CHP ve adayý hangi yarýþta koþuyor? - Cengiz ALÐAN

08 Haziran 2018 07:48 / 1589 kez okundu!

 

CHP ve adayý hangi yarýþta koþuyor? - Cengiz ALÐAN

 

Ýnce’nin giderek gerilen sinirlerine karþýn, Kýlýçdaroðlu’nun yüzündeki rahatlýk ve huzur asýl kazananýn o olduðunu anlatýyor. Milletvekilliðini garantiledi. CHP genel baþkanlýðýný da elinde tutacak. Siyasette ana muhalefet lideri olarak yine önemli bir aktör olmayý sürdürecek. Üstelik sadece Ýnce’yi deðil diðer rakiplerini de tasfiye ediyor. Kararlarýna itiraz etmiþ veya edebilecek kim varsa listelerden dýþladý. CHP’yi dikensiz gül bahçesine çevirdi.

 

*****

 

CHP ve adayý hangi yarýþta koþuyor? 

 

Siyaseti hangi parametrelere bakarak yorumlarýz? Ülkenin ve dünyanýn içinden geçtiði koþullar, sosyolojideki deðiþimler, sýnýflar arasý geçiþkenliðin yönü, ekonominin durumu, ülkenin karþý karþýya kaldýðý tehdit ve risklere yönelik üretilen cevaplar, siyasi partilerin tüm bunlar karþýsýndaki tavrý ve çözüm önerileri baþlýca kriterlerdir. Seçim zamanlarýnda partilerin bu konulardaki eleþtiri ve vaatleri oy davranýþýmýzý etkiler.

Ancak son yýllarda CHP’yi bu türden rasyonel bir siyasi analize tabi tutmak giderek zorlaþýyor. Ana muhalefet partisi CHP mütemadiyen siyasetin temel kurallarýyla çeliþen, irrasyonel davranýþlar sergiliyor. 24 Haziran seçimlerine giderken de durum yine ayný. Üstelik CHP açýk ve þeffaf bir çalýþma yürütmediði, aday belirleme ve ittifak dâhil bütün iþlerini kapalý kapýlar ardýnda sürdürdüðü için, izleyeceði yol hakkýnda tahminde bulunmak da zorlaþýyor.

Yine de deneyelim. Abdullah Gül’ün muhalefetin çatý veya ortak adayý olmayacaðýný açýkladýðý dakikaya kadar CHP’de cumhurbaþkanlýðý seçimi için bir umut vardý. Fakat kanaatimce o dakikadan itibaren CHP yönetimi cumhurbaþkanlýðýndan umudu kesip meclis seçimlerine odaklanmaya karar verdi. Kurduklarý dörtlü ittifak ve HDP’nin çýkaracaðý vekillerin toplamýyla mecliste salt çoðunluðu ele geçirme hesabý, Erdoðan karþýsýnda baþkanlýk seçimini kazanma ihtimaline göre daha gerçekçiydi. Üstelik olur da baþkanlýk seçimi ikinci tura kalýrsa, meclis çoðunluðunu zaten almýþ olan ittifaka teveccühün artacaðýný da hesaplamýþ olmalýlar.

Ancak bir de cumhurbaþkaný adayý çýkarmak gerekiyordu. Muharrem Ýnce bu ortamda, aday olacaðýný “Abdullah Gül aday olursa Erdoðan’a oy veririm” diyerek açýklamýþtý. CHP içinde zaten Gül’ün adaylýðýna sýcak bakmayan bir kesim itirazlarýný dillendiriyordu (ki bunlarýn milletvekili listelerine alýnmadýðýný gördük. Hatta CHP’li Haluk Pekþen listeye alýnmayýnca, “Abdullah Gül’ün adaylýðýna karþý çýkanlar tasfiye edildi” açýklamasý yaptý). Bu kesim ayný zamanda sað ile ittifaka da karþý çýkýyordu. Zaten baþkanlýkta iddiasý kalmayan CHP’nin, neredeyse “doðuþtan CHP’li” Ýnce’nin adaylýðýný kabul etmesi, öncelikle parti içindeki bu itirazlarý dindirmiþ oldu.

Genel Baþkan Kýlýçdaroðlu kendisi aday olmayýp Ýnce’yi öne iterek sýký bir muhalifini böylece ekarte etti. Milletvekili de olamayan Ýnce diskalifiye oldu. Hatta milletvekili aday listeleri açýklandýðýnda gördük ki sadece Ýnce deðil, ona yakýn duran çok sayýda isim de aday yapýlmamýþtý. Listelere “Muharremci” diye anýlan sadece birkaç isim girebildi. Onlarýn da seçilip seçilemeyeceðini göreceðiz.

Ýnce’nin kendi hesabý ise cumhurbaþkanlýðý üzerine deðil, CHP genel baþkanlýðý üzerine gibi görünüyor. Kurultaylarda Kýlýçdaroðlu’nun dizayn ettiði delege yapýsýný aþamadýðý için baþarý elde edemeyen Ýnce, baþkanlýk seçiminde partisinden fazla oy alýrsa, CHP’yi olaðanüstü kongreye çaðýrýp genel baþkanlýðý alabileceðini düþünmüþ olmalý.

Kýlýçdaroðlu (ya da ona yýllardýr istikamet belirleyen akýl) ise bunu da hesaplamýþtýr. Daha adaylýk açýklamasý sýrasýnda “Gel bakalým buraya Muharrem Ýnce!” diye seslenerek iplerin kimin elinde olduðunu hem Ýnce’ye, hem de partiye hatýrlatan Kýlýçdaroðlu, Ýnce’nin adaylýðý için günler boyunca bir tweet bile yazmadý. Kampanyalar ayrýldý; parti ayrý, adayý ayrý çalýþma yürütüyor. CHP’nin aldýðý seçim ödeneðinden Ýnce’ye zýrnýk koklatýlmýyor. Belki de boþa masraf diye de düþünülüyor. Ýnce de meydanlarda seçmenden “Ateþleyin bakalým 5 lira, 10 lira” diye para toplamaya çalýþýyor.

Kampanyasý da bir tuhaf. Sahnede bisiklete biniyor, “traktörü römorkuyla geri geri yanaþtýrýrým” gibi komik sözler sarf ediyor. FETÖ liderinin iadesi konusunda “Amerikalýlar beni aradý” diye bir TV’nin canlý yayýnýna baðlanýyor. “18 yaþa kadar herkese bedava saðlýk hizmeti” gibi zaten var olan vaatlerde bulunuyor. Fakat her geçen gün daha gergin olduðu da anlaþýlýyor. Eðer kendisine “Sen bütün dikkatleri üzerine topla, biz arkada meclis dizaynýný rahatça yapalým” diye bir görev verilmediyse, oldukça acemi bir kampanya yürütüyor. Lider gibi deðil, figüran gibi duruyor. Sanki kavgaya arkadan itilip ortada býrakýlmýþ gibi bir görüntüsü var.

Ýnce’nin giderek gerilen sinirlerine karþýn, Kýlýçdaroðlu’nun yüzündeki rahatlýk ve huzur asýl kazananýn o olduðunu anlatýyor. Milletvekilliðini garantiledi. CHP genel baþkanlýðýný da elinde tutacak. Siyasette ana muhalefet lideri olarak yine önemli bir aktör olmayý sürdürecek. Üstelik sadece Ýnce’yi deðil diðer rakiplerini de tasfiye ediyor. Kararlarýna itiraz etmiþ veya edebilecek kim varsa listelerden dýþladý. CHP’yi dikensiz gül bahçesine çevirdi.

Þimdi Millet Ýttifaký’ný kurduðu ortaklarýyla açýktan, HDP’yle (çok önceden aralarýnda kazýlmaya baþlanan tünelden) örtülü olarak, mecliste Cumhur Ýttifaký’ný azýnlýkta býrakmak için ayrýntýlar üzerinde çalýþýyor. Temel hedef en az 301 vekilliðin muhalefet partilerinde olduðu bir meclis.

Þöyle düþünelim: “Sýfýr baraj” formülüyle dört partiyi ayný yerde toplamamýþ ve HDP de baraj altý kalmýþ olsa, meclise sadece üç parti girecek. Ezici bir çoðunluða sahip AK Parti, onunla ittifak halindeki MHP, bir de 100 küsur vekiliyle CHP olacak. Muhalefet olmasýnýn hiç anlamý kalmayacak. Þimdiyse ÝP, SP ve DP’den vekillerle üç parti daha mecliste yan koltuklarda olacak. Bu partilerin Cumhur Ýttifaký bileþenlerinden oy koparmasýný umuyorlar.

HDP’yle iliþki ise “konjonktür gereði” daha örtülü. Çünkü onca canlý bombadan, çukur teröründen, sýnýr ötesinden yüzlerce roketli saldýrýdan, verilen þehitlerden sonra, kameralar önüne geçip “Birlikte iyi salladýk” demek, þükür pilavý daðýtmak artýk eskisi kadar kolay deðil. Öte yandan HDP’de de 7 Haziran’da tavan yapan, “Korkma, seni asmayacaðýz, yargýlayacaðýz”  ukalalýðýna sürükleyen özgüvenden de eser yok. Yöneticileri partinin baraj altýnda göründüðünü açýkça söylüyor. “Baraj altý kalýrsak AKP 60-70 vekil fazladan kazanýr” diye korkutmayý da ihmal etmiyorlar tabii.

Bu durumda HDP’ye biraz oy kaydýrmak gerekiyor. Milletvekili listelerine bakacak olursak CHP saðdan isimleri tutarken, soldan isimleri tasfiye ediyor. HDP ise tam tersine, CHP’nin genç, Gezi ayaklanmasýný devrim sanan, romantik solcu tabanýna cazip gelecek isimleri aday gösteriyor. Sol çevrelerde popüler olan bazý aktivist, oyuncu, gazeteci vs isimler listelere giriyor. Öte yandan da Kürt kimliðiyle faaliyet yürüten siyasi partilerin ittifak önerisini reddediyor. Kimlik olarak Kürtlüðü deðil, solculuðu, sekülerliði öne çýkarýyor.

CHP görünürde HDP’yle sýký fýký deðil ama Selahattin Demirtaþ’la görüntü vermekten çekinmiyor. Çünkü çok emek ve para harcanarak yaratýlmýþ, hem Kürt oylarýný toplayýp hem de solcu, seküler olabilen, biraz beyazlatýlmýþ Kürt imajýnýn hala bir oy karþýlýðý var. Yani CHP kendi seçmeninin bir kýsmýný HDP’ye yönlendirmek için pasý atýyor, HDP de o topu sol ayaðýyla tutuyor. Barajý aþmasý için bunun yetip yetmeyeceðini ise 24 Haziran akþamý göreceðiz.

Kimlik bunalýmý yaþatýlan CHP seçmenini olan bitene ikna etmek için üretilen bu formülün, belli çevrelerde kabul görüp iþlenmeye baþladýðýný da anlýyoruz. Örneðin, Sözcü gazetesinin “Dört önderli devrim geliyor” spotuyla duyurduðu, Necati Doðru imzalý, “Bugün 19 Mayýs. Umuttan esiyor rüzgâr!” baþlýklý yazý buna tipik bir örnek.

Yazara göre Atatürk’ün 19 Mayýs 1919’da baþlattýðý devrime karþý, AK Parti halkýn yarýsýnýn desteðini alýp karþý devrim yaptý. Þimdi ise Ýnce, Akþener, Karamollaoðlu ve Demirtaþ, halkýn diðer yarýsýnýn desteðiyle, bu “karþý devrime karþý devrim” yapacaklar. Bu “dört önderli devrim” tek adamlý sistemi tarihe gömecek.

***

Daha genel bir çerçeveden bakacak olursak, esasen yerleþik siyasetin büyük sarsýntýlar geçirdiðini görüyoruz. 16 Nisan’da kabul edilen yeni yönetim sisteminin yürürlüðe girecek olmasý, alýþýlmýþ bütün siyaset kalýplarýný yerle bir ediyor. Hiçbir partinin eskisi gibi yoluna devam edemeyeceði, dönüþmek zorunda olduðu anlaþýlýyor. Örneðin, daha dün kurulmuþ, ne olacaðý belirsiz Akþener’in partisi, ittifak ve ortak adaylýk için peþinden koþulan aktör olabilirken, üç sene önce %13 oy almýþ, hâlihazýrda 8-9 puan oyu bulunan HDP’ye “yancý” muamelesi yapýlabiliyor.

Seçim sonuçlarý hakkýndaki kanaatimle bitireyim. Erdoðan’ýn ilk turda büyük bir teveccühle cumhurbaþkaný seçileceðini, onun lokomotifi olduðu Cumhur Ýttifaký’nýn da mecliste çoðunluðu rahatlýkla elde edeceðini, hatta anayasa deðiþtirme çoðunluðu olan 400 vekil sayýsýný zorlayacaðýný düþünenlerdenim. Siyasette asýl büyük dönüþüm o zaman baþlayacak. Sol muhalefet, pek sevdiði “tarihin tekerleði geriye döndürülemez” sözünün anlamýný gerçekten kavradýðý zaman. 

 

Cengiz ALÐAN

(Kriter Dergisi)

Haziran 2018

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.