorunların birikmesi ülkeyi hızla belirsiz bir enerji patlamasına sürüklüyor.

Böyle bir patlamanın işareti sokaklarda, toplumsal asabiyette, anlamsız şiddette kendini gösteriyor.

Bunu sürdürmeye uğraşmanın yaratacağı sonuçların altından kimse kalkamaz.

Bütün bunlar yan yana gelince aniden bir çözüm dönemine giriverdik.

Sanki normalleşeceğiz.

Hepimiz bir sukunete kavuşacağız.

Peki, böyle bir gecede çözülüverecek sorunlar yüzünden neden yıllarımızı kaybettik?

Niye bu kadar acı çektik?

Düşmanlık yaşadık?

Cevabı Mustafa Kemal’de var:

Çünkü biz bize benzeriz.



Ahmet Altan

Taraf Gazetesi

27 Ocak 2008

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.