Fazla demokrasi çarpıntı yapar - Yıldıray Oğur

05 Temmuz 2009 14:58 / 1630 kez okundu!

 


Ayılanlar bayılanlar, kalbi sıkışanlar, çarpıntısı tutanlar, sıkıntıdan kurdeşen dökenler. Kolonya istiyormuş gibi uzlaşma isteyenler. “Ay sen Gül gibi adammışsın, kapına düştük, kıymetini bilemedik, biz ettik sen etme” diye nedamet getirenler.

Gece yarısı Meclis’ten gelen acı haberle herkes bir taraflara savruldu yine.

Kravatlar çözüldü, yelpazeler çıkarıldı. “Birisi buz getirsin, limon yetiştirin, cam açın” diye bağrışlar duyuldu.

Bahar çarpar, sıcak hava bunaltır diye bilinirdi. Bu kez fazla sivilleşme çarptı, acele demokratikleşme pişik yaptı. Askerlerin bu kadar üzerine gelinmesini hassas bünyeler kaldıramadı. Soldan soldan geldiler.

Hâlbuki daha darbeden sadece bir albay tutuklanıp bırakılmıştı, daha askerî vesayeti ortadan kaldırmak için sadece bir tanecik yasa çıkarılmıştı, daha karpuz kesecektik ki bu kadarcık sivilleşmekten bile sıkılanlar, “yok bu kavgada ben yokum” diye tatile çıkanlar, “ay bize göre değilmiş bu demokrasi” diye yoldan dönenler oldu.

Ömrü hayatını askerlerin höt zötlerini çekmekle geçirmiş bir toplumun içinden iki tane sivil çıkıp, kırk yılın başı bir fare tuttu, iki tane nanik yaptı, şöyle utangaç utangaç bir gerdan kırdı diye ne kibri kaldı ne faşizmi ne rövanşizmi.

“Daha hızlı daha hızlı” zevk çığlıklarından en istekli AB taraftarı zannedilen TÜSİAD’ın bile bu sivilleşme hızı kalbini sıkıştırdı, başını ağrıttı, “Bu gece AB reformu istemiyorum” deyip AB’ye sırt çevirtti, Kopenhag Kriterleri ile Ankara Kriterleri arasında uzlaşma istetti.

IMF ile bir gece yarısı kimseye sormadan anlaş, sosyal harcamaları bir gece yarısı herkes uyurken IMF’nin istediği gibi kıs, Ticaret, Borçlar Yasası’nı bir gece yarısı çaktırmadan çıkar, Kıbrıs’ı gece karanlığında herkes uyurken çöz, milliyetçi halk görmeden limanları ve ruhban okulunu aç ama askerî vesayete dokunacaksan sabahı bekle. Bekle ki uzun uzun tartışalım, akşam olunca bırakıp, sabah tekrar tartışmaya başlayalım.

Peki, ne olmuştu böyle Hakkâri’de bir tavuğun bile bacağı kırılsa “AB reformları gecikti” diyen TÜSİAD’a?

Küçük bir radikal değişim hamlesiyle demokratlık pulları neden dökülüvermişti böyle?

Peki, anaokulundan itibaren çocuklarına “cumhuriyet halkın kendi kendisini yönetmesidir”, Atatürk de aslında “hep demokrasiye geçmeye çalıştı” diye ezberleten;

Ortaokuldan itibaren öğrencilerine Montaigne’in Denemeler’ini, Namık Kemal’in hürriyet şiirlerini okutan;

Aydınlarına ve solcularına kısaca “demokrat”, sivil toplum örgütlerine “demokratik kitle örgütü” denilen;

Faşist, sağcı olmanın en büyük suç, Fransız Devrimi’ni, Aydınlanma’yı bilmemenin en büyük ayıp, ağzına demokrasi, birey, özgürlüğü almadan konuşmayı en büyük cehalet sayan;

En çok satan gazetelerinin genel yayın yönetmenlerinin, en çok okunan köşe yazarlarının, en çok izlenen sinemacılarının, en çok alkışlanan tiyatrocularının, romancılarının, belgeselcilerinin, reklamcılarının, halkla ilişkilercilerinin, üst düzey yöneticilerinin, sivil toplumcularının, mizahçılarının, televizyon yıldızlarının eski devrimci, solcu, en azından sosyal demokrat olduğu bu ülkenin sorunu neydi böyle?

Bu, sesi çok çıkan kalabalıktan niye bugüne kadar adamakıllı bir sivilleşme talebi yükselememişti?

Niye bu iş için Hatay’dan bir Sadullah’ın çıkıp gelmesi gerekmişti?

1876’da anayasa yapmış, 1908’de seçim yapmaya başlamış, 1945’te çok partili hayata geçmiş bu ülke 2009 yılında niye hâlâ askerleri kışlasına döndürmeyi başaramamıştı? 2009 yılının temmuz ayında neden Tegucigalpa ile Ankara aynı dertlerden mustaripti?

Anlamıyor musunuz siz de?

O halde bir siyaset bilimi doçenti, “Yeni Sol” diye bir kitabın yazarı Deniz Baykal’ın MGK toplantısı öncesinde “Bir bakarsınız, önümüzdeki birkaç saat içinde Cumhurbaşkanı da bu yasanın hiç uygun olmadığını anlar” derken yüzünde beliren o hınzır gülümsemeye bakın.

Siz anladınız mı Sayın Gül?

Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.