Bizim türbanımız, önümüzde siyaset yapmamızı engelleyen erkeklerdir - Özgür Han

21 Mart 2008 06:16 / 1702 kez okundu!

 

Yerel seçimler yaklaşırken tüm partilerde olduğu gibi CHP'de de hazırlıklar sürüyor. Gerçi onlar pozitif muhalefe yapmak yerine hala negatif muhalefetle meşgul olduklarından şanslarını toprağa gömmekle meşguller. Ancak bize ulaşan bir mektup gösteriyor ki

Yerel Seçimler Yaklaşırken CHP de kadın olmak



Bayraklı günlerde ve siyasetin kızıştığı şu sıralar aday yarışları başladı. Ancak yarışanlar nedense hep erkek, kadınlarsa hiç yok ve olsa da hep yalnız. Çünkü Erkek adayların hem paraları hem de siyasi erkleri çok güçlü. Oysa demokrasilerde temsiliyet hakkını ilk kazanmış ülkelerden biriyiz. Ancak demokrasideki bu başarımız yıllar geçtikçe, kadınsız bir siyaset, kadınsız bir ülke yönetimine dönüşmüş. Bu konuda kadınlar ciddi mücadeleler verse de siyasi parti liderleri hala çok da ikna olmuşa benzemiyor.



Siyasete Karşıyaka Gençlik kollarında başladığım için, CHP’nin demokrasinin yılmaz savunucusu olduğunu bunun için de kadınların ve gençlerin siyasette hep daha kolay yer bulduğunu düşünürdüm. Ancak diğer tüm siyasi partilerde olduğu gibi CHP’sinde de erkekler hep daha fazla ön planda ve kadınların siyaset yapma istekleri sadece kapı önlerinde imza toplama, erkek adayların arkasından bildiri ve afiş dağıtıp ayak işlerini temsil eden bir yapıdan ötede görünmedi. Ne zaman düşüncelerimizi beyan etsek erkeklerin yüzlerinin bizden öteye döndüğünü, kapıların kapandığını “sen akıllı kadınsın ama işe yaramazsın” dendiğini duyduk.



Geçen dönem milletvekilliğine adaylığımı koyarken, herkes yazık parana çünkü aday olamayacaksın demişlerdi. Ben de zaten aday olamayacağımı biliyordum ancak aday olmamak görünmemekti. Siyaset, sadece belli erkeklerin ve o erkeklerin belirlediği çok elit bir iki kadının yaptığı iş olarak kalacaktı. Bense, “kadın olsak da en az biz de sizin kadar bu partiye inanmış ve bu ülke için canını yeri geldiğinde vermiş, ülkenin yarısını oluşturan vatandaşlarız” demek adına çıkmıştım öne. Zaten Genel Başkanımız da bu konuda söz vermişti, “kadınlara daha çok yer vereceğim” demişti. Ancak bu dönem CHP’de kadın adayların toplam başvurusu 246 iken ilk üçe giren kadın sayısı toplamı 13 idi. AKP’de ise 454 başvurudan ilk üçte yer alan kadın sayısı 12 oldu.



Önümüzde yerel seçimler var ve geçtiğimiz dönemde metropol belediyelerden İzmir’de demokrasinin beşiğinden bir tek kadın aday maalesef çıkamadı, tam çıkmak üzere iken bir kadın adayın önü kesildi. Bu kadar zor bir iş olan siyaset çok ciddi paralar gerektiriyorken, yetmiyormuş gibi genel merkezle de aranızdan su sızmaması gerekiyor. Bir de bu hüneri, marifeti yanınızda barındırmadan anlaşılıyor ki kadınlar olarak asla siyaset yapamazsınız. Yapsanız da benimkisi gibi sembolik olur.



Bizim türbanımız, önümüzde siyaset yapmamızı engelleyen erkeklerdir




Benim yaptığım siyaset eleştirilebilir bir siyaset. Bizi görünmez kılan herkese karşı bir siyaset. Kadınların yok sayıldığı şu günlerde, kadının bedeni üzerinden acımasızca yapılan siyasetin tam ortasında durduğumuz bu günlerde, ilerdeki süreçte, sevgili Cumhuriyet Halk Partili erkek arkadaşlarımız mecliste, belediyelerde, başı örtülü, hatta kara çarşaflı kadınlarla siyaset yapmak zorunda kalacaklar. Biz Atatürkçü laik kadınlarız, ancak bizim türbanımız, önümüzde siyaset yapmamızı engelleyen erkeklerdir. Onlar kadınların gün yüzüne çıkmasını engelledikleri müddetçe bizler erkek türbanından kurtulup hak ettiğimiz yeri alamayacağız.



Madem demokrasi, madem aydınlanma, o zaman kadınların ve gençlerin önünü açın. Kapalı kapılar arkasındaki rant hesaplarını bir kenara bırakın ki, ülke menfaat ve çıkarları için önce eşitliği ve adaleti kendi içimizde yaratarak hep birlikte bu ülke geleceğine sahip çıkalım.



Biliyorum ki benim bu isteklerime herkes gülümseyip geçecek, kimileri de “ne kadar idealistsin” diyeceklerdir. Ancak bu siyasi kirlenme samimiyetsizlikten olmadı mı? Öyleyse herkes samimi olmalıdır. Ben bu dönem Genel Başkanımız sayın Deniz Baykal’dan çok ümitliyim çünkü en büyük eksikliğimiz özellikle de bu süreçte, kadınların olmayışıdır. Bu yüzden kadınlara yerel yönetimlerde en az erkekler kadar yer vereceğine güven duyuyorum. Üstelik CHP’deki tüm partili kadınların bu konuda yürekli olmaları gerektiğine inanıyorum ve onları aday olmaya davet ediyorum.



Karanlıkların aydınlığa çıkması ancak cesur yürekli olmakla mümkündür. Mustafa Kemal ve onunla birlikte cephelerde savaşan kadın silah arkadaşları kadar cesurdur CHP’li kadınlar. Çünkü bu süreçte siyaset yapmak ciddi bir görevdir, ülke kurtuluşuna hizmettir. Bu hizmet de cesaret istiyor.



CHP’li kadınlar karanlıklarla mücadele edecek cesur yüreğe sahiptir.



Özgür Han

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.