"Kaz Dağları'nda kazacak yer kalmadı"

07 Mart 2009 19:56  

 

"İsviçre'nin alplerinde altının lafını edemezsiniz. Hiç kimse orada siyanürle altın çıkarmaya kalkışamaz." 

Çanakkale Çevre Platformu Dönem sözcüsü Hicri Nalbant, Kaz Dağları'nın dünyanın en çok oksijen üreten yeri olduğunu belirterek, buranın büyük bölümünün maden şirketleri tarafından parsellendiğini ve ruhsatlandırıldığını söyledi.

Nalbant, maden şirketlerinin, belirli bölgeleri kapatarak o bölgede yapılacak işlemlerle ilgili hak kazandıklarını bildirdi.

Kaz Dağları'nda yeni bir maden sahası oluşturmak için yer kalmadığını, buradaki şirketlerin sondaj çalışması yaptığını ifade eden Nalbant, sondaj çalışmalarını tamamlayıp işletmeye geçmek için hazırlıklarını bitirmek üzere olduklarını kaydetti.

Altının dünyanın her yerinde olduğunu vurgulayan Nalbant, şöyle dedi:''İsviçre'nin Alplerinde altının lafını edemezsiniz. Hiç kimse orada siyanürle altın çıkarmaya kalkışamaz. Altın şirketlerinin büyük bölümü kendi memleketlerinden kovulmuşlardır. Bunlar altın aramak için kamuoyunun zayıf olduğu, insanların bilinçlenmediği ülkelere gidiyorlar.

Bunlardan birisi olarak da Türkiye'yi seçmişler. Tunceli'de de Gümüşhane'de de Erzincan'ın Ilıç ilçesinde de altın arıyorlar. Bir de Kaz Dağları'nı buldular, buraya geldiler. O nedenle şu anda Kaz Dağları'nın büyük bölümü maden şirketleri tarafından parsellenmiş ve ruhsatlandırılmış durumda.''

1 TON KAYAÇTAN 10 GRAM ALTIN ÇIKIYOR
Hicri Nalbant, bilim adamlarının dünyada en çok oksijen üreten yer olarak Kaz Dağları'nı gösterdiğini, burada üretilen oksijenin Alplerden daha kaliteli olduğunu bildirdi.

Kaz Dağları'nın, çevresindeki 2,5 milyon insanın tükettiği güvenilir su kaynaklarını da sağladığını belirten Nalbant, maden şirketlerinin, işletmeye geçtikleri zaman, buradaki bütün kayaları, kayaçları öğüteceklerini ve 400-500 metre derinliğinde, 1 kilometre çapında çukurlar açacaklarını kaydetti.

Maden arama şirketlerinin, öğüttükleri kayaçları atık barajlarında toplayarak siyanürlü suyla yıkayacaklarını ve öğütülen 1 ton kayaçtan 5-10 gram altın çıkaracaklarını ifade eden Nalbant, madencilerin 10 gram altını aldıktan sonra kalan bölümü atık olarak yerinde bırakacaklarını savundu.Nalbant, şöyle konuştu:''Altın arayanlar, işlerini 15 yıl içinde bitirip gitmeyi düşünüyorlar. 15 yıl içerisinde bizim bölgemizde bırakacakları kaynak 5 milyar dolar civarında. Halbuki bizim tarımsal üretimimiz yılda 8 milyar dolar dolayında. Bunun kaynağı da Kaz Dağları.Yani biz bir yılda elde edeceğimiz 8 milyar doları atıyoruz, 15 yılda elde edeceğimiz 5 milyar doların arkasına düşmüşüz. Böyle para kazanılmaz. Bu akıllı bir iş değil.''

İnsanların yerin altında külçe külçe altının durduğunu düşündüğünü ifade eden Nalbant, altını çıkarmak için gelen şirketlere de çevrecilerin karşı çıktığı görüşünün ortaya atıldığını, insanların bu konuda kandırıldığını öne sürdü.

ALTIN ARAMAK RADYOAKTİVİTEYİ ARTIRIYOR
Çanakkale Çevre Platformu Dönem sözcüsü Nalbant, Çanakkale'nin radyoaktif bir bölge olduğunu, altın elde etmek için kayaların öğütülmesi sırasında radon gazının ortaya çıktığını söyledi.

Bu işlemler sırasında bölgenin radyoaktivitesinin yükseleceğine işaret eden Nalbant, sözlerini şöyle sürdürdü:''Bölgenin radyoaktivitesi artınca ne olacak? Bundan kaynaklanan ölümcül hastalıklar artacak. Bu bölgede meyvecilik var, zeytin var ki sarı altın. Dünyanın en nefis zeytini ve zeytin yağı bu bölgede yetişiyor.

Açacağınız dev cehennem çukurlarına atıkları dolduracaksınız, malzemeleri bir yere bohçalayıp orada tutacaksınız. Bu siyanürle kirletilen atıklar, atık barajlarına terk edilecek ve o atıklarda olan siyanürün bir kısmı havaya, bir kısmı suya karışacak. Yer altı sularını kirlettiğiniz zaman bu yörede yaşayan tüm canlıların hayatını tehlikeye atacaksınız. Ne için? 10 gram altın uğruna.'' 

ntvmsnbc.com



Bugünlerde altın arama haberleriyle gündeme gelen 
Kazdağları için Homeros "Bin pınarlı yaşam kaynağı" diyordu.

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0