Bahçeli neden erken seçimde ýsrar etti? - Ýlhami IÞIK
20 Nisan 2018 12:50 / 1250 kez okundu!
Benim siyaset ideolojisi olarak inandýðým tek ideoloji var o da gerçeklerdir. Bana kalýrsa siyasetin gerçeklerden baþka da bir ideolojisi de olamaz. Gerçeklerin sýký takipçisi olan biri, kendini her zaman siyasetin merkezinde bulur; dolayýsýyla siyasetin merkezinde nelerin olup bittiðini de en iyi o anlar. Þu klasik felsefi prensibi unutmadýðýmýz zaman yani ‘’ belki, geleceði mota mot, birebir bilemeyiz ama geleceði öngörebiliriz.’’ Gelecek öngörülebilir bir olgular dizisidir. Türkiye’nin ekonomik ve siyasal hayatýný yakýndan izleyen biri, pekala bu ülkeyi bir erken seçimin beklediðini öngörebilirdi.
******
Bahçeli neden erken seçimde ýsrar etti?
Siyaset bilimi, nükleer fizik kadar anlaþýlmaz bir teori midir? Sadece siyasi metinleri içeren ve sadece bu metinlere indirgenen ve onlarýn rehberliðinde uygulanan bir siyaset teorisinden söz etmek mümkün müdür? Esasen siyaset ilmini nükleer fizik teorisinden ayýran en önemli farkýn, siyasetin ‘’sýradan’’ bir dile sahip oluþuyla açýklamak hiç yanlýþ olmaz.
Her þeyden önce kendinden menkul bir siyaset ilminin olmadýðýna kendimizi inandýrmakla baþlayabiliriz. Çünkü, siyaset ilmi kendini var edebilmek için bütün diðer insani bilimlerin hepsi ile hiç durmadan flört ediyor. Dolasýyla ‘’siyaset’’nedir sorusu sýrf bu yüzden, yanýtlanmasý en zor sorulardan biridir. Çünkü saf bir siyaset teorisi yoktur. Hayatýn içinde varlýðýný sürdüren her þey bir bakýma siyasetin malzemesidir.
Benim siyaset ideolojisi olarak inandýðým tek ideoloji var o da gerçeklerdir. Bana kalýrsa siyasetin gerçeklerden baþka da bir ideolojisi de olamaz. Gerçeklerin sýký takipçisi olan biri, kendini her zaman siyasetin merkezinde bulur; dolayýsýyla siyasetin merkezinde nelerin olup bittiðini de en iyi o anlar.
Þu klasik felsefi prensibi unutmadýðýmýz zaman yani ‘’ belki, geleceði mota mot, birebir bilemeyiz ama geleceði öngörebiliriz.’’ Gelecek öngörülebilir bir olgular dizisidir.
Türkiye’nin ekonomik ve siyasal hayatýný yakýndan izleyen biri, pekala bu ülkeyi bir erken seçimin beklediðini öngörebilirdi.
16 Nisanda 90 yýllýk siyasi rejim halkoyu ile yasal olarak deðiþtirilmiþ ama bir anayasal kimliðe kavuþturularak reel hale getirilememiþti.
2015 ten sonra ülke tekrar þiddet sarmalýna girmiþ ve 15 Temmuzda bir darbe kalkýþmasý yaþanmýþtý.
15 Temmuz’dan bu yana ülke OHAL ile yönetilir hale gelmiþti. Bütün bunlar yetmezmiþ gibi, Suriye’deki geliþmeler ortaya bir ‘’Beka’’sorunu çýkarmýþtý.
Bu geliþmelerin ilk faturasý ekonomik hayata yansýdý ve kur baskýsýyla ekonomi yönetilemez hale geldi. Afrin zaferinin ekonomik sarsýntýlarýn altýnda ezilme ve yok olma ihtimali de görünür olmaya baþlamýþtý.
Ýþte tam da bu koþullarda varlýðýný sürdürmeye en çok ihtiyacý olandan erken seçim talebi yükseldi ve üstüne üstlük tarih bile verildi.
Daha önce ‘’ Ortak yaþam ve Erken seçim neden kaçýnýlmazdýr’’ adlý yazýda bu durumu þöyle izah etmiþtik;
"Bugünün siyaset denklemi içinde her ne kadar AK Parti’nin bir seçim zaferine ihtiyacý varsa, esas olarak seçimi erkene almak isteyen güç AK Parti deðildir; yaygýn inanýþlarýn tam aksine, erken seçimi talep eden, bunda ýsrar eden güç MHP’dir. Çünkü iktidar olmayý varlýk nedeniyle birleþtiren güç, MHP’dir.
Devlet Bahçeli önderliðindeki MHP çok iyi biliyor ki, iktidar ve dolayýsý ile devletin imkanlarý olmaksýzýn, bugünkü konumlarýný bu siyasal konjonktürde korumalarý ve sürdürmeleri mümkün deðildir. O nedenle 15 Temmuz’dan bu yana MHP ciddi bir siyaset deðiþikliði içine girdi.
15 Temmuz FETÖ’cü darbe kalkýþmasýndan sonra, devlet kurumlarýndan temizlenen FETÖ’cü kadrolarýn oluþturduðu büyük boþluðu doldurmak amacýyla MHP, o güne kadar izlediði anti AKP-anti Erdoðan siyasetini hýzla terk ederek, devlet kurumlarý içinde yeniden yapýlanmayý öncelikle hedef olarak önüne koydu. Aslýnda siyaseten de baþka alternatifi yoktu. MHP içindeki muhalifler uzun zamandan beri kazan kaldýrmýþtý. MHP tabanýný ciddi biçimde etkilemeye devam ediyorlardý. Normal koþullarda yapýlacak bir kongrede Bahçeli’nin koltuðunu korumasý neredeyse mucizeye kalmýþtý.
Ýþte bu koþullarda Devlet Bahçeli, 16 Nisan referandumuna giden yolu açtý. AKP ve Erdoðan arasýnda var olan bütün ihtilaflarý halýnýn altýna süpürdü. Amaç, AK Parti ile yakýnlaþýp biran önce devlet kurumlarýnda yer almak ve bu imkanýn verdiði güç ve enerji ile ömrünü uzatmak.
Anlaþýlan o ki, MHP kendi stratejisinin birinci etabýný baþarýlý biçimde sonlandýrdý. AK Parti ve Erdoðan’ýn güvenini kazandý. Þimdi sýra bu güveni siyasi bir temsile dönüþtürüp kalýcý hale getirmektir. Bunun tek yolu da seçimlerdir.
Milliyetçi Hareket Partisi yapýsal olarak, milletten çok devleti önemseyen bir karaktere sahiptir. Geçmiþ siyasal pratiði bu tespitin yegane kanýtýdýr. Kaldý ki 1977 ve 1999 seçim sonuçlarýndan sonra iktidara ortak olmanýn getirilerini de yakýnda tecrübe etmiþ bir partidir.
Ýkinci bir neden ise, Ýyi Parti’nin kurulmuþ olmasýdýr. Herkesin bildiði gibi Ýyi Parti esas olarak MHP‘in iç muhalefet partisidir. MHP’nin içinden çýkmýþtýr ve bugün MHP içinde yaþanan siyasi erozyonun biricik nedenidir. Ayný sosyolojiye seslenen bu iki partiden biri söz konusu sosyolojiyi temsil edecektir. Henüz Ýyi Parti, tam anlamýyla kurumsallaþmasýný tamamlamadan bir seçime gitmek, MHP’nin siyasi taktiklerinden biridir. Bu taktik ve endiþenin AK Parti saflarýnda da hissedildiði bilinmektedir."
Ýlhami IÞIK/superhaber.tv
19.04.2018
Son Güncelleme Tarihi: 20 Nisan 2018 18:03
