Avrupa, Kürdler ve Kürd kimliði

06 Eylül 2012 00:29 / 2089 kez okundu!

 


Bugün, Avrupa’da, sadece Almanya’da bir milyona yakýn Kürd’ün yaþadýðý kanýsýndayým. Dünyada ise, Türkiye, Ýran, Irak, Suriye ve Kürdistan dýþýnda iki milyonu aþkýn Kürd’ün yaþadýðý söylenebilir. Ortadoðu’daysa, Kürdistan, Türkiye, Ýran, Irak ve Suriye’de, 40 milyonu aþkýn Kürd’ün yaþadýðý bir gerçektir. Bu sayýyý az bulan araþtýrmacýlar, gazeteciler de vardýr. Bu ülkelerde saðlýklý nüfus sayýmlarý yapýlmamasýnýn temel nedeni Kürdlerin nüfusunun fazla çýkacaðý endiþesidir.

Avrupa’da, büyük bir Kürd kitlesinin yaþadýðý bir gerçektir. Fakat, Kürdler, bulunduklarý, yaþadýklarý Almanya, Fransa, Ýngiltere, Ýtalya, Danimarka, Ýspanya, Hollanda gibi ülkelerde, nüfusa, Kürd olarak kaydedilmemektedirler. Türkiye’den gitmiþlerse, Türk, Ýran’dan gitmiþlerse Fars, Irak’tan ve Suriye’den gitmiþlerse Arap olarak kaydedilmektedirler.

Bu, Kürd kimliðinin inkarý demektir. Örneðin Türkiye’de bu inkar hala sürdürülmektedir. Kürd çocuklarýna, içlerinde, w, x, q harfleri bulunan isimler verilememektedir. Aileler bu konuda nüfus müdürlüklerinde çok büyük sorunlar yaþamaktadýr.

Ama, ayný durum, örneðin, Almanya’da da yaþanmaktadýr. Kürd aileler Almanya’da doðan çocuklarýna, istedikleri Kürdçe isimleri verememektedir. Daha doðrusu istedikleri isimleri nüfusa kaydettirememektedir. Alman nüfus müdürlüklerinde, Türk Büyükelçiliði veya Türk Konsolosluk görevlileri tarafýndan verilen ve içlerinde Türkçe isimler ihtiva eden kataloglar vardýr. Alman görevliler Kürd ailelere o kataloglardan isim beðenmelerini, isim seçmelerini istemektedir. Kürd aileler tarafýndan dile getirilen Kürdçe isimler kaydedilmemektedir.

Kürd/Kürdistan Sorunu Nedir?

Kürd/Kürdistan sorunu, Kürdlerin ve Kürdistan’ýn 1920’lerde, Milletler Cemiyeti döneminde, bölünmesi, parçalanmasý ve paylaþýlmasý Kürdlerin baðýmsýz devlet kurma haklarýnýn gasbedilmesidir. Kürdlerin, Kürd toplumu olmaktan, Kürd milleti olmaktan doðan haklarýnýn gasbedilmesi, asimilasyon politikalarý ile karþý kaþýya olmasýdýr.

Kürdlerin ve Kürdistan’ýn baþýna getirilen bu felakette, baþta dönemin emperyal devletleri, Büyük Britanya ve Fransa olmak üzere, Batý’nýn, Avrupa’nýn sorumluluðu büyüktür. Kürdlere ve Kürdistan’a böylesine bir felaket yaþatan Batý, günümüzde de, Kürd kimliðini inkar ederek, ülkelerinde, çeþitli nedenlerle bulunan Kürdleri Türk, Arap, Fars kaydederek, bu ýrkçý ve sömürgeci politikaya destek vermektedir.

Ýnkar, Türk yönetiminin, Kürdleri ve Kürdistan’ý yönetmede en önemli politikasýdýr. Devlet terörü de týrmandýrýlarak bu politika yaþama geçirilmeye gayret edilmektedir. Bu inkarci politikanýn, üniversite, yargý, basýn gibi kurumlar tarafýndan kayýtsýz þartsýz desteklenmesi, devlet terörünü gizleyemez. Almanya, Fransa, Ýngiltere, Hollanda, Ýspanya gibi batýlý devletlerin, Kürdleri, Kürd kaydetmeyerek, geldikleri ülkelere göre, Türk, Arap, Fars kaydederek Türk devlet terörüne yoðun bir destek vermektedirler.

Avrupa Konseyi, Avrupa Birliði, Avrupa Güvenlik ve Ýþbirliði Teþkilatý gibi kurumlar, Barýþ ve Demokrasi Partisi’ne, milletvekillerine, belediye baþkanlarýna, sýk sýk, “terörle aranýza mesafe koyun” diyorlar. Kanýmca bu yanlýþ bir uyarýdýr. Ama, devlet terörüne verdikleri sýnýrsýz destekten dolayý bu kurumlar eleþtirilmelidir. Devlet terörüyle aralarýna mesafe koymalarý bu kurumlardan, bu kurumlarda yer alan devletlerden istenmelidir. Türk devlet terörüne destek verdikleri sürece bu tür önerileri de ciddi bulunmayacaktýr. “Teröre karþýyýz” diyerek devlet terörüne sýnýrsýz destek vermek çok yanlýþ bir tutumdur.

Türkiye’nin, “bütün dünya bize karþý, herkes teröre destek veriyor….” þeklinde bir söylemi var. Devlet ve hükümet, özellikle iç politikada bunu çok seslendiriyor. Bu hiç doðru deðil. Uluslar arasý politikada etkin olan devletlerin Türkiye’ye çok yoðun destek verdikleri, Kürdlere karþý týrmandýrýlan devlet terörünü görmezlikten, bilmezlikten geldikler çok büyük bir gerçekliktir. Türkiye’in açtýðý ihalelere girme, ihalelerden pay kapma büyük devletlerin vicdanlarýný baðlayabiliyor. Uluslararasý politikada devletlerin çýkarý elbette belirleyicidir. Fakat, bu bazý temel ahlaki ilkelerin göz ardý edilmesini getirmemelidir. Gerilla mücadelesine karþý, örneðin Avrupa’nýn hiçbir desteðinin olmadýðý da biliniyor. Kürdler, PKK, Avrupa’da sýk sýk gösteri-yürüyüþ, miting, oturma grevi vs. yapýyor. Bunlarý “Avrupa’nýn desteði” olarak algýlamak doðru deðildir. Avrupa’daki bu demokratik olanaklardan herkes yararlanýyor.

Birleþmiþ Milletler Sözleþmesi, (1945) Birleþmiþ Milletler Medeni ve Siyasal Haklar Uluslar arasý Sözleçmesi (1966), Birleþmiþ Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslar arasý Sözleþmesi (1966) ezilen, baský gören halklar için ne ifade eder?

Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirgesi’nin (1948) hemen Baçlangýç bölümündeki “Ýnsanýn, zorbalýk ve baskýya karþý, son bir yol olarak ayaklanmaya baþvurmak zorunda býrakýlmamasý için insan haklarýnýn hukuk düzeniyle korunmasý gerektiðini” ifadesini Kürdler açýsýndan nasýl yorumlamak gerekir?

Avrupa Konseyi Ýnsan Haklarýný ve Temel Özgürlükleri Koruma Sözleþmesi (1950), Avrupa Konseyi Ulusal Azýnlýklarýn Korunmasýna iliþkin Çerçeve Sözleþme (1995) Avrupa Konseyi Bölgesel Diller veya Azýnlýk Dilleri Avrupa Þartý (1992) gibi sözleþmelerin Kürdler için ne anlamý vardýr?

Bu sözleþmelerin hepsi de, bu sözleþmelerden önce veya sonra yayýmlanan uluslar arasý belgeler de baský altýnda olan halklar için çok büyük haklar dile getirmektedir. Bu sözleþmeler, bu belgeler, gerek bireysel haklar temelinde, gerek kolektif haklar temelinde Kürdlere de çok haklar saðlýyor. Ama, Türk devleti, gerek yorumlarýyla, gerek çekinceleriyle, Kürdlerin bu haklardan yararlanmamsý için çok yoðun bir gayret içinde olmaktadýr. Kürdlerin, hak-hukuk, adalet, özgürlük, eþitlik istemleri, bu yolda sergiledikleri eylemler “terör” olarak deðerlendirilmekte, Batýlýlar da devletin bu yorumuna destek vermektedir.

Fakat, Kürdlerin ve Kürdistan’ýn, Ortadoðu’nun ortasýnda, bölünmüþ, parçalanmýþ ve paylaþýlmýþ kalmasý, Kürd toplumu olmaktan, Kürd ulusu olmaktan doðan haklarýnýn, doðal haklarýnýn tamamen gasbedilmiþ olmasý, bu uluslar arasý sözleþmelere ve belgelere tamamen aykýrýdýr. Kürdlere dayatýlan koþullar, bu sözleþmelerin ve belgelerin ruhuna aykýrýdýr.

Terör Nedir?

15-20 yýl öncesini düþünelim. Kürdlerle, Kürdçe’yle, Kürdistanla ilgili bir þeyler yazdýnýz veya konuþma yaptýnýz. Siz artýk, devletin, hükümetin nezdinde bir teröristsiniz. Devlet, sizi bastýrmak, engellemek için her türlü önlemi almakta, yürürlüðe koymaktadýr. Bu bastýrma, engelleme sürecinde devlet, terörünü de kullanmakta, týrmandýrmaktadýr. Bütün bunlarý da mübah saymaktadýr. Ýþte bu süreçte, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliði, Avrupa Güvenlik ve Ýþbirliði Teþkilatý gibi kurumlar, “teröre karþý çýkýyoruz” diyerek devlet terörüne sýnýrsýz bir destek veriyorlar.

Almanya, Fransa, Ýngiltere, Ýtalya, Ýspanya, Hollanda gibi ülkelerde Kürd kimliðinin resmen tanýnmamasý, Kürdlerin geldikleri ülkelere göre, Türk, Arap, Fars kaydedilmeleri, devlet terörüne verilmiþ büyük bir destektir. Bu destek ayný zamanda devlet terörünü teþvik de etmektedir. Ýsveç gibi Ýskandinav ülkelerinde durum, þüphesiz daha olumludur. Bu ayrýca deðerlendirilmesi gereken bir konudur.

Almanya’da bir milyon civarýnda Kürd’ün yaþadýðý söylenebilir. Almanya’da Kürd kimliðinin tanýnmamasý, Kürdlerin, Türk, Arap, Fars kaydedilmeleri ne anlama gelmektedir?

27 üyeli Avrupa Birliði’nde, Luxemburg, Kýbrýs, Malta gibi devletlerin nüfuslarý bir milyondan azdýr. Örneðin, Kýbrýs’da, Rumlar artý Türkler, yine bir milyonu bulmamaktadýr. Almanya’da, Luxemburg’un nüfusundan, Malta’nýn nüfusundan, Kýbrýs’ýn nüfusundan daha çok Kürd yaþamaktadýr. Kürdlerin böylesine kimliksiz kalmasý uluslar arasý sözleþmelere ve belgelere aykýrýdýr.

47 üyeli Avrupa Konseyi’nde, Andora, San Marino, Monaco, Liechtenstein gibi devletler var. Bu devletlerin nüfuslarý 30 bin-40 bin arasýnda deðiþmektedir. Bu dört devlet Birleþmiþ Milletler’in de üyesidir. Bu dört devletin nüfusu toplandýðýnda, toplam, Almanya’da yaþayan, Kürdlerin beþte birini bile bulmamaktadýr. Ama, Almanya’da Kürd kimliði tanýnmamaktadýr. Bunun Kürdlere karþý, Kürd toplumuna karþý çok büyük bir haksýzlýk olduðu besbellidir. Devlet terörüne ise büyük bir destek ve teþvik olduðu açýk bir durumdur.

Örneðin, medyada, gazetelerde, “falanca þehirde yangý çýktý. Bir Türk aile yandý. Ýki çocuk bir kadýn… Aile yangýndan kurtarýlamadý.” Veya, “Bir Türk aile, arabalarýyla Türkiye’ye tatile gelirken Bulgaristan’da kaza geçirdi. Ana, baba üç çocuk yaþamlarýný kaybetti.” þeklinde haberler yer almaktadýr. Aslýnda, bu haberler biraz kurcalandýðý zaman, ailelerin bir Kürd ailesi olduðu hemen anlaþýlmaktadýr. Doðum yerlerinden, yaptýklarý iþlerden, akrabalarýndan vs. bu görülebiliyor. Türk aile denildiði zaman, Türkler için bir sempatinin ilginin doðduðu, olumlu duygularýn geliþtiði, örneðin, Türk derneklerine yardým yapýldýðý bir gerçektir. Basýnda Kürd adý, sadece, uyuþturucu kaçakçýlýðý, ýrza tecavüz, adam öldürme, hýrsýzlýk, gasp gibi fiillerle birlikte yer almaktadýr.

15 Ekim 2012 Alman Parlamentosu

15 Ekim 2012 de Almanya Parlamentosu’nda bir görüþme gerçekleþecek. YEK-KOM tarafýndan yürütülen bir kampanya ile Almanya’da yaþayan Kürdlerden 60 bini aþkýn imza toplandý. Bu imzalar federal parlamentoya gönderildi. 15 Ekim’de Federal Parlamentoda, “Almanya Kürd Kimliðini Tanýsýn” baþlýklý bir oturum gerçekleþecek. Bu kampanya Kürdler yanýnda, Alman milletvekilleri ve Alman aydýnlarý tarafýndan da destekleniyor. Dilerim o oturumda olumlu kararlar alýnýr, Almanya da bu tür çeliþkilerden kurtulur. Bu karar öbür devletler için de önemli bir emsal oluþturur.

Baþbakanlar, Genelkurmay Baþkanlarý

Halbuki, batýlýlar, Avrupa, örneðin, Almanlar, Fransýzlar, Ýngilizler, Ýspanyollar, Ýtalyanlar, Hollandalýlar vs, þöyle de düþünebilirler. 1984 den bu tarafa, yani gerilla mücadelesinin baþladýðý günlerden bu tarafa, Türkiye’de 11 Baþbakan (1),10 Genelkurmay Baþkaný (2), 5 Cumhurbaþkaný (3) görev almýþtýr.

15 Aðustos 1984 den bugünlere kadar 25 Ýçiþleri Bakaný (4), 20 Dýþiþleri Bakaný (5) gelip geçmiþtir. 7 Milli Ýstihbarat Teþkilatý Müsteþarý (6) bu mücadele sürecinde görev yapmýþtýr.

Bu devlet ve hükümet yöneticileri arasýnda “bir çakýl taþý bile vermeyiz” diyen de vardýr; “Öyle bir silah kullanýrým ki, burada, deðil insan yaþasýn ot bile bitmez” diyen de; “Avrupa Birliði’nin yolu Diyarbakýr’dan geçer” diyen de... Bu söylenenleri, sonuncusu hariç, yaþama geçirmek için yoðun gayretler sarfedildiði de bilinmektedir.

Bu yöneticilerin hepsi de, “bunlar terörün son çýrpýnýþlarýdýr” demiþlerdir. “Kýstýrýldýlar, kuþatýldýlar yakalanmalarý an meselesidir” demiþledir. “Aç kaldýlar, aðaç kabuklarýný kemirmeye baþladýlar, teslim olmalarý an meselesidir” demiþlerdir. “Ülkemiz terörden kýsa zamanda kurtarýlacaktýr. Terörün kökü kazýnacaktýr, baþý ezilecektir…” sözünü hemen hemen bütün Türk yöneticiler dile getirmiþlerdir.

Ama bütün bunlara raðmen, gerillanýn ayakta olduðu, mücadeleye devam ettiði görülmektedir. Kürd gençlerinin gerillaya katýlýmlarý da sürmektedir.

O zaman, bu sürecin toplumsal ve siyasal dayanaklarýný irdelemek önemli olmalýdýr. Batýlý devletler, Avrupa, artýk bunlarý da düþünmelidir. Kürdler ne için mücadele ediyor? Kürdlerin beklentileri nedir? Kürdler nasýl yönetiliyor gibi konular üzerinde durmak önemli deðil midir?

“Öyle bir silah kullanýrým ki burada deðil insan yaþasýn, ot bile bitmez” …nasýl bir sözdür? Ýnsan yaþamayacak, ot bitmeyecek…Köyler, evler yakýlacak, yýkýlacak... Ýnsanlar, aileler, yerlerini yurtlarýný terke zorlanacak... Bu nasýl bir vatan anlayýþýdýr? Bunun da zengin olgusal dayanaklarýyla irdelenmesi gerekir.

Yukarýda, Birleþmiþ Milletler Evrensel Bildirgesi (1948)’nin Baþlangýç kýsmýndan kýsa bir bölüme yer verilmiþti. Burada, zulme karþý baþkaldýrýnýn bir hak olduðu vurgulanýyor. Buna da dikkat çekmek gerekir kanýsýndayým.

Kürd Siyasal Partileri

Kürdler, 1990’larýn baþýndan itibaren siyasal partiler kurdular. Halkýn Emek Partisi (HEP) 1991 Sonbahar’ýnda kuruldu. Bu partinin Anayasa Mahkemesi’nce kapatýlmasý üzerine Demokrasi Partisi (DEP) kuruldu. DEP’in Ankara’daki Genel Merkezi, 1994 kýþýnda bombalanmýþtý. DEP de Anayasa Mahkemesi tarafýndan kapatýldý.

Bu siyasal partiler, Anayasa’nýn 69. maddesine ve Siyasal Partiler Yasasý’nýn 81/a maddesine göre kapatýlýyordu. Siyasal Partiler Yasasý’nýn sözü edilen maddesinde, “siyasal partiler, Türkiye’de, etnik gruplarýn var olduðunu farklý dillerin varolduðunu ileri süremezler…” deniyordu. Bu maddeye göre DEP de kapatýldý.

DEP’den sonra, Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) kuruldu. Bir süre sonra, ÖZDEP kendini feshetti. Halkýn Demokrasi Partisi (HADEP) faaliyete baþladý. Mart 2003 de, HADEP de kapatýldý.

HADEP’den sonra Demokratik Halk Partisi (DEHAP) çalýþmaya baþladý. DEHAP 2005 yýlýnda kendini feshetti. Demokratik Toplum Partisi (DTP) Kasým 2005 de kuruldu, Aralýk 2009 da Anayasa Mahkemesi’nce kapatýldý.

Barýþ ve Demokrasi Partisi (BDP) Mayýs 2008'de kuruldu. BDP halen çalýþmalarýný sürdürmektedir.

HEP, DEP, HADEP, DEHAP DTP Genel Seçimlere katýldýlar. % 10 barajýndan dolayý, TBMM’ye giremediler. Ama yerel yönetim seçimlerinde baþarýlý oldular. 2007 Genel Seçimlerine DTP, 2011 seçimlerinde BDP baðýmsýz adaylarla seçime katýldý. Bugün, TBMM de güçlü bir grupla temsil ediliyor. Yerel yönetim seçimlerinde ise çok daha baþarýlý olduðu görülüyor.

Bir siyasal partinin kurulmasý, faaliyet göstermesi, yöneticilerin, üyelerin çok aðýr idari ve cezai yaptýrýmlarla karþýlaþmasý, bazýlarýný cinayete kurban gitmesi, yaptýrýmlara raðmen bu çabalarýn sürdürülmesi geniþ olgusal dayanaklarýyla incelenmesi gereken bir süreçtir. Partinin, Anayasa Mahkemesi’nce kapatýlmasý, kýsa bir zaman içinde, yenisinin kurulmasý, bir süre sonra onun da benzer bir yaptýrýmla karþýlaþmasý… 20 yýlý aþkýn bir süredir sürecin böyle geliþmesi…

Bu süreç ancak, toplumsal dayanaklarýn gücüyle açýklanabilir. Güçlü, yeterli insan kaynaklarý maddi kaynaklar olmasa, süreç bu kadar rahat iþleyebilir mi? Kürdler söz konusu olduðu zaman “terör” diyen Batý’nýn, bu durumun da bilincine varmasý gerekir. Hüseyin Aykol'un, Türkiye’de Siyasi Parti Kapatmanýn Tarihi, (Ýmge Yayýnlarý, 2009) isimli eserinde bu konuda ayrýntýlý bilgiler vardýr.

Kürd Basýný

Kürdler, 20 yýlý aþkýn bir zamandýr günlük gazete yayýmlýyorlar. Ýlk günlük gazete 1992 de yayýma baþlayan Özgür Gündem’dir. 2007 yýlýndan beri de günlük Kürdçe bir gazete yayýmlýyorlar. Bu gazeteler de çok aðýr idari ve cezai yaptýrýmlarla karþýlaþmýþtýr. JÝTEM’in, Özeltim’lerin cinayetine kurban giden muhabirler de vardýr. Gazetelerin sýk sýk kapatýlmasý, kapatýlan gazetenin yerine kýsa zamanda yeni bir gazetenin yayýna baþlamasý dikkatle incelenmesi gereken bir süreçtir. Ýnsan kaynaklarý açýsýnda ve maddi kaynaklar açýsýnda bu deðerlendirme yapýlmalýdýr.

Bütün bu sistematik baskýlara raðmen Kürd basýný yaþamýný sürdürmektedir. Hüseyin Aykol, Kürt Medyasýnda 20 Yýl (Everensel Basýn Yayým, 2009) isimli eserinde bu konuda deðerli bilgiler vermektedir.

“Musa Anter Basýn Þehitleri ve Gazetecilik Ödülleri” konulu bir kurum yaratýlmýþtýr. Saðlýklý bir kurumlaþma gerçekleþmiþtir. Musa Anter de bir gazetecidir. 1993 de, devlet tarafýndan planlanan katliamla yaþamýna son verilmiþtir. Özeltim veya JÝTEM tarafýndan katledilen gazeteciler þunlardýr:

Mehmet Sait Erten - Azadi - 1992 - Diyarbakýr
Halit Güngen - 2000’e Doðru - 18 Þubat 1992 - Diyarbakýr
Cengiz Altun - Yeni Ülke - 25 Þubat 1992 - Batman
Ýzzet Kezer - Sabah - 23 Mart 1992 - Cizre
Mecit Akgün - Yeni Ülke - 2 Haziran 1992 - Nusaybin
Hafýz Akdemir - Özgür Gündem - 8 Haziran 1992 - Diyarbakýr
Çetin Abayay - Özgür Halk - 29 Temmuz 1992 - Batman
Yahya Orhan - Özgür Gündem - 2 Aðustos 1992 - Ceylanpýnar
Hüseyin Deniz - Özgür Gündem - 2 Aðustos 1992 - Ceylanpýnar
Musa Anter - Özgür Gündem - 20 Eylül 1992 - Diyarbakýr
Yaþar Aktay - Serbest - 9 Kasým 1992 Hani
Hatip Kapçak - Serbest - 18 Kasým 1992 - Mazýdaðý
Namýk Tarancý - Gerçek - 20 Kasým 1992 - Diyarbakýr
Kemal Kýlýç - Yeni Ülke - 18 Þubat 1993 - Þanlýurfa
Mehmet Ýhsan Karakuþ - 13 Mart 1993 - Silvan
Ferhat Tepe - Özgür Gündem - 28 Temmuz 1993 - Bitlis
Nazým Babaoðlu - Gündem - 12 Mart 1994 - Siverek
Seyfettin Tepe - Yeni Politika - 28 Aðustos 1995 - Bitlis

Bu sürecin, 5 Temmuz 1991’de, Diyarbakýr’da Vedat Aydýn’ýn kaçýrýlmasýyla baþladýðýný, Batman’da Mehmet Sincar’ (4 Eylül 1993), Behçet Cantürk (12 Ocak 1994) Muhsin Melik (2 Haziran 1994), Savaþ Buldan (3 Haziran 1994) gibi siyasetçilerle ve iþ adamlarýyla devam ettiði çok iyi bilinmektedir. Bu, kaçýr, öldür, göm yönteminin egemen olduðu bir dönemdir. Sedat Yýlmaz’ýn Pres filmi bu süreci çok iyi anlatmaktadýr.

1993’den beri verilen bu ödüllerin hangi gazetelere tarafýndan verildiði Kürd basýnda yaþanan süreci de göstermektedir. Ne kadar çok gazetenin kapatýldýðý, kapatýlan gazetenin yerine kýsa zamanda bir yenisinin yayýma baþladýðý hemen anlaþýlmaktadýr.

1993 Özgür Gündem
1994 Özgür Ülke
1995 Yeni Politika
1996 Demokrasi
1997, 1998 Ülkede Gündem
1999 Özgür bakýþ
2000 2000’de Yeni Gündem
2001, 2002 Yedinci Gündem
2003 Yeniden Özgür Gündem
2004, 2005, 2006 Ülkede Özgür Gündem
2007 Gündem
2008 Alternatif ile Azadiya Welat
2009, 2010 Günlük ile Azadiya Welat
2011 Özgür Gündem ile Azadiya Welat

2012 Ödüller Özgür Gündem ve Azadiya Welat tarafýndan verilecektir.

Musa Anter Basýn Þehitleri ve Gazetecilik Ödülleri, Kürdçe Haber, Türkçe Haber, Fotoðraf ve Karikatür dallarýnda verilmektedir. Musa Anter’in fýkra yazarý olduðu, her þeyden önce fýkralarýyla, makaleleriyle bilindiði unutulmamalýdýr. Yazý konusunda da bir ödül konulmalýdýr.


Ýsmail BEÞÝKÇÝ

05.09.2012

***

(1)

Turgut Özal 1983-1987 1987-1989
Ali Bozer (vekaleten) 1989-1989
Yýldýrým Akbulut 1989-1991
Mesut Yýlmaz 1991-1991
Süleyman Demirel 1991-1993
Erdal Ýnönü (vekaleten) 1993-1993
Tansu Çiller 1993-1995 1995-1995 1995- 1996
Mesut Yýlmaz 1996-1996
Necmettin Erbakan 1996-1997
Mesut Yýlmaz 1997-1999
Bülent Ecevit 1999-1999 1999-2002
Abdullah Gül 2002-2003
Recep Tayyip Erdoðan 2003-2007 2007-2011 2011-


(2)

Necdet Üruð 1983-1987
Necip Torumtay 1987-1990
Doðan Güreþ 1990-1994
Ýsmail Hakký Karadayý 1994-1998
Hüseyin Kývrýkoðlu 1998-2002
Hilmi Özkök 2002-2006
Yaþar Büyükanýt 2006-2008
Ýlker Baþbuð 2008-2010
Iþýk Koþaner 2010-2011
Necdet Özel 2011-


(3)


Kenan Evren 1982-1989
Turgut Özal 1989-1993
Süleyman Demirel 1993-2000
Ahmet Necdet Sezer 2000-2007
Abdullah Gül 2007-


(4)

Ali Tanrýyar 1983 - 1984
Yýldýrým Akbulut 1984 - 1987
Ahmet Selçuk 1987 - 1987
Mustafa Kalemli 1987 - 1989
Abdülkadir Aksu 1989 - 1991
Mustafa Kalemli 1991 - 1991
Selahattin Çakmakoðlu 1991 - 1991
Ýsmet Sezgin 1991 - 1993
Beytullah Mehmet Gazioðlu 1993 - 1993
Nahit Menteþe 1993 - 1995
Teoman Ünüsan 1995 - 1996
Ülkü Gökalp Güney 1996 - 1996
Mehmet Aðar 1996 - 1996
Meral Akþener 1996 - 19997
Murat Baþeskioðlu 1997 - 1998
Kutlu Aktaþ 1998 - 1999
Cahit Bayar 1999 - 1999
Sadettin Tantan 1999 - 2001
Rüþtü Kazým Yücelen 2001 - 2002
Muzaffer Ecemiþ 2002 - 2002
Abdülkadir Aksu 2002 - 2007
Osman Güner 2007 - 2007
Beþir Atalay 2007 - 2011
Osman Güner 2011 - 2011
Ýdris Naim Þahin 2011 -


(5)

Vahit Melih Halefoðlu 1983 - 1987
Mesut Yýlmaz 1987 - 1990
Ali Bozer 1990 - 1990
Ahmet Kurtcebe Alptemuçin 1990 - 1991
Safa Giray 1991 - 1991
Hikmet Çetin 1991 - 1994
Mümtaz soysal 1994 - 1994
Murat Karayalçýn 1994 - 1995
Erdal Ýnönü 1995 - 1995
A.Coþkun Kýrca 1995 - 1995
Deniz Baykal 1995 - 1996
Emre Gönensay 1996 - 1996
Tansu Çiller 1996 - 1997
Ýsmail Cem 1997 - 1999; 1999 - 2002
Þükrü Sina Gürel 2002 - 2002
Yaþar Yakýþ 2002 - 2003
Abdullah Gül 2003 - 2007
Ali Babacan 2007 - 2009
Ahmet Davutoðlu 2009 -2011 2011-


(6)

Korg. Burhanettin Bigalý 1981 - 1986
Korg. Hayri Ündül 1986 - 1988
Korg. Teoman Koman 1988 - 1992
Sönmez Köksal 1992 - 1998
Þenkal Atasagun 1998 - 2005
Emre Taner 2005 - 2010
Hakan Fidan 2010 -

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.