Kadın yazar sordu: 'Ahlaksız mıyım ben?'

27 Mayıs 2012 15:41  

 

Kadın yazar sordu: 'Ahlaksız mıyım ben?'

Zaten kanımca Başbakan'ın sözleri de onlara, yani bana da... Bizler keyfimize göre kürtaj yaptırıp, sırf ağrı çekmeyelim diye sezaryen tercih eden ekabir anneleriz...

"21 yıldır gazetecilik yapıyorum, haberini yaptığım, hakkında yazdığım bir çok talihsiz kadını anımsadım."

Böyle yazdı Habertürk yazarı Balçiçek İlter bugün köşesinde... Ve yazısının başlığından son kelimesine kadar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a çok zor bir soru sordu: Ahlaksız mıyım ben?

İşte Balçiçek İlter'in o yazısından çarpıcı bir bölüm:

Her kürtaj Uludere'dir... Öncelikle şunu söyleyeyim... Gayet ciddiyim!
Oysa neler gelmiyor ki aklıma, dün sosyal medyada bolcası yazıldı, üzerine konuşuldu... Benimkilerden çok daha yaratıcı fikirlerle karşılaştım ama nedense gülemedim. Gülümseyemedim bile inanın... Uzun uzun okudum yorumları...

Başbakan'ın açıklamasını dinledim. 21 yıldır gazetecilik yapıyorum, haberini yaptığım, hakkında yazdığım bir çok talihsiz kadını anımsadım. Ama en çok da onu... Nedense...

Yıl 1995... Kars'ta bir kadının hikayesini yazdım ben...

Kocası tarafından üç çocuğunun gözü önünde döve döve hastanelik edilmişti...
İki küçük kız ses bile çıkaramamış, büyük oğlan, büyük dediğime bakmayın, yaş 13, dur demeye kalkmış babasına, minicik yumruklarıyla savunmuş annesini, o da hesabına düşeni almış. Koca bir yumrukla yere serilmişti...
Hastanede gördüm o kadını ben...
O sedyenin üzerinde tanıdım...
Acilde bekliyordu... Yanıkları vardı, sol tarafında, denilen o ki, kızgın koca, kaynar su dökmüş, hırsını alamayınca... Yanında dururken elimi tutuvermişti...
Göz göze gelmiştik. Çok güzel mavi gözleri vardı... "Kal" dedi...
Kaldım...
Ölene kadar elini tuttum...
Hayatımın en ağır tecrübelerinden biriydi...
O günden sonra bambaşka bir Balçiçek vardı, öncesi yoktu...
Ama hikayenin asıl ağır tarafı ölümden sonra geldi...
Kadının ismi, cismi, doğum tarihi, hiçbir şeyi yoktu... Kocası "Fatma" diye sesleniyordu... Çocuklar "anne"... Yaş? Belli değil. Kocanın anlattığına göre 11 yaşında kendisine gelmişti... Doğduğunda da, kocaya vardığında da, üç çocuk yaptığında da aslında yoktu... Bu devletin nazarında hiç var olmamıştı ki...
Bir tek resmi yoktu...
Düşünsenize...
Kadının adı yok, resmi yok! Üç çocuğu var!
Bu dünyadan yaşının 20 civarı olduğunu tahmin ettiğim mavi gözlü bir kadın gelip geçmişti... Doğmuş ve ölmüştü...
Nasırlı elini tuttuğumu, bir şeyler anlattığımı hatırlıyorum...
Ağlayamadığımı da hatırlıyorum...
Gözyaşlarının hiç gelmediğini...

X

Her kürtaj Uludere'dir...
Tecavüzcüsüyle evlendirilen her kadın nedir?
Pardon, "12-13 yaşındakini "Kadın" olarak görene ne denir?" diye soracaktım aslında. Yok, yok yine soruyu değiştirdim... kusura bakmayın kafam çok karışık!

Gencecik kız çocukların eline genç yaşta bebek verip, onları eve hapsetmenin lafı vardı... Onu hatırlatacaktım...
Neydi? Aha! Buldum...
Sırtından köteği, karnından bebeği eksik etmeyeceksin...
Her kürtaj Uludere'dir...
Yıl 2012...Ülkede kaç bebek bırakılıyor cami avlularına... Hala...
Bırakılan şanslı, bırakılmayan 4-5 yaşında tanışabiliyor şiddetle, tecavüzle...
Bekareti bozulmasın diye arkasına geçilen bebekler de Uludere midir örneğin?
Bu ülkede kadınlar keyiflerinden aldırmıyor çocuklarını...
Mecbur kaldıkları, başka çıkış noktaları olmadığı için yatıyorlar bıçak altına...
Onlar da çok ama çok küçük bir kesim...
Gerisi ben diyeyim iki, siz deyin üç, Başbakan desin beş, çocukla baş başa kalıyorlar... Kocaları tarafından dövüleni de var, aldatılanı da... İş yok güç yok, para yok... Çocukların eğitimine gelince... Güldürmeyin beni!

X

Her kürtaj bir Uludere'dir...
Evet, Uludere'de 34 cinayet işlenmiştir...
Devlet istenmeyen çocukları öldürdü demek istemem...
Düşünmek bile istemem ama bu cümleden bir tek o anlaşılıyor!
Ama her kürtaj cinayet değildir...
Kadın bedeni kutsaldır, özeldir ve kadına aittir...
Öyle midir?

X

Şimdi gelelim belki de bu ülkenin kadınların yüzde 5'ini oluşturan şanslı kesime... Zaten kanımca Başbakan'ın sözleri de onlara, yani bana da... Bizler keyfimize göre kürtaj yaptırıp, sırf ağrı çekmeyelim diye sezaryen tercih eden ekabir anneleriz... Bizim anneliğimize de annelik denmez ya, orası ayrı tabii... Neyse, azınlık kesimin sözcüsü olarak benim birkaç sorum olacak...
Hani çocuk yetiştiriyoruz ya o açıdan?

1-Flört edebilir miyiz?

2-Evlenmeden cinsel ilişki olur mu?

3-Nasıl bir doğum kontrol önerirsiniz?

4-Allah evlerden uzak tutsun ama, kazara hamile kalmış kızımıza ne önereceğiz?

5-Kazara birini hamile bırakmış oğlumuza peki?

6-Görücü usulü her şeyi çözer mi? Ya evlendikten sonra "Yatakta olmuyor ama..." derlerse? Ne cevap vereceğiz?

7-Doğumda epidüral anestezi kullanabilir miyiz?

8-Hamileyken çocuğun zihinsel engelli olduğunu öğrenirsek? Biliyorsunuz bunun da testleri yapılıyor artık... Ne yapacağız?

9-Bütün bunları sorduğum, düşündüğüm için ahlaksız mıyım?

10- Ve lütfen bir daha düşünün her kürtaj bir Uludere midir?

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0